English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ş ] / Şaşırtıcı

Şaşırtıcı translate French

4,530 parallel translation
Şaşırtıcı.
Choquant.
Paraşütle dalış hakkında bir şeyler okumak şaşırtıcı derecede sıkıcı.
Ah, la lecture de la chute libre est étonnamment très ennuyeuse.
Çok şaşırtıcı. Çünkü pek öyle...
C'est si surprenant car ça ne ressemble pas à...
Ne kadar çok sigara içtiğine bakarsak pek de şaşırtıcı değil.
Rien d'étonnant, vu tout ce que tu fume
Fazlasıyla şaşırtıcısın, biliyor musun?
Tu es surprenant, tu sais.
Epey şaşırtıcı.
C'est assez génial.
Baş karakteri öldürmekten daha şaşırtıcı ne olabilir ki?
Qu'est ce qui est plus surprenant que de tuer le personnage principal?
Sizin hakkınızdaki değerlendirmesi de oldukça şaşırtıcı.
Son évaluation de vous est... plutôt négative
Medikal teknolojinin bu kadar ilerlemesi çok şaşırtıcı.
C'est incroyable de constater les progrès de la technologie.
Gerçeği ifade ediş şeklin şaşırtıcı.
C'est hallucinant, ta façon de définir la réalité.
Şaşırtıcı olan şey ise, neredeyse beni kandırıyordun.
La chose la plus étonnante, c'est que tu m'as presque eu.
Şaşırtıcı.
C'est merveilleux, tu sais.
Birini görev anlayışından daha yüce bir sebeple korursun. Sonrasında senin için şaşırtıcı şekilde daha fazla şey ifade etmeye başlar.
On protège quelqu'un au delà du sens du devoir, et à partir ce moment, quand ça évolue, ça te surprend vraiment.
Sadece fotoğraf çekti ve şaşırtıcılık etkisi üzerine konuştu.
Il a juste pris des photos et parlé de l'effet "Wow".
Şaşırtıcı bir şey buldum.
J'ai fait une incroyable découverte
Neden sadece şaşırtıcı şeye atlamıyoruz?
Pourquoi n'irions nous pas directement à cette incroyable découverte?
İşte şaşırtıcı şey bu.
c'est une découverte incroyable.
bu gerekten şaşırtıcı Ve samimiyetini takdir ediyorum, ama... gerçek şudur ki : Zorla aşk yoktur!
C'est très flatteur, et j'apprécie votre franchise.
Sana şaşırtıcı bir son hazırladım. Sus artık!
Ça va être le clou du spectacle Fermes-la
Bu işçiler şaşırtıcı derecede gizli.
Ces pionniers sont étonnamment furtifs.
Ve öyle soğuklar ki bu Afrika kıyılarına... bazı şaşırtıcı canlılar çekiyorlar.
Elles sont aussi si froides qu'elles attirent des créatures étonnantes sur ces côtes africaines.
Hem teknik, hem de şaşırtıcı duygusal zorluklar çıktı.
Le défi était à la fois technique et étonnamment émotif.
Doğu kıyısındaki hayvanlar, değişen iklimi... çok şaşırtıcı bir biçimde hissediyor.
Ici, sur la côte est, des animaux ressentent le changement de climat de façon surprenante.
Yaşadığımız dünyalar o kadar farklıydı ki, anlaşmış olmamız şaşırtıcı. Bazı zamanlar onun kazanmasına izin vermeliydim.
C'était un bon ami, mais je ne suis pas triste.
Fuhuş alanında da birçok gönüllü çalışması oldu, sokak fahişeleri arasında da çok tanıdıkları var ve bana çok şaşırtıcı bazı şeyler söyledi.
Dans le cadre de l'aide juridique, elle a côtoyé des racoleuses. Ses remarques m'ont étonné.
Annesinin yarattığı boşluğu doldurmanın tek yolunu tanıştığı her kadınla yatmakta bulan bencil bir alkolik için şaşırtıcı değil ama...
Pas une grosse surprise venant d'un alcoolique égoïste qui couche avec toutes les femmes qu'il rencontre pour combler le vide que l'amour de sa mère aurait dû...
Yani, kundakçılık şaşırtıcı değil.
L'incendie criminel n'est pas surprenant.
Maaşınıza bakınca bu şaşırtıcı değil.
Pas surprenant, à voir votre salaire.
Bakın, son konuşamamızdan beri hesaplara bir göz gezdirdim ve şu anki ekonomik durumun ışığında, bu yapıya kaynak sağlayamayacağımızı söylemek herhalde şaşırtıcı olmaz.
Ecoutez, depuis que l'on s'est parlé la dernière fois, j'ai envisagé plusieurs cas de figures, et il va sans dire que nous ne sommes pas en mesure de trouver les fonds nécessaires pour ce bâtiment, en vu de la situation économique actuelle.
Şaşırtıcı.
C'est surprenant.
Gerçekten çok şaşırtıcı.
Et bien, ça c'est choquant.
Steve'e gösterine götürmen şaşırtıcı biçimde hoş bir hareket.
C'est étonnamment gentil d'inviter Steve à ton spectacle.
Garcia, seni hoparlöre veriyorum. Millet, hemşirelerle derdi olan şaşırtıcı sayıda garip tip var.
Les gars, il y a un nombre impressionnant de cinglés dehors qui ont un faible pour les infirmières.
Bu... Şaşırtıcı.
C'est... un choc.
Nickel'in bu öğleden sonra salıverildiği mahkemenin önündeki manzara şaşırtıcı bir yoğunlukta değildi.
La scène à l'extérieur de la salle de tribunal où Nickel était sorti cette après-midi n'était étonnamment pas tendues.
Dün geceki yangından sonra tamamen şaşırtıcı sayılmaz.
Après l'incendie de la nuit dernière, rien d'étonnant.
Ani ve şaşırtıcı bir biçimde yetenek patlaması yaşayan bir arkadaşım var.
J'ai un ami qui montre un soudain sursaut fort étonnant de talent.
46 sent için bu utancı yollamaları çok şaşırtıcı.
C'est stupéfiant que tu puisses envoyer une telle honte pour juste 46 cents.
Biraz şaşırtıcı.
C'est un peu surprenant.
Bundan daha şaşırtıcı olan polis suç mahallini bulmadan çok uzun süre önce Kim Jun'un bu resmi çizmiş olması.
c'est que 669 ) } c'est Kim Joon qui a peint ça bien avant 669 ) } que la scène de crime ne soit découverte par la police.
İlişkide olduğu birinin sır sakladığını öğrendiğinde sinirli olması şaşırtıcı değil.
Oui, et bien ce n'est pas surpenant quand tu découvres que ton petit ami a un secret.
Bizlere, gerçek hayattaki bir terapi seansının ne kadar heyecanlı ve şaşırtıcı olabileceğini gösterdiğiniz için.
Ann, pour nous avoir montré à quel point une thérapie sur la vie réelle peut être excitante et surprenante.
Merkezimize gelen çok şaşırtıcı ve şok haberlere göre köpek balıkları sokaklarda yüzmekte.
Et le plus tragique et le plus monstrueux sont les témoignages affluant de toute part, les requins anéantisent le litoral.
Ted zom olmazsa şaşırtıcı derecede sahici görünen kadın robotla sevişmez ki.
Si Ted n'est pas bourré, il n'y a aucun moyen qu'il finisse avec cette superbement réaliste femme robot.
Bak, sana şaşırtıcı gelebilir ama kızlar konusunda ne yaptığımı biliyorum.
Écoute, ça peut être un choc pour toi mais je sais parfaitement ce que je fais avec nos filles.
Otomatta şaşırtıcı şekilde değişik şeyler vardı.
Le distributeur a une variété de choix surprenante.
Şaşırtıcı bir şekilde dolabınızda okuduğum en ilginç şey babanın mektubu değildi.
SHELDON : Tu sais, étonnamment, la lettre de ton père n'était pas la plus intéressante. J'ai lu dans le placard.
Haklısın ama bunun bu kadar şaşırtıcı olmaması gerekiyordu ama yalnız yapmana gerek yok.
C'est assez juste, et ce n'est pas choquant, mais tu ne le fais pas seule.
Şaşırtıcı.
Étonnant.
Bu davayı takıntı yapması şaşırtıcı değil.
Ce n'est pas surprenant qu'il soit obsédé par cette affaire.
Geçmişte de dengesizlikleri olmuştu ama şu anki hali beni bile şaşırtıyor.
Il a toujours été instable, mais maintenant, c'est un homme détruit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]