Şüphe yok translate French
1,552 parallel translation
Hiç şüphe yok.
Aucun doute.
Hiç şüphe yok.
Il y a aucun doute là-dessus.
Hiç şüphe yok ki lenf sisteminizin bazı işe yarar bileşikleri olduğunu keşfettiler.
Ils doivent savoir que votre lymphe contient de précieuses substances.
İyi isim yaptığına şüphe yok.
Pas étonnant qu'il remplisse son restaurant.
Robert, çok iyi bir doktor olduğuna hiç şüphe yok.
Robert, je suis épatée. Tu es un merveilleux docteur.
- Kıçıma tekmeyi basacağına şüphe yok.
- Normal qu'elle me quitte.
Korkusuz olduğuna şüphe yok Hayır
- Normal que vous soyez courageuse.
Ben de gözlerinin içine bakıp "Hanımefendi, Shreveport'un en çekici kadını olduğunuza hiç şüphe yok." dedim.
Je l'ai regardée et lui ai dit : "Madame, vous êtes la plus belle femme de tout Shreveport."
- Moral konuşması için sağol, Maria. Tamam, hiç şüphe yok ki o sana delicesine aşık. - Hayır.
- C'est encourageant, Maria.
- Hastane. Hiç şüphe yok ki Damien'in çok tutulan yeni barlarından.
Ah, le nouveau bar branché de Damien, sûrement.
Mobil yayımlayıcıdan haberinin olmamasına hiç şüphe yok.
- 49624. Pas étonnant. Vous n'aurez votre émetteur que dans un an.
Evet, ona şüphe yok.
Ouais, bien sûr.
Teknik bir açıklama yapabilir miyim bilmiyorum ama onun Billy Miles olduğuna şüphe yok.
je ne suis pas sûr de pouvoir l'expliquer, mais c'est bien Billy Miles.
Vurulmuş. Ona şüphe yok. Şimdi en önemli sor şu :
La question à un million de dollars, c'est : "Comment?"
Evet, ona şüphe yok.
C'est clair.
Kahinlerin bunu gördüklerine şüphe yok.
Les précogs ont sûrement déjà vu ceci.
Şüphe yok.
Sûrement.
Buna hiç şüphe yok, ancak "neredeyse tüm vaktimi." dediniz.
Mais vous avez dit : "Pratiquement tout le temps."
Tabii Vic konusunda hiçbir şüphe yok.
Pour Vic, la question ne se pose pas.
Buna şüphe yok.
Pas de doute à ce sujet.
Buna hiç şüphe yok.
On a eu notre part de tracas, il y a pas de doute.
İşte böyle zamanlarda, Şüphe yok ki bazıları çocukça şeylerle uğraşırlar,
En des moments comme ceux-là on a besoin de ses souvenirs d'enfance...
Ona şüphe yok. Joe?
Personne n'ira te contredire.
Canının yandığına hiç şüphe yok!
Aucun doute, il est blessé!
- Birisi suçu üzerime atmaya çalışıyor. - Buna şüphe yok.
J'ai rencontré votre père il y a 3 ans.
Hiç şüphe yok ki... Birşeyi tankere çektim.
Ça veut dire que sans doute, j'avais avalé l'affaire.
Şüphe yok ki onda bu kabiliyet vardı.
Il n'y a pas de doute... qu'il l'aurait réussi.
Şüphe yok.
Pas étonnant.
Ondan şüphe yok.
Ça c'est sûr.
Hiç şüphe yok.
Ça ne fait aucun doute.
Şüphe yok, iyi biri.
Il l'est sans doute.
- Hiç şüphe yok... -... ben senin biyolojik kızınım.
Aucun doute, je suis ta fille génétique.
Güçlü ve başarılı bir erkek olarak yakın bir gelecekte hiç şüphe yok ki birlikte olacağım onca kadının düşüncesi başımı döndürüyor.
Je suis un homme fort, tout émoustillé à l'idée de sortir avec de nouvelles femmes.
Otobüsün refüje sürtündüğüne şüphe yok.
En tout cas, le car s'est bien pris la rambarde.
Ona şüphe yok.
Sans conteste.
Buna şüphe yok. Bu yüzden Dr. Lewis'ten yardım etmesini istedim
- En supervisant les internes en votre absence et en allant aux réunions.
Hiç şüphe yok ki zor bir akşam geçirdiniz. Böyle de diyebiliriz.
Votre après-midi n'a guère dû être agréable.
İndiğin her gezegenden atılacağına hiç şüphe yok!
Cela n'est pas étonnant que tu aies été virée de toutes les planètes où tu as atterri!
Ona şüphe yok.
Je n'en doute pas.
Bu enerji alanının Central Şehri'ndeki alanla aynı olduğuna dair hiç şüphe yok.
Il n'y a aucun doute. Ce champ de force est identique à celui qui entoure Central City.
Ona şüphe yok.
Je ne discute pas.
Hiç şüphe yok ki bu takımın lideri çok parlak zekalı ve güçlü sezgileri olan bir pazarlıkçıdır.
Leur chef sera certainement brillant et compétent.
Şu doğum günleriyle alakalı şey garip, hiç şüphe yok.
Cette histoire de dates d'anniversaire est vraiment bizarre.
Bugünlerde bir gösteriş yapman gerektiğine hiç şüphe yok.
Une qualité que tu montres souvent de nos jours, sans aucun doute.
Yetkililerin dediğine göre hiç şüphe yok ki- -
Les dirigeants affirment qu'il n'y a pas de doutes sur...
Hiç şüphe yok ki kıç bölümü birçok insanı da beraberinde dibe götürmüştü.
Les gens ont été emportés dans les hauts fonds.
Jüri ölüm sebebi için hala dışarıda. Ama kamçı ve bağlama izlerini dikkate alırsak, hiç şüphe yok ki bu bir şiddet.
On peut prendre en considération les marques de fouets et de ligatures.
Hiç şüphe yok ki, mürettebatımızın en çok yönlü üyelerinden birisidir.
C'est pour ça qu'on est partis.
- Bu bizim adamımız, hiç şüphe yok.
- Vines.
Stresli olduğuna şüphe yok.
Ecoutez, c'est stressant, c'est évident.
bu konuda ondan şüphe duymam için hiçbir sebebim yok.
- Nous ferons de notre mieux Capitaine.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65