English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Adın

Adın translate Portuguese

52,569 parallel translation
- Adın Ryan'dı galiba.
- És o Ryan, não é?
- Hadi adını söyle.
- Diz o teu nome - Hugo.
- Hadi adını söyle.
Diz o teu nome, Jose!
- Tabii ki adını biliyordum.
Sim, sei o teu nome.
Adını söyle.
Diz o teu nome.
Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın...
Pai-Nosso que estais nos céus, santificado seja o Vosso nome...
Davada senin adın geçiyor.
O teu nome está no processo legal.
Adını bile yazamayacak kadar sarhoştun, geçiyorum bir çocukla ilgilenmeyi.
Estás demasiado bêbado para escreveres o teu nome com mijo e muito menos para cuidares de uma criança.
Göklerdeki Babamız adın kutsal kılınsın. Egemenliğin gelsin, gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun.
Pai-Nosso que estais nos céus, santificado seja o Vosso nome, venha a nós o vosso reino, seja feita a Vossa vontade.
Kendi adını bile kullanmıyorsun.
Tu nem sequer usas o teu primeiro nome.
Adını hatırlıyor musun?
E o teu nome?
Mombi adında bir kadın arıyorum.
Procuro uma mulher que se chama Mombi
Adını bile hatırlayamadı.
Ele nem se conseguia lembrar do seu nome.
Annem bana Oz Büyücüsü adını mı verdi sanıyorsun?
Achas que a minha mãe baptizou o Feiticeiro de Oz?
Adını temizleyeceğim.
Vou ilibar o teu nome.
Adın ne... küçük birisi?
Como te chamas... pequena alguém?
- Onun adını kullandığından haberi var mı?
Ele faz ideia que estás a usar o nome dele?
Adamlara, bu savaşın kimin adına yapılacağını hatırlat mesela.
Lembrar os homens por quem é que estão a lutar?
Kaptan Berringer adındaki madunun biri birkaç yüz adamın burada kalıp yenilgilerinin intikamını almasına izin verdi.
Um subordinado, chamado Capitão Berringer, conduziu um motim de algumas centenas de homens determinados a permanecer e vingar a sua derrota.
Adın Memur Francis Llewellyn Poncherello ve Redding'deki KOD'dan nakledildin.
O teu nome é polícia Francis Llewellyn Poncherello e vens transferido da BTC em Redding.
Ayrıca Bob Lin adına bir profil hazırlayın.
E também preciso que criem um perfil para um tal Bob Lin.
FBI'dan bir arkadaşım, hakkında soruşturma olduğunu, adının da Poncherello değil, Castillo olduğunu söyledi.
O tipo do FBI diz que está a ser investigado e que se chama Castillo, não Poncherello.
All Steel'da çalışan "LT" adında biri yok ama TJ'in mal varlığını araştırırken bir şeye rastladım.
Não havia nenhum LT a trabalhar na All Steel, mas encontrei algo a procurar a propriedade do TJ.
İtalyanca bir adın olması mı, Poncherello?
Teres um nome italiano, Poncherello.
Yine de babamın adını mukavvaya yazmam lazım.
Ainda temos de escrever o nome do meu pai na cartolina.
Ödeve göre annemin ve babamın adını yazmak zorundayım.
Temos de escrever o nome dos dois pais.
Adının Saxon Banks olduğunu söylemişti.
Disse-me que se chamava Saxon Banks, como Mr.
- Belki adını doğru... - Maddie! ... soyadını yanlış söylemiştir.
Acho que é capaz de ter dito só o primeiro nome verdadeiro.
Adını arayalım.
Procura o nome dela.
Biz... onun adını... Onun adını...
Chamámos-lhe...
Daha adını bile bilmiyorum.
Nem sei o teu nome.
Yani yumurtaları en sevdikleri oyuncaklarının rengindeki sirkeye batıran çocuklar gördüğünde ya da cinsel birleşme için güneye giden ülke gençliğini gördüğünde ya da batan muhteşem Floride eyaletine spermlerini püskürttüklerinde hepsi bunları farkında olmadan onun adına yaparlar.
Quando vires crianças a mergulharem ovos em vinagre da cor dos brinquedos favoritos ou quando vires os jovens da nação que rumam para sul para copular ou quando espalham a semente sobre aquela massa que se afunda, a que chamam o estado da Florida, fazem-no todos sem se aperceberem, em nome dela.
Milyonlarca insanın senin bayramında sembol takas edip, ritüelleri kutladığına şüphem yok. Hepsi de gizli yumurtaları bulmak için ama hiç kimse senin adına dua ediyor mu?
Não duvido que milhões de pessoas trocam presentes e observam os rituais da tua festa, até à caça dos ovos escondidos, mas alguém reza em teu nome?
Adım bu. Başka bilgiye ihtiyacınız yok.
É o meu nome, não precisa de mais nenhuma informação.
- Büyükbabamın köpeğinin adıydı.
Foi-me dado esse nome por causa do cão do meu avô.
Yarın adımıza bir çek yazacaksınız, biz de memnuniyetle sizi salacağız.
Amanhã vai passar-nos um cheque e teremos todo o gosto em tirar-vos daqui.
"Bir konuda çok öfkelendiysen bir adım atmalı ve çare bulmaya çalışmalısın."
"Se algo te enfurece mesmo, tens de fazer algo em relação a isso."
Gary Karr diye biriyle birlikte adam kaçırma işine bulaşmışlar ve işi tezgahlayanın adı da David Waters'mış.
Mas disse que ele e um tal Gary Karr estavam envolvidos num rapto orquestrado por alguém chamado David Waters.
'Arkanızda çok kişi var.' Herkes bir adım öne çıksın.
Rápido.
Sanırım söylemeye çalıştığın son şey benim adımdı.
Acho que a última coisa que tentavas dizer era o meu nome.
Adın ne?
Qual é o teu nome?
Bu büyüdüğüm kasabanın adı.
É a cidade onde eu cresci.
Adın ne?
Como te chamas?
Yürüme mesafesinde bir köy var, belki oralıdır? O köye adımını attığın an,
Há uma aldeia a poucos passos, talvez ela seja de lá?
Adım Woodes Rogers, New Providence adasının yeni valisiyim.
Chamo-me Woodes Rogers, e sou o próximo Governador da Ilha de New Providence.
O korsan kralının adı Uzun John Silver.
O nome do Rei pirata... é Long John Silver.
Adımızı ineğe çıkaracaksın. Hadi.
Vão achar-nos uns lambe-botas.
Kirada erkek arkadaşının da adı var mı?
O namorado dele assinou o contrato?
Allah aşkına babamın adı ne?
Como é o nome dele, raios?
Bakın, burada adım yazıyor...
Veja, aqui está o meu nome.
- Çantanızı da unutmayın. - Adımınıza dikkat edin.
Cuidado com os pés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]