Aklım karıştı translate Portuguese
446 parallel translation
Jack, aklım karıştı.
Olha, Jack, perdi-me.
Şimdi iyice aklım karıştı.
Agora a minha cabeça está confusa.
Aklım karıştı.
Por favor, estou confuso.
Birden aklım karıştı, Madam la Markiz.
Estou desolado e confuso, Sra. Marquesa.
- Aklım karıştı.
Estou baralhado.
Aklım karıştı.
Estou a perder a cabeça.
Benim de aklım karıştı.
Baralhei-me a mim mesmo.
Aklım karıştı.
Estou embaralhado.
Benim de aklım karıştı.
Sim, também estou confuso.
Aklım karıştı.
Ó meu Deus, que confusão.
Mac, gerçekten aklım karıştı.
Mac, isto é duro para os meus nervos.
Aklım karıştı.
Perdi a cabeça.
Aklım karıştı.
Perdi-me.
- Aklım karıştı.Gerginim.
- Obrigado. - Fez-se um vazio.
Sadece bir parça aklım karıştı, hepsi bu.
Só um pouco desorientado, isso é tudo. Vamos!
Tuhaf, çünkü benim aklımda şey diye kalmış sana bir kere gerçekten ihtiyacım oldu hani karım öldürüldüğünde kokain çektin ve çalıştığımız restoranı kül ettin.
É engraçado, porque, se bem me lembro, da única vez em que precisei mesmo de ti, quando a minha mulher morreu, tu drogaste-te e pegaste fogo ao restaurante onde trabalhávamos.
Belki çalışmalarım biraz karışıktı... ve onun aklı karıştı.
Talvez as minhas instruções fossem um tanto complicadas... e ele tenha ficado confuso.
Hikayen aklımı karıştırmıştı, belki de içkidendi.
A tua história baralhou-me. Ou talvez tenha sido o bourbon.
Hayır. Aklım çok karışmıştı, korkmuştum, hiçbir şey yapamayacak durumdaydım.
Estava demasiado confuso, horrorizado, incapaz de fazer algo.
- Aklım karışmıştı...
- Estava confuso.
Ama aklım karıştı.
Isto preocupa-me!
İç çamaşırlarımı karıştırırken aklıma bir fikir geldi.
Passou-me assim pela cabeça enquanto me coçava
Aklım çok karışmıştı.
estava tão confuso.
Ama aklım karıştı.
Estou confusa.
Önce adamın aklını karıştırdın sonra da yardım edeceğini söyledin.
Primeiro descompõe o homem, depois diz que o vai ajudar.
Aklımı karıştırıyorsun.
Estás a confundir-me.
Bu büyük W aklımı karıştırdı.
O que me intriga é o'W'.
Aklın mı karıştı?
Confusa?
Aklımı karıştırmalarına izin vermemem gerekirdi. Beni korkutmalarına.
Não devia ter-me deixado confundir... agitar-me.
Teşekkürler. - Geçen gün evinizde, merdivenden inip çıkarken konuştuklarımızdan bir şey aklıma takıldı uyumaya çalıştıkça kafamı karıştırıp beni uyutmayan bir şey.
Quando estive em sua casa em cima daquele escadote, ocorreu-me outra coisa que não me tem deixado dormir.
Bu benim aklımı karıştırıyor Usta.
Isso baralha-me, mestre.
- İşte o. Aklım karışmıştı.
É isso, assombrado.
Aklımı karıştıran Marie-Ange olmalı.
Deve ter sido Marie-Ange que me perturbou.
Sanırım biraz aklın karıştı.
Acho que está um pouco confuso.
- Aklımız karıştı desek daha doğru olur.
- Confusos é a expressão correta.
Biliyor musun, aklımı karıştırıyorsun.
Estás a confundir-me, sabes?
Bay Hardin, yine aklımı karıştırdınız.
Cada vez percebo menos, Sr. Hardin.
- Adrienne, aklımı karıştırma.
- Adrian, não me confundas.
- Aklımı karıştırıyorsun!
- Tira da minha cabeça.
Aklım karıştı.
Pensa bem!
( Çavuş Dedektif Ricardo Tubbs ) Bu tamamen aklımızı karıştırıyor komuta zincirine bir bakalım.
Vocês vão-se passar. Ouçam esta cadeia de comando :
Bir kızın aklını karıştırmış olmasına şaştım.
Estou admirado por teres perdido a cabeça pela rapariga.
Eileen, dün gece evine gittim ve adamın biri telefonda aslında insan olmayan insanlardan bahsederek aklımı karıştırdı.
Eileen, eu fui ao teu apartamento ontem à noite... e um tipo ao telefone disse-me umas cenas esquisitas... sobre pessoas que não eram pessoas?
Şimdi aklımı iyice karıştırmaya başladın işte!
Já me baralhaste todo!
Banka hainleri. Ama ondan sonra yeni eşyalar geliyor ve aklımı karıştırıyorlar.
Depois vêm as raparigas e fazem olhinhos aos homens.
- Aklımı karıştırma benim.
- Não me confunda agora.
Aklım çok karıştı.
Estou tão confusa.
Kaç dil konuşuyorsunuz? Ama bazı Türkçe sözcükler hala aklımı karıştırıyor. - 23.
Quantas línguas fala?
- Aklımı karıştırdın.
- Como começo?
Watson, Aklım biraz durgunlaşmıştı, ve benim sanatımın gereği olan hayalgücü ve gerçekliğin karışımını istiyordum.
Tenho andado lento de raciocínio e sem a mistura de imaginação e realidade que é base da minha arte.
Aklını mı karıştırıyor?
Dá-lhe a volta à cabeça?