English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Aklıma geldi

Aklıma geldi translate Portuguese

2,955 parallel translation
Aklıma geldi de. "Doğruluk mu Cesaret mi?" oynadığımız zamanı hatırlıyor musun?
Acabei de me recordar. Lembras-te quando jogámos ao verdade ou consequência?
- Şey, aklıma geldi de, sen hiçbir yere ama hiçbir yere tatlı bi dille girmeyi beceremiyorsun.
- Bem, eu pensei que tu obviamente não sabes como convencer alguém a deixar-te entrar.
Bilirsiniz maceranın bu bölümünde sosislere sarılı vaziyette ölümle yüz yüze kalma gibi bir huyunuz olduğu aklıma geldi.
E, sabe percebi que ia acabar envolvido em salsichas a enfrentar a morte certa nesta altura da aventura.
Günün birinde aklıma geldi bu ve hayatımın lafı oluverdi.
Um dia, ocorreu-me este pensamento. Foi o pensamento da minha vida.
Birden aklıma geldi.
Surgiu-me assim do nada.
Şimdi aklıma geldi, bunların yaprakları da olur!
E mais, também têm folhas.
Önce senin için endişelenmiştim ama sonra Eric'in yatağını sıcak tuttuğun aklıma geldi.
Estava preocupada contigo... ao princípio. Mas então percebi que estarias na cama do Eric.
Sonra şu diğer Craig aklıma geldi.
E então eu lembrei-me do Craig. O outro.
Yolda giderken birden aklıma geldi, ya yarın sabah uyanıp seninle tekrar yürüyüşe çıkmak istersem?
Bem, ia a caminho e de repente pensei... e se eu acordar amanhã de manhã e quiser dar uma volta contigo? Percebes?
Evet, benim de aklıma geldi.
Também andei a pensar nisso.
Hey, aklıma geldi.
Hey, é verdade.
Bulasınız diye canınızı bağışladığım aklıma geldi de.
Lembro-me de te ter poupado a vida para poderes encontrá-lo.
George'un talih kurabiyesinde ne yazdığı aklıma geldi de.
Acabei de descobrir o que a bolacha da verdade do George diria.
Şimdi aklıma geldi de, sen daha iki aylıkken penisin birden morarmıştı.
Sabes, pensando bem, quando eras bebé, com cerca de dois meses de idade, o teu pénis começou a ficar roxo. Juro.
Dün taksideki küçük televizyonu izlerken aklıma geldi.
Pensei nisto ontem, no táxi, quando estava a ver aquele ecrã de TV pequenino.
Yine o tuğla binadan çıktıktan sonra gidecektim ama sonra uzun süredir Lucy'i ziyaret etmediğim aklıma geldi.
E estava para ir, até ele ter saído daquele edificio em tijoleira. Mas depois pensei, que já não visitava a Lucy há algum tempo.
Az önce aklıma geldi eminim ki bilmek isteyeceksin.
- Acabei de me lembrar. E tenho a certeza que isto Vais querer saber.
Dedim de aklıma geldi, Daytona'da kar yağıyormuş.
Por falar nisso, soube que está a nevar em Daytona.
Aklıma geldi de sana yapacağım yardım az önce... verdiğim 250.000 den daha fazlasına mal olucak.
Ocorre-me que se você quer a minha ajuda para o seu problema deve valer mais para mim do que o retorno dos meus 250 mil dólares.
Uykuda aklıma geldi.
Este apareceu-me durante o sono.
Aslında aklıma geldi
E um de cereja?
Şaka bir yana... Bu akşam merhum Senatör David Reeves aklıma geldi.
Brincadeiras à parte, gostaria de recordar o falecido Senador David Reeves.
Pekala, aklıma bir fikir geldi.
Isto está a dar-me uma ideia.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
Eu tenho uma boa.
Bir fikir daha geldi aklıma.
E tive mais uma ideia.
Tamam. Aklıma bir şey geldi.
Lembrei-me aqui de uma coisa.
Aklıma parlak bir fikir geldi Reggie'den "La Donna e Mobile" yi söylemesini isteyelim..
Perguntar ao Reggie se canta La Donna è Mobile.
- Aklıma geldi.
- De quê?
Aklıma bir fikir geldi.
Ideia!
Aklıma tek bir şey geldi.
Pele escura, pensei no pior.
- Ya evet birden aklına geldi biliyormusun Oğlunun dönmemiş olmasıma üzüldüm.
Eu sinto muito que seu filho não voltá-se.
Aklıma bir şey geldi.
Olha, estive a pensar numa coisa.
Aklıma bir şey geldi ama şehre gitmemiz gerekiyor.
Tenho uma ideia, mas envolve ir até à cidade.
İlk defa gittiğimiz bir Yunan lokantası geldi aklıma.
Estava a pensar na primeira vez em que fomos ao restaurante grego.
Thor, aklıma bir şey geldi.
Thor, estou a pensar uma coisa.
- Aklıma o geldi.
- Foi o que eu pensei.
Sonunun ne zaman, nasıl olacağına dair bahse girdik otobüsle mi, trenle mi aklıma polis eliyle intihar geldi.
Temos aqui uma aposta para saber quando e como acabas com tudo. Autocarro, comboio... Eu aposto em suicídio às mãos de um polícia.
James ve ben balayımızdayken, fikir birden aklıma geldi.
Sabes, a ideia tipo que veio até mim, quando o James e eu estávamos na nossa lua de mel.
Zana, aklıma iyi bir fikir geldi.
Zana, tive uma boa ideia.
Elbise için aklıma bir fikir geldi.
Tenho uma ideia para os meus vestidos!
Aklıma bir fikir geldi.
Tenho uma ideia.
Ve sonra bir anda aklıma geldi.
E, subitamente, veio-me à cabeça.
Sonra birden aklıma "Jerry için endişeleniyorum, çekiğin tekinin ayağının altına paspas olmuştur." düşüncesi geldi.
"Estou preocupado com o Jerry, ele deve estar no bolso de algum sabichão".
Kampanya için aklıma şahane bir fikir geldi.
Tenho uma grande ideia para o anúncio.
Seni bataklıkların orada gördüğümde de aklıma kızım geldi.
E quando vi-te na quele pântano, bem, trouxeste-a à minha mente.
Ancak daha sonra aklım başıma geldi. J - j
M... mas depois, eu m... mudei de ideias.
İntihar etmek aklıma ilk kez saçımı yolmaya başladığım geldi.
Da primeira vez em que pensei em suicidar-me, foi mais ou menos na mesma altura em que comecei a arrancar o cabelo.
Bu sabah aklıma ilk tanıştığımız zaman geldi.
Esta manhã lembrei-me da primeira vez que nos vimos.
Aklıma bir bahane gelmedi. Sence geldi mi?
Não sabia da merda em que íamos meter-nos.
Biraz farklı bir yöntem, nasıl çıktı bilmiyorum ama aklıma şu kendi kendine öğrenme kitaplar geldi.
Desenhar fora da caixa, Não sei porquê, mas começei a pensar
Benim aklıma şey geldi, projektör.
Estava a pensar num... projector.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]