English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Aldı

Aldı translate Portuguese

130,817 parallel translation
Kararı aldıran Vali değilmiş. Scolari'yi kontrol eden kesinlikle o. Bu durumda sorun Vali'yi kimin kontrol ettiği ki bu kişi de Jack Foley.
O Governador controla o Scolari mas a decisão foi de quem controla o Governador, Jack Foley.
İlçeden satın aldığım tahvillerle ilgili bazı sorunlar yaşıyorum.
Problemas com a dívida que comprei no norte.
Silahımı aldılar.
Levaram-me a arma.
Bunu hayatta kalma türlerinden birinden aldım.
Arranjei este carro do tipo da sobrevivência.
Adam satın aldığını söyledi, çünkü bir hata ayıklama aracıydı, bilirsiniz,... o kadar eskiydi ki devre kartı yoktu,... bu durumda uzaylılar ya da herneyse geldi ve teknolojimizi yok etti.
O homem disse que o comprou porque é um veículo de sobrevivência, tão velho que não tinha placa de circuito, no caso de virem extraterrestres ou assim e fritarem a nossa tecnologia.
Bunu spor malzemelerinin içinden aldım.
Obtive isto nos artigos de desporto.
- Aldın mı?
- Conseguiste? - Aqui está.
Kitap mağazasındaki şey, onu aldı fakat beni istemedi.
Aquela coisa na libraria, apanhou-a, mas não me quis. Porquê?
Mia aldı! Biliyor muydun?
A Mia levou-o, não sabia?
En kötü hasarı 3.4.5. sektörler aldı.
Os setores três, quatro e cinco foram os que sofreram mais danos.
Yıllarca, öldürmekten ve şiddetten zevk aldım.
Durante anos, regozijei em morte e violência.
Polis'e gitmek için aracı aldılar galiba.
- Levaram a carrinha para irem para Polis.
Biz olduğumuz için bizi hedef aldı.
Tomaram-nos como alvo por quem somos.
Aracı aldılar. Yakıt. Clarke.
Levaram a carrinha, o combustível e a Clarke.
Aracı benim adamlarım aldı. Dikkat et!
Foram os meus homens que a levaram.
Kendi bokum içinde nefes aldım.
A respirar a minha própria sujidade.
Bak, biz aldığımız her şeyi her zaman geri koyarız.
Ouve, nós... Voltamos sempre a pôr tudo no lugar.
Kaç savaşta yer aldın?
Em quantas batalhas participaste?
Diğer baronlar çoktan yerlerini aldılar.
Os restantes Barões já entraram.
Güney Carolina'ya gitmeden önce bu kitaplara bakıp amatör golfçümüzün neden alev aldığını öğrenmek istiyorum.
Antes de irmos para a Carolina do Sul, quero ver estes livros e descobrir porque o nosso jogador de golfe amador pegou fogo.
Jenkins! Galiba bu insanların neden güneşte alev aldığını biliyorum!
Jenkins, acho sabemos porque pegaram fogo ao sol.
Bu, Seth'in buradayken aldığı ruhsal ve bütünsel tedaviydi.
Aqui está o tratamento diário e espiritual do Seth enquanto ele esteve aqui,
Tomografi sonuçlarını aldığımızdan beri Bayan Cillian'dan haber alamadım.
Não soube da Srt.ª Cillian desde que recebemos os exames.
Benim hatam olmadığını anlamam çok uzun zaman aldı.
Demorei muito tempo a perceber que não tinha sido por culpa minha.
Güvenlik Konseyi'ndeki arkadaşlarımdan birinde tüyo aldım.
Recebi uma dica de um amigo no Conselho de Segurança.
Az önce BM'den acil durum uyarısı aldık.
Uma mensagem de emergência das NU.
İyi bir anlaşma yapıp sipariş aldınız mı?
Fizeram um bom negócio?
- Bunu Yüzbaşı Martens'ten aldım.
Tirei isso ao Capitão Martens.
Bir veri çekirdeği aldım.
Tenho o núcleo de dados.
Hepimiz sana söylüyorum Bunu nasıl yaparsın Ve aldığınız yol budur.
Vão todos dizer-te que é assim que se faz e este é o caminho a seguir.
Geri kanallı iletişim aldım Mösyö Mao'dan.
Recebi uma comunicação clandestina de Monsieur Mao.
Ve aynı emri verebilirim Nefes aldığınız hayatı sona erdirmek Aynı koordinatlarda bu mesajı gönderiyorum.
E posso dar a mesma ordem de terminar a sua vida, aí onde você respira, nas mesmas coordenadas para onde enviei esta mensagem.
Birleşmiş Milletler'den aldığınız yiyecek karnesiyle yaşıyorsunuz.
Subsistimos só com os cupões que as Nações Unidas nos dão.
Bu çok keyif aldığım bir meslek.
É um negócio que me dá muito prazer.
Ben bu işi dedemden miras aldım.
Herdei este negócio do meu avô.
Onları ofisime dinleme cihazı koymadığına ikna etmem bile yeterince zamanımı aldı. Fikrimi değiştiremeyeceğini anlayınca başkasınınkini değiştirmeye mi karar verdin?
Estamos sempre interessados na mesma coisa e quero que saiba
Bunları Foley'nin partisinde seninle birlikte içmeyi umuyordum. Ben davetiyemi aldım ama sen listeye alınmamışsın.
Ia fumá-los contigo na festa do Foley mas eu fui convidado e tu não estás na lista.
Demirini nereden aldığını öğren öyleyse. Tüm madenler onun olamaz ya?
Descobre onde compra o ferro, as minas não são todas dele.
Kıymetli heykellerini aldık.
É o mínimo, afinal ficámos-lhes com a estátua.
Bu gece onu bana aldın.
Compraste-a para mim pela noite.
Spartan-lves önümüzdeki iki yıl için aldığı ücreti yüzde 20 düşürecek.
- A Spartan-Ives reduziu 20 %, 2 anos.
Ben, bunu bana sen mi aldın? - Ne?
- Ben, foste tu?
Aslında onu ben aldım.
- Na verdade, fui eu.
İstediğiniz şeyi aldınız.
Então... já tem o que queria!
Bana sanal gerçeklik gözlüğü mü aldın?
Realidade virtual?
Sana doğum günü hediyesi aldım.
Tenho um presente.
- Hayır. Uçurumun kenarında yaşamayı bırakma kararı aldık sadece.
Não, apenas escolheste não viver no limite.
Neden? Aldım bile. El sıkıştık.
- Contratei, houve aperto de mão.
- Az önce onay aldım.
Acabei de receber confirmação.
Alan geçiyor diye sanat tarihi dersi aldıydım.
Ele sabe algo...
Bu tamamen farklı bir sebepten. Görünüşe göre kanguru da, fare ile benzeşmesinden nasibini aldı.
- Senti a sua falta na reunião.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]