English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Altı saat

Altı saat translate Portuguese

1,864 parallel translation
Altı saat.
Seis horas.
Altı saat içinde on kere hayatımı kurtardın.
Salvou a minha vida dez vezes nas últimas seis horas.
Söyledim. Altı ay boyunca, günde altı saat Çince çalıştığımı söyledim.
Disse-lhe que estudava chinês há seis meses, seis horas por dia.
Altı saat boyunca seninle baş başa kalma fırsatı çıkınca bunu kullandım.
Por isso, quando vi uma oportunidade de passar seis horas contigo, aproveitei-a.
Memeli ise, altı saat su altında kalamaz.
Se for um mamífero, pode ficar em baixo da água por 6 horas.
Otuz altı saat.
Trinta e seis horas.
2002 yılında, Charlotte Jenkins morg görevlisi ceset torbasının kıpırdadığı fark edene kadar altı saat boyunca St.Cloud hastanesinin morgunda kalmıştı.
Em 2002 o menino Jenkins esteve 6 horas numa bolsa para cadáveres no morgue do Hospital de Santa Claudia até um empregado reparar que o saco se mexia.
Yapmak için altı saat uğraştım. Bobo acı içinde kıvranıyordu ama buna değeceğini biliyordu.
Demorei seis horas a fazê-la e esse tempo todo, ele contorceu-se de dor, mas achou que valeria a pena.
Daha sonra götürüp, yer değiştireceğimiz elemanların nasıl sorgulama yaptıklarını izlettiriyorlardı ilk sorgulamamı yapmadan önce beş, altı saat onları izlemiştim.
E então, levaram-nos a ver os interrogatórios, dos tipos, que nós íamos substituir, durante umas, cinco ou seis horas, antes de fazer o meu, primeiro interrogatório.
Queen Latifah mı yoksa Halle Berry mi, ama öleli altı saat olacak?
Queen Latifah ou Halle Berry, mas ela está morta há 6 horas?
Altı saat bekleyip beklemeyeceklerini de bilemeyiz.
Não sabemos se vão esperar seis horas.
Geceki şova altı saat kaldı.
Há um show hoje às 6 horas.
İlk çıkış, kendi favorimdir, altı saat içindedir.
A primeira saída, a minha preferida, é após seis horas.
Onu altı saat önce buldular.
Eles a encontraram cerca de seis horas atrás.
New York'taki Drexler patlamasından beri beş gün Altı saat
5 dias e 10 horas após o bombardeamento no Drexler
- Videoyu kaydettiklerinden itibaren tam olarak altı saat.
- Seis horas depois de gravarem o vídeo.
Altı saat önce veto ettiğim bir şeyi niye imzalamam gerektiğini söyler misin?
Porque é que eu aprovaria uma coisa que recusei há seis horas?
Çünkü efendim, altı saat önce Fayed'in elinde nükleerler olduğunu bilmiyorduk.
Porque há seis horas não sabíamos que o Fayed tinha bombas.
Altı saat içinde orada olurum.
Eu vou estar aí em aproximadamente seis horas. Querido...
Ölmeden altı saat öncesinde bir telefon ya da e-posta da yok.
Nenhuma chamada nem e-mails nas últimas 6 horas antes da sua morte.
Labirent altı saat önce ziyarete kapatılmış. - Cinayet saatiyse iki saat öncesi.
E a morte ocorreu há menos de duas horas.
Saat gece iki ile altı arasında dairesinde öldürüldü.
Foi morta no seu apartamento entre as 5 e as 6 da manhã
Saat altıda belediyenin Noel ağacında buluşalım.
Encontramo-nos às seis na árvore de Natal da câmara.
Saat altıda. Belediye Noel ağacının önünde.
Às seis na árvore de Natal da câmara.
Saat altıda.
Seis horas.
- Saat altı yönünde.
- Atirador às 6 horas.
Arada, saat altı yönünde ikinci kat.
No passadiço às 6 horas. Segundo piso.
Saat üç yönünde bizden biri saldırı altında.
Um dos nossos está lá. Três horas.
Saat kaç? Yaklaşık altı buçuk.
- Seis e meia, mais ou menos.
Yüzlerce yıldır, bu boşluk 24 saat gözetim altında tutuluyor.
Há centenas de anos... que esta passagem é vigiada 24 horas por dia. - Bem...
Altı gün, 10 saat, 27 dakika sonra. Rüzgardan dolayı 6 dakika falan fark edebilir.
Seis dias, dez horas, 27 minutos, mais seis menos seis por causa do vento.
Her zamanki gibi saat altıda.
Disse... Às seis da manhã, como sempre.
Saat sabahın altı buçuğu!
São 6h30 da manhã!
Jackson ve Leone'un da 24 saat koruma altında tutulmasını istiyorum bir de şu kameraların kayıtlarını!
E quero homens 24 horas a vigiar o Jackson e o Leone e as cassetes destas câmaras!
Eğer hepsini önümüzdeki 1 saat içinde test edemezsek hepsi de risk altında olacak...
Eles estão em risco, a não ser que os examinemos todos na próxima hora
Emici şeylerden bahsetmişken perşembe günü saat altıda toplantım var.
Falando em coisas chatas. Tenho uma reunião na 5a-feira, às seis horas.
Maddy'i bir kaç saat daha gözlem altında tutacaklar, ve ondan ayırılmak istemiyoruz.
Querem observar a Maddy por mais umas horas, não a queremos deixar.
Saat altıda.
Às 6 horas.
Dikkat, 21 yaş altı için bir saat sonra sokağa çıkma yasağı başlıyor.
Atenção, o recolher obrigatório, para menores de 21, é daqui a 1 hora.
Saat altı da "Hair Fairies" de randevumuz var.
Temos de ir à "Fada dos Cabelos" às 18h.
O çocuğun 24 saat müşahede altında tutulması lazım.
- Sim, é melhor que tenhas razão.
Sonunda, arkadaşlarımın nasıl hissettiğini anladım, ben iki saat dayanamazken altı senedir bunu çekmek...
E percebi como é que os meus amigos se sentiram, porque eu não conseguia suportá-lo por duas horas, abandonados durante seis anos.
Nasıl yani, saat kulesinin altındaki şu küçük benek mi?
O quê? Aquele pontinho debaixo da torre do relógio?
Karaciğer iyi. Onu iki saat müşahede altında tutalım. Tam kan sayımına bakılsın.
É melhor ficar em observação duas horas pede outro hemograma e mais exames.
Cenaze yarın saat altıda, ve eğer gelirseniz bunun anlamı Mark için çok büyük olurdu.
O funeral é amanhã às 18h, e eu sei que significaria muito para o Mark se vocês fossem.
Bekle, yarın saat altıda, Final Maçıyla aynı saatte.
Espera... amanhã à noite às 18h, é a Super Bowl.
Mark, ve alt tarafı yarım saat geç izlemeye başlayacağız.
- Mark. Mark, e começar a ver apenas uma hora mais tarde.
Bu yüzden yarın saat altıda hep beraber izlemek için bir anlaşma yapacağız ve önümüzdeki on sekiz saati kimin kazandığını öğrenmeden geçireceğiz.
Portanto fazemos um pacto, para a vermos amanhã às 18h e passar as próximas 18 horas sem descobrir quem ganhou.
Saat altıdan sonraki aramalar, ekstraya girer.
As chamadas depois das 18h custam o dobro.
Birkaç saat müşahede altında tutmak.
Fica em observação umas horas.
Saat sabahın altısı ve sen neden uyanıksın? Paris'le Doyle şarkı söylüyordu.
E são seis da manhã, por que está acordada?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]