Saat 22 translate Portuguese
619 parallel translation
Saat 22 : 30'da kulüpteki bardan karısını aradı.
Ligou à mulher, às 22h30, do bar do clube.
Eğer o saat 21 : 30'da erkek arkadaşıyla konuşmak istemediyse, saat 22 : 30'da niçin telefonu kaldırdı?
Se não lhe apetecia falar com o namorado às 21h30, porque é que atendeu o telefone às 22h30?
Saat 22 : 30'da telefonu kaldırdı mı?
Mas, será que ela atendeu o telefone às 22h30?
Saat 22 : 00.
00H. Dez horas.
Babası saat 22 : 00'de evde olmasını söylemişti.
O pai disse-lhe que tinha de voltar às 10 : 00.
Saat 22 : 45. Ya da o civarda.
São 22h45, por aí.
" Yat limanına yaklaşık olarak saat 22.20'de vardık.
" Chegámos ao molhe aproximadamente és 22 : 20.
Her gece saat 22 : 00'de yatıyor, sabahları 6 : 00'da kalkıyordum.
Estava na cama durante todo o dia dez horas E até seis.
Yani üç saat 22 dakikan var.
Isso dá-lhe precisamente três horas e 22 minutos.
Odada müzik istenmiyor, erkek ziyaretçide ne tırnak cilasi, ne de gösterişli saçlar. Resmi çoraplar ve saat 22 : 00 da yatılır.
Sem música no quarto, nada de visitantes do sexo masculino, sem unhas pintadas, nada de penteados complicados, saias tradicionais e retorno... antes das dez da noite.
Oraya gittiğimde saat 22 : 00 gibiydi.
Cheguei lá por volta das dez.
Saat 22 : 00'den sonra self servis başlıyor.
Depois das dez põem-no em self-service.
- Erkek, kadın ve çocuklarla birlikte 18 araba Gladesville, Texas'tan bugün, saat 22 : 20'de geçti.
18 unidades com homens, mulheres e crianças... passarão por Gladesville, Texas, às 10 : 20 da manhã neste dia.
- Önce saat 22 : 30 Bay Foscarelli.
São 22h30, Sr. Foscarelll.
Önce saat 22 : 30.
São 22h30.
Billy sizi saat 22 : 00'de arayacak.
O Billy vai ligar-lhe por volta das 10 horas.
Ben olay yerine saat 22 : 00'de vardım, 43 dakika sonra. Arabanızın motoruna elimi koyduğumda, soğuktu.
Eu cheguei ao local às 22h, 43 minutos depois, e quando pus a mão no capô do carro, estava frio.
"Polisin bildirdiğine göre, saat 22 : 00 sularında..." "... bir uçak LA Bölge Katran Kuyuları'na iniş yaptı. "
Pouco antes das 22 : 00, a Polícia informou que um avião foi abatido nos Poços de Petróleo de La Brea.
Saat 22 : 30.
10.12.1973 - 22h30
"Dün öğleden sonra üç buçukta... De Carlo'yu 144 Abbey Crescent'e giderken gördüm... orada bir saat 22 dakika Bay Dean'in eşiyle konuştu."
- "Às três e meia de ontem, eu vi o padre chamado De Carlo entrar na casa no. 44 Abbey Crescent, onde passou uma hora e 22 minutos falando com a mulher do Sr. Dean."
Şimdi, beni dinle. Saat neredeyse 22 : 00.
Ouve, são quase 22h.
Saat tam 22 : 30'da, evini aramanı istiyorum.
Ás 22h30 em ponto, quero que telefones para a tua casa.
22 : 30'da kocasıyla konuştuktan sonra ve saat 23 : 00'te soyguncunun kaçtığını görmeden önce bir ara.
Algum tempo depois de falar com o marido, às 22h30, e algum tempo antes das 23h00, quando viu o ladrão a fugir de lá.
- 22 : 30 saat, hedef göründü, Winter hedefe yaklaşmamızı emretti
2230 horas : Objectivo á vista Parecia ser um submarino alemão.
Saat 10'a 5 var. Hala gelmediler.
Faltam 5 minutos para as 22 : 00 e ainda não vieram.
Sana iki saat veriyorum. 22 : 00'de burada olmazsan, anlaşma biter.
Têm duas horas. Se não estão aqui, não há negócio!
New York rezervasyonunuz için arıyorum, öğleden sonra saat 3'teki 22 sayılı seferde boş yerimiz olabilir.
Quanto à reserva para Nova Iorque, talvez tenhamos espaço no voo 22, às 15h.
- Saat onu çeyrek geçiyor, geciktiler.
- São 22 : 15. A que horas vêm eles?
Ben saat 22 : 00 Escudero özel bültenini sizlere ulaştıran Bob Bumpas.
Bob Bumpas falando, levando até si o nosso especial das 22 : 00...
Saat 10 : 30'da New York'a bir uçak kalkıyor. Ona yetişeceğim.
Apanhar o avião das 22 : 30 para Nova Iorque.
7 : 00 ile 10 : 00 arası, öğlen yemeği için yarım saat süre.
O horário é das 7 : 00 às 22 : 00, com meia hora de um almoço.
Buz evinde yaşayan eskimo varsa 22 saat sonra canlı yayın yapacağımızdan haberi olsun.
Há um maldito esquimó sentado no seu pequeno iglu que ainda não sabe que vamos transmitir ao vivo dentro de 22 horas.
Dağ... saat 10'da bir yerde olman gerekmiyor muydu?
Mountain, não devias estar algures às 22 : 00?
Saat 10'da.
Ás 22 : 00?
22 Ekim 1860 tarihinde, Donnafugata'da saat 18 : 00'da Belediye Seçim Komitesi, bu kentin seçmenlerinin yaptığı halk oylamasının oylarını incelemek için bir araya geldi.
"No ano de Nosso Senhor de 1860, a 22 de Outubro, " em Donnafugata, és seis da tarde, " a comissão eleitoral examinou os votos do plebiscite
Bugün Perşembe, saat 6 : 26. Havanın 22 derece olduğu bu güzel yaz gününde
Quinta-feira, 6h26, 22 graus nesta bela manhã de Verão.
Saat onda Pentagon'da toplantım var.
Tenho uma reunião às 22 : 00 no Pentágono.
Başbakan Yardımcısı, lütfen mahkemeye anlatın 17 Ekim gecesi saat 09 : 00 ile 10 : 00 arasında neredeydiniz?
O vice-premier poderia contar a esse tribunal... onde estava na noite de 17 de outubro... entre 21 : 00 e 22 : 00?
Sana saat başına 22 sent ödenen beş saatlik bir iş bulabilirim.
Arranjo-vos cinco horas de trabalho a 22 cêntimos à hora.
- Saat 10'da mı?
- Às 22 : 00 horas?
- Evet. Onları bir saat kadar önce aradım ve saat 10.00'da benimle, burada buluşmalarını istedim.
Sim, liguei-lhes há uma hora atrás e pedi-lhes que viessem aqui às 22 : 00 horas.
Saat tam onda.
Às 22 : 00 em ponto
Yarım ay saat 10 : 00 gibi doğar.
A meia-lua aparece às 22 horas.
Algılayıcılarımız saat 13.22'de bir uykuda-telkin iletimi saptadı.
Os nossos sensores captaram uma transmissão hipnótica às 13 : 22.
44 saat ve yaklaşık 22 dakika.
Já lá väo 44 horas e 22 minutos.
Kurbanın cesedi yapılan ihbar üzerine Reading Terminal'i inşaat sahasında bu sabah saat 10 : 00'da bulundu.
- E é notícia também o estranho assassinato com contornos sexuais de Mary Robert, uma recepcionista de 22 anos da zona de Center City. O seu cadáver foi encontrado esta manhã às 10 horas nas obras da terminal de Reading, depois da polícia seguir a pista deixada por uma chamada anónima.
22 saat, 30 dakika, 57 saniye.
22 horas, 59 minutos, 57 segundos.
22 saat sonra Hartford Zirvesi bitmiş olacak.
Daqui a 22 horas, termina a reunião da Cimeira Internacional em Hartford.
İçinde, 22 saat içinde Hartford'a ulaşması gereken bir kaset var.
A gravação que está lá dentro, tem de chegar a Hartford em 22 horas.
22 saat içinde çekirdek tamamen çözünmüş olacak.
Em 22 horas, os núcleos estarão completamente dissolvidos.
Los Angeles'ta saat 21.00 Sıcaklık 22 derece trafik için Jane Saunders'a bağlanıyoruz...
São 9h00 em Los Angeles. A temperatura é de 22 graus. Jane Saunders com o trânsito.
2260 20
22 00 23
2261 yılıydı 19
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
22 00 23
2261 yılıydı 19
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 1 132
saat 9 217
saat 5 177
saat 2 157
saat 8 244
saat 20 32
saat 21 38
saat 10 325
saat 13 39
saat 1 132
saat 9 217
saat 5 177
saat 2 157
saat 8 244
saat 20 32
saat 21 38
saat 10 325
saat 13 39
saat 07 28
saat kaçta 135
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat kaçta 135
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36