Ama o zamana kadar translate Portuguese
386 parallel translation
Ama o zamana kadar, herhangi bir açıklama yapmam doğru olmaz.
Mas, enquanto não tivermos a certeza... ... não tenho o direito de fazer declarações.
Ama o zamana kadar kendi senaryomu oluşturmaya başlamıştım.
Todavia, eu já começara a urdir a minha própria trama.
Ama o zamana kadar Leo çoktan çıkmış olacak. Hikayenin sıcaklığından eser kalmayacak.
Só que nessa altura amigos, Leo já estará cá fora, e a história terminada, acabada, feita!
Ama o zamana kadar, anlaşmamız bizim nehrin kendimize ait tarafında kalmamız, onların da kendi taraflarında kalmaları!
Mas até então, o acordo é que... nós permanecemos no nosso lado do Rio e eles permanecem no deles!
Ama o zamana kadar ismini duymak istemiyorum.
Mas enquanto não tiver certeza, muita certeza,
Ama o zamana kadar sana şunu armağan edeyim.
Até lá, deixe-me colocar-lhe isto.
Ama o zamana kadar siz savaşınızı kaybetmiş olacaksınız.
Mas por essa altura, já terá perdido a sua guerra.
Ama o zamana kadar...
Mas até lá...
Ama o zamana kadar beni rahat bırak.
Está bem, mas até lá não me chateies.
Ama o zamana kadar baş ağrım geçer.
Mas aí, a minha dor de cabeça já deve ter desaparecido.
Belki. Ama o zamana kadar adını duymak istemiyorum.
Talvez... mas até que aconteça...
Ama o zamana kadar bir araştırma yapalım.
Mas até lá vamos procurar.
Ama o zamana kadar, bu dağınıklığı temizleyin.
Mas, por agora, limpem esta confusão!
- Ama o zamana kadar istediğini almıştın.
- Nessa altura já tinhas o que querias.
Polise haber verdikten sonra,..... binanın altını üstüne getirip bu adamı bulabilirsin..... ama o zamana kadar, planı aksatma!
Quando chamarmos a polícia, eles perdem... horas a negociar e podes virar o edifício ao contrário à procura deste homem... mas até lá, não mudes o plano!
Ama o zamana kadar içelim.
Mas até lá, vamos apanhar uma piela.
Evet ama o zamana kadar şunu kısıkta tut çünkü benim kafamı şişiriyorsun.
Sim, bem, até então mantê-la, porque tu está soprando minha cabeça fora.
Sabaha kadar durumu kontrol altında tutabilirim ama o zamana kadar onlara her şeyi söylemelisiniz.
Posso controlar a situação até de manhã, mas até lá precisa contar tudo que sabe.
Ama o zamana kadar sevmeyeceksin, öyle mi, tatlım?
Mas só nessa altura, não é, fofa?
Ama o zamana kadar Agnes arada gelip size bakacak.
Mas agora, até lá, sabem que a Agnes toma conta de vocês...
Ama o zamana kadar, bu gazetenin birinci önceliği o delinin kim olduğunu bulmak.
- Claro que vai. Mas, até lá, a prioridade deste jornal é descobrir a identidade deste lunático.
Ama o zamana kadar o zamana kadar sen Mike Lowrey'sin.
Mas até lá... até lá... és o Mike Lowrey.
Bir, iki gün içinde iyileşir, ama o zamana kadar...
Daqui a um dia ou dois, ela deve estar bem, mas até lá...
Ama o zamana kadar nankörlük etmeyeceğim sevginize karşı onu sevgi bileceğim. Ben de candan razıyım buna. İyi niyetle ve kardeşçe karşılaşabiliriz şimdi.
- Aceito o que dissestes... e serei franco nesta prova entre irmãos.
Borçlarım bittiğindeyse, gitmeye hazırdım. Ama o zamana kadar burada birçok arkadaşım olmuştu.
Quando saldei as minhas dívidas, estava pronto para partir, mas, nessa altura já tinha feito tantos amigos.
Ama o zamana kadar, O'Neill, ben olmayacağım.
Mas nessa altura, O'Neill, eu já estarei morto.
Dağ geçindindeki adamlarımın geri kalanına ulaşmak günün çoğunu almıştı... ama o zamana kadar Hordelar gitmişti.
Demorou quase o dia todo para o resto do meu exército atravessar a ravina, mas, depois, a Horda foi-se embora.
Ama o zamana kadar, dostum bunu hakketmek zorundasın.
Muito melhor. Até lá, tens que o merecer.
Ama o zamana kadar cebinde para olmazsa sen benim olursun.
Mas se nessa altura não o tiveres todo, então, pertences-me.
Jade, 18'ine basınca, istediğin cehenneme gidebilirsin. Ama o zamana kadar, benim himayemdesin. Eğer Jerry Springer'ın karavanında bir serseri ile... kırıştırıp beni küçük düşürürsen rezil olurum.
Quando tiveres 18 fazes o que te der na real gana, mas até lá estás à minha guarda e raios me partam se te vejo enrolada com este vagabundo.
Pazartesi sabahı tam bir cehennem olacak, ama o zamana kadar...
Vai ser uma segunda-feira de manhã dos diabos, mas até lá...
Morfin etkisini yitirdiğinde kızacağım ama o zamana kadar...
Vou ficar, quando o efeito da morfina passar.
Goa'uld içinde ölecek, ama o zamana kadar savaşmalısın.
O Goa'uid dentro de ti morrerá, mas até lá tens de lutar!
Ben kendisiyle konuşurum. Ama o zamana kadar garajda kalsın.
Mas, entretanto, vamos guardar isto na garagem.
Bu iş bitince istersen birlikte yas tutarız. Ama o zamana kadar neden bir şeyler yapmıyorsun?
Quando isto acabar, podemos chorar no ombro um do outro, mas, até Iá, por que não faz qualquer coisa para ajudar?
Sara ile yüz yüze konuşmam gerektiğini biliyordum. Ama o zamana kadar küçük bir jest yapacaktım.
Eu sabia que precisava de ter uma conversa sincera com a Sara, mas até lá efectuaria apenas um pequeno gesto.
Ama o zamana kadar otobüs çoktan gitmişti.
Mas, nesse momento o autocarro começou a andar.
Ama o zamana dek, Bay Boot bugüne kadar sahip olduğunuz en iyi gazeteciniz olacağım.
Mas até lá, Sr. Boot, o senhor terá o melhor jornalista que já alguma vez teve.
O zamana kadar onu çıkarırız ama, değil mi?
Mas já o teremos cá fora antes disso?
Elbette inanıyorum ama bu zamana kadar böyle bir aşınız vardıysa neden bunu bütün dünyaya duyurmadınız?
Claro que acredito... mas se tiverem tido o medicamento à tempos... por que não o compartilharam com o resto do mundo?
O zamana kadar öldürebildiğin kadar Alman öldür, ama sonrasında asla!
Matem todos os alemães que puderem até aí, mas nunca depois.
Evet, ama, o zamana kadar bizimlesin, tamam mı?
Bem, até lá estás connosco, está bem?
O zamana kadar bekleyeceğim. Ama bir dakika bile fazla değil.
Esperarei até essa hora, e nem um minuto a mais.
Beni yendin. Edo'da ağzının payını verirdim ama hayatını riske atarak yaşadığın için o zamana kadar yaşaman zor gibi.
Apanhastes-me, queria compensar-te em Edo, mas... com essa obsessão de arriscar a vida, se calhar não chegarias lá.
Ama eminim. Kesinlikle eminim ki o zamana kadar hazırlanmış oluruz.
Mas tenho certeza de que chegará antes de estarmos preparadas.
Ama o kadar az kokain için, bence harcanacak zamana değmez.
Mas, por tão pouca cocaína, não me parece que valha a pena.
Sonunda kapıyı kırıp kilidi değiştirirler ama ben o zamana kadar gitmiş olurum.
Ou eventualmente, entram e mudam as fechaduras, mas aí já estarei longe.
On sekizini geçince, hayatını özgürce rezil edebilirsin ama üzgünüm, o zamana kadar bunu senin için ben yapacağım.
Quando crescer, Noelle, poderá destruir sua vida. Mas, até lá... é meu trabalho fazê-lo por você!
Ve o zamana kadar bana şarkı söyleyeceksin çünkü radyo bozuk ve sen bencilsin, ama çok güzel bir sesin var.
Até lá, vais cantar para mim. O rádio não funciona, tu és egoísta, mas tens boa voz.
asla yoluma çıkma. Beni yendin. Edo da ağzının payını verirdim, ama... hayatını riske atarak yaşadığın için o zamana kadar yaşaman zor gibi.
Apanhastes-me, queria compensar-te em Edo, mas... com essa obsessão de arriscar a vida, se calhar não chegarias lá.
Bu zamana kadar kalbimi onarmam çok uzun sürdü, ama Muhterem Nahi, benimle beraber dua ederek, bana çok yardım etti.
Tomou todo este tempo pôr meu coração em seu lugar, mas o Rev. Nahi me ajudou muito ao orar comigo.
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama önemli değil 67
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama önemli değil 67