English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Ama olmaz

Ama olmaz translate Portuguese

4,332 parallel translation
Ama olmaz.
Mas nada feito.
Bak sağ ol ama olmaz sağ ol.
Obrigado, mas vou ter de recusar.
Ama ilgilenmedin. - Olmaz.
- Mas não está interessado?
- Ama böyle olmaz.
Isto não é justo.
Ama Billy olmaz.
Mas não o Billy.
Ama gece olmaz.
Mas não de noite...
Ama bir şey olmaz.
Mas vamos ficar bem.
Ama başkanı bir daha zorlarsan, senin için iyi olmaz.
Se pressionares o Chanceler outra vez, ficarás fora de vez.
Ama burada olmaz.
Mas não aqui.
Ama bu şekilde olmaz.
Mas, não desta forma.
Şuan içerideki sen olsaydın sekreteri mi şaplaklamışsın, dadıyı mı sikmişsin umrumda olmaz.
Se fosses tu agora lá dentro, eu estaria nas tintas se tivesses dado palmadas à secretária ou fodido a ama.
Küçük Lannister bebek adamını uçurmak istedim ama annem olmaz dedi.
Eu quis fazer voar o Lannister homem bebé, mas a mãe disse que eu não podia.
Ama şimdi sanırım hepimizin adına konuşmalıyım : Artık Simpson'larla işim olmaz!
Mas agora, acho que falo por todos nós quando digo... que estou farto dos Simpsons!
- Ama umarım erken olmaz. - Hayır.
Mas, não muito em breve, espero.
Ama sana cevap veremem, şimdi olmaz.
Mas não te posso dar uma resposta, não agora.
- Ama edebilirim. - Katiyen olmaz.
- Mas eu posso...
- Böyle olmaz ama kardeşim.
Isso não está certo.
- Conte'yi dinledim. - Ama problem olmaz.
Tenho de falar com o Conte, mas não deve haver problema.
Bu gece olmaz. Ama babam sabah evde olmuyor.
Hoje não, mas o meu Pai não está amanhã.
Bu iş böyle olmaz ama bu konuşmamızı çok daha kolaylaştıracaktır.
Eu sei que é um bocado de continuidade retroativa, mas vai fazer com que esta conversa seja mais fácil.
Ama bazen de hayal ve gerçek sanatsal içlilik kadar önemli olmaz.
Mas talvez fato e ficção não importem tanto quanto a sensibilidade artística.
İlk başta, "Birinciye 50000 dolar ödül" gibi dedikodular oldu ama herkes "Hayır, o kadar olmaz." diyordu.
Houve alguns rumores de que o vencedor iria ganhar 50 mil dólares, e toda a gente dizia : "Nah, não vai ser assim."
Peki, geçerim ama bu gece olmaz.
Ok, eu vou... Mas não esta noite.
Ama şimdi olmaz.
Apenas, não agora.
Brooklyn'deki en iyi şarap mahzenlerinden birine sahip olduğunu biliyorum ama umarım sorun olmaz?
Sei que tem uma das melhores adegas de Brooklyn, mas, espero que não se importe.
Bunun dışında ne olursa, Sayın Başkan Yardımcısı... Ama bunda olmaz.
Se fosse qualquer outra coisa, Sr. Vice-Presidente... mas não isto.
Ama bu gece olmaz.
Não esta noite.
Haydi ama Papa, olmaz mı?
Vá lá, Papa.
Çok eğlenceliydi diyemem ama kutlama yapsak fena olmaz.
Não posso dizer que foi divertido, mas talvez devêssemos comemorar.
Eylül hayatım ama sen bu ara bütün düğünlerden kaçıyorsun, böyle olmaz ki!
Eylül, não podes estar sempre a fugir dos casamentos.
Ama pencereyi almıyorsun bugün olmaz.
Mas não vais receber o vitral, não hoje.
Bu da bir olasılık, ama bu durumda onun peşinde olduğumuza dair yine bir fikri olmaz, ya da eğer yanılmıyorsam, ki haklıyım, seni gerçekten seviyorsa bunu ona karşı kullanabiliriz.
É uma possibilidade. E nesse caso, ela não faz ideia de que estamos a investigá-la. Ou... estou certo e ela fala a sério e podemos usar isso contra ela.
Biliyorum! Ama şimdi olmaz.
Mas, não agora.
Çok şeker cidden ama size bir şey olmaz.
É querido, mas não te vai acontecer nada.
Bak, hıyarlık etmek istemiyorum ama aramızın iyi olması olayı olmaz öyle şey.
Olha, não estou a tentar ser parvo, mas a ideia de nós estarmos bem, nem se coloca.
Sağ ol ama hayatta olmaz.
Obrigada, mas jamais.
Çekici bir teklif ama sen konuşana kadar olmaz.
Tentador, mas só depois de falares.
Evet ama alınma da diyelim ki hayattaydı, acayip yaşlı olmaz mıydı?
Pois, mas não me leves a mal, mas mesmo que estivesse viva, não seria demasiado velha?
Alınma ama diyelim ki hâlâ hayatta, şimdi o acayip yaşlı olmaz mıydı?
Não me leves a mal, mas mesmo que estivesse viva, não seria demasiado velha?
- Olmaz. - Hadi ama, geçen sefer sen ödemiştin.
- Vá lá, tu pagaste da última vez.
Wasabi soslu bezelye ve fıstık ezmeli krakerlere bağlayabilir ama umuda olmaz.
Com ervilhas Wasabi e manteiga de amendoim, aparentemente sim, mas não com esperança.
Ama sen sağlam kızsın. Sana bir şey olmaz.
Mas tu és forte, vais ficar bem.
Ama hayır. Artık olmaz.
Mas não, nunca mais.
Muhtemelen olmaz ama.
Provavelmente não.
- İşler gerçekten çok yoğun ama Shorty'nin doğum gününü kaçıramazdım, hayatta olmaz!
Tenho estado ocupada com trabalho, mas hoje é o aniversário da Shorty!
Ama bu berbat bir takma isim çünkü kaplanlar bronz olmaz.
Os tigres não são bronzeados.
Hadi ama birader, olmaz. Burası takas dükkanı değil.
certo?
Kanepe alabilirsin ama burada olmaz.
Podes ter um sofá. Não o podes é ter aqui.
Adresleri burada var ama pek bir yardımları olmaz.
Os endereços são actuais, mas não servirão de nada.
Soruşturma gereği birkaç saatliğine bunu yapabilirim ama daha fazla olmaz.
Poderia tentar alegar que era necessário para a investigação durante algumas horas, mas não mais do que isso.
Ama bu sefer olmaz.
Mas não podes brincar desta vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]