English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Anneniz

Anneniz translate Portuguese

1,674 parallel translation
Anneniz ve ben- -
Bom, eu e a mamã...
Böylelikle, anneniz ve ben eskisi gibi kavga etmeyeceğiz.
Para assim a mamã e eu discutirmos menos.
- Anneniz!
- A mamã.
Bu anneniz mi?
- É a sua mãe?
Sorun yok. Agustina ekmek getiriyor, anneniz de bana yemek yapıyor.
Ora, a Agustina traz-me o pão e a vossa mãe faz o comer.
Kız kardeşinize göre, anneniz sizi gayrimeşru yapmış.
Sabemos, pela sua irmã, que a vossa mãe as criou sozinha. Confirma?
Anneniz dikkatimi dağıtınca yaşadığımız terslik var ya? Evin önünden çıkarken hani?
Tivemos esse pequeno contratempo quando a vossa mãe me distraiu ao sairmos de casa.
Anneniz. Elbette.
A sua mãe, claro.
* anneniz geldiğinde sizi söyleyeceğim... *
Pensei que tinhas prometido à mãe portares-te bem na ausência dela.
Çocuklar, anneniz biraz Frankie Amca ile konuşacak, tamam mı?
Já! Meninos, olhem, a mamã vai falar, com o Tio Frankie um segundo, está bem?
Melekleri resmediyor, evet. Ama anneniz Tanrı'ya dua etmek için gözlerini yukarı kaldırdığında kimi göreceğini sanıyorsunuz?
Ele está a pintar anjos, sim... mas quando a sua mãe levanta os olhos para orar a Deus... quem você acha que ela vê?
Anneniz çok daha sağlıklı ekselansları.
A tua mãe está muito melhor, Alteza.
İkna edici olmalısınız ki, anneniz inansın.
Têm que estar de acordo, ou ela não acredita...
Söyleyeceğim şeyi anneniz eminim ki kutlardı. Julia nihayet pastacılık okuluna başvurdu.
Bem, tenho a certeza que a sua mãe gostaria de celebrar o facto da Júlia finalmente ter-se candidatado à escola de Massas.
Anneniz ilacı alana kadar bir yere kımıldamayın.
Mantenham-se ajoelhados, até que ela o beba.
Anneniz iyi değil. Farkında değil misiniz?
Os sintomas da vossa mãe só a nós são visiveis.
Anneniz nerede?
Jai, onde está a tua mãe?
Bay Lourenço, anneniz...
Seu Lourenço, é a mãe do senhor.
- Anneniz.
- Sua mãe.
Taşıyıcı anneniz olmama ne dersiniz?
E se eu fosse a barriga de aluguer?
Verity, yeni anneniz, Yale'daki en genç profesör.
Verity, que vai ser a vossa nova mãe, é a mais jovem professora de sempre a ser colocada em Yale.
Biyolojik anneniz genellikle genç bir kızdır ve vasıflı insanlar olduğunuzdan emin olmak ister.
A mãe biológica deve ser jovem e quererá saber se são boas pessoas.
" Üzgünüm çocuklar, ama anneniz, ışıklı uzaylılar tarafından klonlandı ;
" Desculpem crianças. A Mãe foi clonada por um tipo de aliens.
Anneniz ve babanız sizleri çok seviyor.
É mesmo. Os vossos pais amam-vos muito.
Anneniz öldü.
A vossa mãe morreu.
- Teknik olarak anneniz Jeffersonian'da sizin kaldığınız kadar kalmış. - Zack.
A sua mãe está aqui há tanto tempo como a doutora.
- Ya anneniz gömüldüğünde onun eşyaları arasındaydı ya da bir şekilde onunla birlikte gömüldü.
Ou tinha-o quando foi enterrada, ou foi enterrado com ela.
Anneniz yarın eve geliyor ama ben biraz daha kalacağım da haber vereyim dedim.
A vossa mãe vai para casa amanhã, mas eu fico um bocadinho mais.
Yani üniversiteye gittiyseniz ya da anneniz hamileyken bir dakikalığına bile olsa içmeyi bıraktıysa pek karışık gelmez ama Baltimore Şehir Polisi için bu karışık.
Quero dizer, não é complicado para quem estudou, ou se as vossas mães largaram a pinga um minuto durante a gravidez. Mas, para a Polícia de Baltimore, isto é complicado.
Anneniz sizinle gurur duyuyor.
Oh, que dia orgulhoso para uma mãe.
Anneniz size kapı kapatmayı öğretmedi mi?
Sua mamãe nunca o ensinou a fechar as portas?
Anneniz, o gelecek diyorsa gelecek, son sözüm bu.
- Se a vossa mãe diz que ele vem, ele vem.
Anneniz yeni bir araba alana kadar sizin.
É vossa, até que a vossa mãe arranje um carro novo.
Aslında farklı biriydi, anneniz de çocuk istiyordu...
Não lhe estava na natureza, e a vossa mãe queria filhos, por isso...
Anneniz sizinle gurur duyuyordur.
A sua mãe deve orgulhar-se de si.
Anneniz babanız nerde?
Onde estão os vossos pais?
Anneniz nerde?
Onde está a vossa mãe?
Anneniz babanız nerede?
Onde estão os teus pais?
Ama anneniz o da istedi.
Eu queria filhos. E a tua mãe... também queria filhos.
- Hem bakın, şu an anneniz iyi durumda. - Evet.
E o que importa é que, a mãe está boa.
Ama anneniz epeydir uğramıyor.
- Obrigado, Bobby. Não tenho visto a sua mãe por aqui já faz algum tempo.
Anneniz görmediklerimin listesinde. İlkinden daha iyi bir...
A tua mãe está na lista dos "não vistos", ao lado do filme da Guerra das Estrelas, que não foi nada de jeito desde o primeiro.
Gerçek şu ki, anneniz beni iki kere terketti.
A verdade é que a tua mãe me deixou, duas vezes.
Yani, benim yerime onun anneniz olmasını mı yeğlersiniz? Olayı abartana kadar gayet iyiydin.
Quero dizer, preferem que seja ela a mãe em vez de mim? Era fixe até, ficar um pouco maluca.
Ben büyük anneniz.
É a tua avó. Estás em casa?
Anneniz burada. Atlanta'dan otobüse binmiş. Havayolu şirketine tren biletini kabul ettirmiş.
Apanhou um autocarro para Atlanta, convenceu a Jetblue a aceitar um bilhete de comboio!
Ben ve eski babanız da, anneniz gelip, altınızı değiştirene kadar, sizi dışarı çıkarır ve verandaya koyardık.
E eu e o teu pai antigo, tínhamos de te levar para a rua e deixar-te no alpendre até que a tua mãe chegasse a casa e mudasse a tua fralda.
Anneniz o kadar güzel ki. Hadi onu öpelim!
Que linda mamã nós temos, demos-lhes todos beijinhos!
Sevgili Mara, üzülerek belirtelim ki biolojik anneniz sizinle temasa geçmek istemiyor.
Em seguimento ao seu pedido, lamentamos informar que a sua mãe biológica não deseja ser contactada, de momento. "
Anneniz, o gelecek diyorsa gelecek, son sözüm bu.
Se a vossa mãe diz que ele vem, ele vem, fim da questão.
Anneniz biraz geçikti.
A tua mãe está um pouco atrasada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]