Aradım translate Portuguese
19,490 parallel translation
Başkanı aradım.
Liguei ao presidente.
Yıllarca onu aradım ama bulamadım.
Ao longo dos anos, procurei-o no "Google", mas nunca o encontrei.
Onu aradım ve, elinden geldiğince çabuk geldi.
Eu liguei, e ele veio o mais rápido que pode.
Bir blok ötede bir barın telefonundan, Polisleri aradım.
Eu liguei para a polícia de um telefone nos fundos de um bar a um quarteirão perto dali.
- Seni aradım.
- Eu liguei-te.
Pekala, tüm alanı aradım.
Procurei no perímetro.
Evet. Bütün sabah onu aradım ama telefonuna bakmıyor o yüzden merak ettim. Avukata falan mı ihtiyacı var?
Sim, estou-lhe a tentar ligar a manhã toda e ele não está a atender, então, estou preocupada.
H-9'u tasarladığım zaman hücre dışı matriksi biçimlendirmede sorun yaşıyordum. Bu yüzden yardım etmesi için Mercury Labs'deki bir meslektaşımı aradım, Eliza Harmon.
Quando desenvolvi a V9, estava a ter problemas com a matriz extracelular, e pedi ajuda à Eliza Harmon, do Mercury Labs.
Onunla konuşmamız gerektiğini söyledin, ben de gelmesi için aradım.
Disseste que querias falar com ele, então, liguei-lhe e pedi-lhe para vir.
Yerde sürünüp düşen çenemi aradım abi.
Meu, estou a rastejar pelo tapete, à procura da minha protecção bucal.
Şeytandan hâlâ yüzde 100 arınmış durumda mısınız diye bakmak için aradım. "
"estou a ligar-lhe para saber se está mesmo livre do demónio."
Tüm sabah seni aradım.
Passei a manhã a tentar ligar-te.
911'i aradım.
Liguei para o 112.
Google'da bile aradım..
Cheguei a procurar.
Seni erkenden aradım. Golf maçımız yağmur yüzünden ertelendi.
Já tinha ligado, mas fiquei sem rede por causa da chuva.
Karakolu aradım ama gelip kayıp bildiriminde bulunmamı istediler.
Ja lhe tentei ligar, Mas eles... que apresente participaçao de desaparecimento, portanto.
Her yeri aradım. Tüm evi, ama tek bulduğum bu haplar.
Procurei em todo o lado... na casa inteira, mas só encontrei os comprimidos.
Tyler'ın telefonu hiç bulunmadı, ben de kayıtları aradım annesine attığı son mesajı gördüm.
O telemóvel do Tyler não foi recuperado, então verifiquei o histórico e a última mensagem foi para a mãe dele.
Beş kere aradım.
Eu liguei-te 5 vezes.
Öğlen dükkanı aradım ama kimse cevap vermedi.
Liguei para a loja, ninguém atendeu.
Cebini aradım açmadı.
Liguei-lhe e não atendeu.
Dante, kaç kere aradım seni ama sen cevap vermedin.
Dante, liguei mais de uma vez, e tu não atendeste.
Telefonla aradım.
Liguei-lhe.
Tom'un artık kampanyada çalışmadığını söylemek için aradım.
Liguei-te para dizer que o Tom já não está a trabalhar na campanha.
Bu yüzden sekreterinizi aradım ve o da bana nerede yemek yediğinizi söyledi.
Liguei para a vossa assistente, que me disse onde iam jantar.
Telefondan da aradım, Angela.
Liguei-lhe para o telemóvel.
Natalie'nin telini aradım cevap yok.
- Liguei para a Natalie. Nada.
- Tamam sen gittikten sonra, Natalie'nin telefonunu aradım.
Muito bem, depois de saires, tentei o telemóvel da Natalie.
Umarım aradığınızı bulursunuz.
Espero que achem o que buscam.
Neden aradığımı biliyorsunuz Sayın Başkan.
Sabe porque estou a ligar, Sr. Presidente.
Aradığımız grup önceki üç vakada da bölgede olmalı.
Estamos à procura de um grupo que podem ter estado na área durante cada um dos três raptos anteriores.
Aradığımız grup eğitimli ve teknolojiye hakim.
Estamos à procura de um pequeno grupo que são educados e percebem de tecnologia.
Yani aradığımız kişileri tanıyorsunuz.
Então sabe quem são estes homens.
Ama aradığımız adamların bu kabilede olduğunu bilmemizi istedi.
Mas ele quis que soubéssemos que os homens que procuramos fazem parte desta tribo.
- Çok mu geç aradım?
Liguei demasiado tarde?
- Annemi aradın mı?
- Ligaste à minha mãe?
Eğer virüse dirençliyse, bu aşıyı yapmak için aradığımız şey olabilir.
- Se o Thomas for resistente... isso poderá ser a chave para uma vacina.
Ne aradığına dair fikrin var mı?
Alguma ideia do que ele está à procura?
Evliliğimiz için organizatörü aradın mı?
Estava a fazer exercício. - Ligaste ao homem do registo?
Nate aradı mı?
O Nate... Ele ligou?
Bir yeri aradım.
Liguei para um sítio.
Patti'yi bizzat aradım.
Eu próprio telefonei à Patti.
Halihazırda kendisini aradım.
- Já lhe liguei.
- London seni aradı mı?
- E a London procurou-te?
Her ne olursa olsun, kardeşler aradığımız şey değiller.
O que quer que seja, não é como os irmãos.
Sanırım aradığın şeyi bulduk.
Acho que encontramos o que vocês procuravam.
Daire aradığımı nereden bildin?
Como sabias que estava à procura de casa?
Seni de aradı mı?
Também te ligou?
Zaten çıktılarını almıştı belki burda bir yerde aradığım cevaplara ulaşabilirim. Ya 1988'e kadar iflas bayrağını çekersek?
Ele já as tinha imprimido e achei que talvez houvesse respostas aqui, mas e se falirmos até 1988?
Benim asistanımı da mı aradınız? Yok, aramadım.
- Ligou para a minha assistente?
iyi şanslar umarım aradığını bulursunr.
Boa sorte. Espero que encontres o que procuras.