English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Araştırdım

Araştırdım translate Portuguese

2,519 parallel translation
Jimmy'e masaj yapmadan önce kovanların üzerindeki parmak izini araştırdım.
Por isso quando estava a massajar o Jimmy, consegui uma impressão digital latente parcial da cápsula.
Bende biraz daha araştırdım ve daha önce öldürülen başka birini daha buldum.
Fiz uma verificação e encontrei um outro que foi morto algum tempo antes disso.
Askeri personel dosyalarını araştırdım. Hepsi çıkmaz sokak.
Tenho estado a ver o arquivo de pessoal do exército não deram em nada.
Natalie'nin şu Puerto Vallarta gezisini araştırdım.
Verifiquei a viagem da Natalie para o Porto Vallarta.
Seni araştırdım.
Não, não. Sem mal entendidos.
Parmak izlerini araştırdım.
Pesquisei as suas digitais.
Sid'in bulduğu diş parçasını araştırdım.
- Sim. Analisei o fragmento do dente que o Sid encontrou.
Ben de pulpasından örnek alıp, DNA'sını CODIS'de araştırdım.
Tirei uma amostra da polpa e pesquisei o ADN no CODIS.
Araştırdım. Hesap numarası paravan bir şirkete ait, S7 İşletmeleri.
Herreshoff nos contatou depois que suspeitou que a Walling estava fazendo operações impróprias.
Onları iyice bir araştırdım.
Eu pesquisei sobre eles. São boas pessoas.
Powell'ın borçlarını araştırdım.
Pesquisei o crédito dele.
- Adamı araştırdım.
- Pesquisei o seu homem.
- Seni internette araştırdım.
Eu pesquisei-o.
Ben de onu araştırdım.
Então, precisei verificar.
Plakayı araştırdım.
- Sim. Verifiquei as matrículas.
İnternetten araştırdım.
Fiz uma pesquisa na Internet, meu.
Vicky ismini Wes Clyborn ile araştırdım.
Liguei a Vicky com o Wes Clyborn.
Plavix kafama takıldı ben de araştırdım.
Plavix. Não me saia da cabeça, por isso fui pesquisar.
- Daha önce araştırdım.
- Que eu averiguei.
Gördüğün gibi, seni araştırdım.
Vês, olhei para ti.
Verdiğin Conrad Etienne Moreau ismini araştırdım.
Procurei aquele nome que me disseste... Conrad Etienne Moreau.
Bütün bu zaman boyunca nereye gittiğini araştırdım, nasıl gittiğini değil.
Todo este tempo procurei onde ela tinha ido, não como ela lá chegou.
Etrafta sessizce araştırdım.
Fui discreta a perguntar.
Ajan Dunham, isimleri, telefon ve iletişim kayıtlarını araştırdım.
Agente Dunham, procurei os nomes, registos telefónicos, comunicações electrónicas...
Dennison'nun olay sırasındaki mazeretini araştırdım.
Fui atrás do álibi do Dennison.
Ben de Grayson Global'i içten dışa araştırdım ve bu araştırma beni Roger Halsted adında bir adama getirdi.
Então, comecei a investigar a Grayson Global de fora, e isso levou-me a um homem chamado Roger Halsted.
Seni takip eden aracın plakasını araştırdım.
Verifiquei a matrícula do carro que te seguiu.
İsmi yabancı gelmiyordu, ben de Çarşamba gün ki kaydın misafir listesini araştırdım ve ismi listede.
O nome pareceu-me familiar, então procurei na lista de convidados de quarta-feira e ele estava nela.
- Araştırdım bu Levi Giggs.
Disseram que aquele é o Levi Giggs.
Araştırdım.
- Investigaste-o? - Fui pesquisar.
Listemde tanıdığın tüm isimleri araştırdım.
- Tu lá sabes. Investiguei todos os nomes que identificaste na minha lista.
Dr. Kiel'in iş geçmişini araştırdım.
Vi o historial de trabalho do Dr. Kiel.
Araştırdım.
Fiz uma pesquisa sobre ela.
Ufak yıldız ve süpernovaları araştırdım.
Uma pesquisa sobre anãs marrons, supernovas.
Michael Thomas'la Astsubay Adams'ın e - posta ve telefon kayıtlarını araştırdım.
Procurei nos e-mails e registos telefónicos, tanto do Michael Thomas como do Sub oficial Adams.
Michael'ın sicil kaydını araştırdım.
Descobrimos que o Michael tem registo criminal.
Bir şeyleri araştırdığım için beni attırmak istiyor sanırım.
Penso que ele quer expulsar-me porque tenho andado a investigar.
Geçmişini biraz araştırdım.
Investiguei o passado dela.
Merkezin, Cherbourg olayında bir günah keçisi araştırdığının farkında mısın?
O quartel General vai encontrar um culpado antes da queda de Cherbourg.
Araştırdığımız bütün davaları kontrol ettim ve onlardan hiçbiri böcek incelemesi içermiyor.
Verifiquei todos os casos que investigámos, e nenhum envolve análises de insectos.
Hey, Jules. Mo Blakely'i araştırdın, ve onun sabıka kaydının mı olduğunu söylüyorsun?
Jules, verificaste o Mo Blakely, disseste que ele tem ficha?
Sana babamın şirkette harekâtı kapattığı zaman aralığını araştırdığımı söylemiştim.
Estou a pesquisar sobre aquele período, que o meu pai encerrou as operações da empresa.
Araştırdım.
Fiz a minha pesquisa.
Tüm gün, bu kutuları araştırdığımı biliyorsun.
Estive a examinar essas caixas todo o dia.
Sam'i araştırdığımı sana söylemeliydim.
Devia ter-te dito que estava a investigar o Sam.
Takip mi edildi yoksa araştırması kırmızı alarmları mı çalıştırdı bilmiyorum ama burası gittikçe tehlikeli olmaya başladı.
- O que se passa? - Não sei se ele foi seguido ou se ao investigar-me accionou algum alarme, mas está a tornar-se perigoso por aqui. Anda alguém no meu encalço...
Takip mi edildi yoksa araştırması kırmızı alarmları mı çalıştırdı bilmiyorum.
Não sei se ele foi seguido ou se ao investigar-me accionou algum alarme.
Şu anda duymak istediğin son şeyin Sam'i tekrar araştırdığımı söylemem olduğunu biliyorum ama- -
Sei que a última coisa que queres ouvir, é que investiguei o Sam...
Bir polisin isteği üzerine benim lisedeki kız arkadaşımın geçmişini araştırdığını söyledi.
Dizia estar a verificar antecedentes para a promoção de um US Marshal, ex-namorada da escola.
Victoria senin biraz düzenbaz olduğun hakkında beni uyardı ben de biraz araştırma yaptım. Ve artık Daniel'in o fotoğraflarını basına senin sızdırdığını biliyorum.
A Victoria avisou-me de que era manhosa, por isso investiguei, e sei que vazou aquelas fotos do Daniel.
Araştırdım onu. Google da bile aradım anasını satayım.
Pesquisei sobre aquilo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]