English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Ayıp sana

Ayıp sana translate Portuguese

84 parallel translation
Aman Tanrım. Bayan Harding, kaza mı geçirdiniz? Ayıp sana.
Deus do Céu, Menina Harding, sofreu algum acidente?
Ayıp sana.
Deverias de pedir desculpa.
Ayıp sana, Ruby! O kuduz herif için evin içinde dört dönüyorsun.
Que vergonha, Ruby, andar a suspirar por aquele cão raivoso de homem.
Ayıp sana.
Que vergonha.
Ayıp sana, seni yaşlı aptal.
Não tens vergonha, velho tolo?
- Hayır, içmiyorum. Ayıp sana!
Isso não é bom.
Ayıp sana!
Devias ter vergonha!
Ayıp sana.
Devia ter vergonha.
Sadece bir dolandırıcı değilsin. Kuzenin Loretta'yı da müstehcen konuşmaya ikna etmişsin. Ayıp sana.
És um burlão e obrigas a tua prima a dizer asneiras.
- Ayıp sana.
Sou. Que vergonha.
Ayıp sana, Sherman!
Que vergonha!
Çok ayıp sana, Nelson.
Que vergonha, Nelson.
Ayıp sana, genç adam!
Deverias ter vergonha, rapaz!
- Ayıp sana McNulty.
- Devias ter vergonha, McNulty.
Ayıp sana.
Tem vergonha.
Off! - Ayıp sana.
Devias ter vergonha.
Ayıp sana!
Pouca vergonha!
Aptal inek. Git buradan Ayıp sana!
Estás a olhar para onde, idiota?
Ayıp sana.
Devias ter vergonha.
Ayıp sana!
Devias ter vergonha.
- Ayıp sana.
- Que vergonha.
Ayıp sana! Ayıp!
Vergonha!
Ayıp sana, sanada birşey söylemeye gelmiyor.
Que vergonha para ti, se alguém deixar os ossos para fora do armário.
Beni bir kere kandırdın, ayıp sana.
Enganaste-me uma vez... ... temos pena.
Ayıp sana!
Devia ter vergonha!
Katherine Murphy, ayıp sana!
Katherine Murphy, olha-me só para ti.
Maalesef sana çok ayıp oldu.
Receio estar a ser muito indelicado.
Sana çok ayıp ettim, biliyorum ve istesem bile özür dilemek için biraz geç.
Eu sei que agi mal e, mesmo que quisesse é tarde para pedir desculpa.
Sana bir ayıraç yapıp, Hıristiyanlıkla ilgili kitabın arasına koydum.
Fiz-te uma marcação e coloquei-o no livro sobre o Natal.
Savaşçı sınıfımızı sana karşı harekete geçireceğimi sanıyorlardı ama sınıfımızın liderine karşı harekete geçme ihtimalim kanatlarımın çıkıp beni Ay'a uçurması ihtimalinden daha yüksek.
Eles esperavam que eu organiza-se a nossa casta contra si... mas eu não podia mover-me contra o líder da minha casta... tal como não podem crescer asas em mim para voar à volta da lua.
Seni hak etmek için ne yaptığımı hala bilmiyorum... ama her neyse bunu muhafaza etmek için elimden geleni yapacağım, ve ölüm bizi ayırana kadar, kendimi sana adayıp... arkanda duracağım.
Não sei o que tenho feito para te merecer. Mas o que tenha sido... Farei ainda melhor.
Topraklama bacağını onların ayırıp ayırmadığını öğrenmede sana ihtiyacım war.
Descobre se foi usado para cortar o borne de terra do berbequim.
Annen sana bunu sormanın ayıp olduğunu söylemedi mi?
A sua mãe não lhe disse que é má educação fazer essas perguntas? Não.
Ayıp sana.
Deverias te envergonhar.
Oh, J. P, geçen ay kredili olarak füze rampalarını sana kim verdi?
J.P., quem te deu os lançadores de foguetes o mês passado, a crédito?
Beni bir kez aldatırsan, sana ayıp.
Se me lixa uma vez, devia ter vergonha.
Sana ayı çalıp, yıldızları koparacağım.
Vou roubar a Lua, vou mesmo arrancar as estrelas...
Ayağa kalkıp kafanı omurgandan ayırıp kapıyı kırıp bunları sana açıklarken geçen vakitten daha az sürede nöbetçiyi öldürebilirim.
Podia levantar-me, arrancar o teu crânio da medula, irromper por aquela porta e matar o guarda em menos tempo do que levei a descrever-te isto.
Sana fazla yüklenmek istemiyorum, ama gerçekten, ciddi olarak, aşkına daha az zaman harcayıp çocuklarına daha fazla zaman ayırmalısın.
Não quero abusar de ti, mas... A sério, tens de passar menos tempo a tratar da vida amorosa e mais tempo a tomar conta dos miúdos.
Fısıldaşmanın ayıp olduğunu öğretmediler mi sana?
Ninguém nunca lhe disseram que é feio cochichar?
Tıp sınavına tekrar girmen için hastane sana sana 4 ay veriyor.
O hospital dá-te quatro meses para repetires o exame.
Sana zaman ayırıp yardım ettiğime göre en azından değmesini sağla.
E, se vou passar o meu tempo precioso atento a ti, bom mais vale que valha a pena.
Altı ay boyunca yanında oturup uyanıp tekrar sana dönmesini arzu ettiğin bir arkadaş.
Sim, um amigo pelo qual você esperou por 6 meses pra que ele acordasse e a fizesse feliz de novo.
Oh! Ayıp sana.
Deverias ter vergonha.
Orospu kancık deme. Kim seni yedi ay önce ortada bırakıp altı yıl boyunca sana pislikmişsin gibi davrandı?
- Não lhe chames pêga que te deixou há sete meses e te tratou como merda durante seis anos.
Ve sana her türlü ayıp şeyi yapabilir.
E ele fará um montão de coisas feias.
Aynı ayıp şeyleri yapmak istiyorum aynısını sana yapmak istiyorum.
Pronta a aprontar alguma merda aos outros.
Sana ne bulduğumu söylemeden önce biraz zaman ayırıp.. ... ne kadar iyi bir arkadaş olduğumu söyler misin?
Antes de te dizer o que descobri, será que podias perder algum do teu tempo a apreciar como sou teu amigo?
Sana ne bulduğumu söylemeden önce biraz zaman ayırıp.. ... ne kadar iyi bir arkadaş olduğumu söyler misin?
Antes de te contar o que descobri, vamos apreciar o bom amigo que sou?
Bize zaman ayırıp bugün buraya geldiğin için sana minnettarız dostum.
Agradeço que tenhas cedido o teu tempo para estar connosco
Bugün sana ayılıp bayılıyor.
Hoje ele está apaixonado por você.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]