Basınç translate Portuguese
4,936 parallel translation
Basınç bağlantıları kapatılıyor.
A fechar as válvulas de pressão.
200 km içerisinde görülebilir bir gemiye rastlanmadı. Basınç valflerini manuel olarak açın.
Nenhuma nave visível dentro de um perímetro de 1200.
Basınç yalıtım kontrolü yapılıyor.
A finalizar a verificação da resistência de pressão.
Tüm basınç göstergelerini yoksayın!
Ignorar todos os medidores de pressão!
Basınç uygula.
Mantenha a pressão.
Yara bulun ve basınç uygulayın.
- Procura o ferimento e faz pressão. - Está bem!
Barometrik basınç?
Então e a pressão atmosférica?
Fazla basınç uygulama, tamam mı?
Com menos pressão, está bem?
Basınç iyi.
A pressão está boa.
Senin için bir basınç subabı.
Toma uma válvula de controlo de fluxo.
Düşük basınç.
É pressão baixa.
Kubbeyi havaya uçurmuşlarsa basınç sorunu olacaktır.
Se eles explodirem a cúpula, não ficará pressurizada.
Basınç kontrolü tamamlandı.
Verificação de pressão completa.
Evet? Hava tüplerini karşılıklı bağlamaya çalışıyoruz ama basınç kaybediyoruz.
- Estamos a tentar ligar directamente os bancos de ar, mas estamos sem pressão.
Ve bu şeyle ilgili olsa gerek, ne bileyim, hava durumu, barometrik basınç, belki biraz balık psikolojisi, eğer böyle bir şey varsa.
Tem que ver com o tempo, com a pressão paramétrica, talvez com alguma psicologia dos peixes, se é que é possível.
İlk üç dakikanın ardından, basınç plakaları bir dizi ölümcül silahı etkinleştirecek.
Depois dos primeiros três minutos, pratos de pressão activam várias armas mortais.
Basınç plakaları etkinleştirildi.
Pratos de pressão activos.
On dakika içinde basınç normale dönecek.
Despressurização em 10 minutos.
Basınç 30 kpa.
A pressão é de 30 Pascal de Kilo.
Basınç 25 kpa.
A pressão é 25 kilo Pascal.
Bina dışında basınç var.
Descompressão no edifício de fornecimento de ar.
Kan pıhtısı beyne basınç uyguluyor.
Retire o coágulo, está a fazer pressão ao cérebro.
Sıfır, basınç yok.
Zero, nada.
Biraz daha basınç lazım.
Apenas precisamos de mais pressão.
Bu yüksek atmosfer basıncını etkileyecek.
Devido à alta pressão atmosférica.
İç basınç % 300'de!
Não importa!
Su basıncı hepsini yerinden sökmüş olmalı.
A pressão da água deve-os ter solto.
Kırmızı çizgideyim, oksijen tankımın basıncı düşük.
Sinal de alerta. Já não tenho oxigénio.
Ağırlığını kontrol edip buhar basıncını ayarlayacağız.
Vamos verificar o teu peso e ajustar a pressão.
Buradan kapatırsam ve basıncı dengelersem diğer taraftakini açınca sorun olmamalı.
Se eu a fechar aqui atrás e equilibrar a pressão, deve se manter quando eu abrir o outro lado.
Kabin basıncı kontrolü tamam.
Pressão de cabine verificação cruzada.
Kabin basıncı düşüyor.
Capitão, a pressão está a diminuir.
Alfred, pilotlara 700 metreye inmelerini ve kabin basıncını sıfırlamalarını emretti.
946 ) } O Alfred ordenou aos pilotos que descessem até uma altitude de dois mil pés e despressurizassem a cabina.
Su basıncı- -
Pressão da água parece...
Eğer şu an tüpteki basıncı arttırırsak bu muhakkak komuta odasından duyulur. Bakın.
Agora, se pressionarmos a fenda, eles vão certamente ouvir isso, comandante
Bu tüpün basıncını arttırıp vericiyi başlatacak.
Isto vai pressionar o tubo e vai lançar o transmissor.
Isırmalarının tek nedeni hava basıncının düşmesi.
A única razão por que estão a morder-nos é por causa descida da pressão barométrica. Os insetos fazem isso antes de uma tempestade.
Kıyafetindeki basıncı hemen azaltmamız lazım.
Precisamos despressurizar o teu fato, agora.
- Üzgünüm ama Tui daha ağır. Su basıncını da düşünürsek yüzeye hiç çıkmayabilir.
Desculpe, mas se colocaram peso na Tui, com a pressão da água, ela nunca mais irá emergir.
Bu depolardaki basıncı her gün kaydetmen gerekiyor.
Tem que registrar a pressão destes tanques todos os dias.
Kapıyı açtığımda karbon monoksit basıncı oluşacak.
Quando eu abrir a Porta Estanque. Haverá uma grande quantidade de detritos e de monóxido de carbono comprimido.
Miden bulanıyor çünkü kan basıncın düştü.
Sentes naúseas porque a tua pressão sanguinea baixou.
Hâlâ, artan yüksek basıncın yararlarını hissediyoruz.
Ainda sinto os benefícios daquele adorável cume de alta pressão.
- Kan basıncı ne?
- Qual era a pressão arterial?
Kan basıncı ne seviyede?
- Como está a pressão sanguínea?
- Kan basıncı ne? 85'e 100.
- Qual é a pressão arterial?
Kan basıncı 85'e 100.
Pressão arterial 100 / 85.
- Kan basıncı düşüyor.
- A pressão arterial está a descer. - 85 / 40.
Tüfeğin hava basıncını yükseltmek menzili ve atış doğruluğunu yükseltiyor ama zırhı olmayan bir şeyi kesin öldürür.
Aumentar a pressão de ar do rifle, melhora a precisão e o alcance, mas matará qualquer coisa sem proteção.
- Basıncı 5. bara çıkar.
- Aumenta a pressão em 5 bars.
- Ben basıncı arttırırken sende vanayı sök Petter.
- Quando eu aumentar a pressão.
basın 48
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başını dik tut 33
başına dikkat et 60
başının çaresine bak 19
başın nasıl 32
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başını dik tut 33
başına dikkat et 60
başının çaresine bak 19
başın nasıl 32