English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Ben mike

Ben mike translate Portuguese

941 parallel translation
Ben Mike.
Fala o Mike.
Nasılsınız? Bekleniyor olmalıyız. Ben Mike Connor.
Somos Mike Connor e a Sra. lmbrie, da revista "Espiar".
Peki sizin? - Ben Mike Connor.
- Sou Mike Connor.
Ben Mike Edwards.
- Olá, Diane.
- Diane, ben Mike Edwards.
- A própria. - Diane, sou o Mike Edwards.
Ben Mike Teevee.
Eu sou o Mike Tevê.
Ben Mike. Arkandayım.
Aqui, Mike, na traseira do comboio!
- Ben Mike'a soruyordum.
- Estava a perguntar ao Mike.
Ben Mike Phillips.
Sou Mike Phillips.
Gerçek erkekler hata yapar. Ben Mike'la bir hata yaptım. Ve cezasını çektim.
Eu cometi um com o Mike e paguei.
Ben Mike Walsh.
Sou o Mike Wash.
Sen ben Mike Barbados'dayız.
Tu, eu e a Mike nas Barbados.
Aramızda karanlık noktalar kalmasın diye, sana şunu söylemek istiyorum : Ben Mike'ı seviyorum
Mas, só para que fique claro... estou apaixonada pelo Mike.
Ben Mike amcayı görmeye gidiyorum.
Vou subir para ver o tio Mike.
İlgilendirir çünkü ben de Mike'a aşığım.
Sim, é, porque também estou apaixonado pela Mike.
Mike ve ben buradaydık — O zamanlar sadece bebekdi.
Eu e a Mike... ela não era mais que uma menina pequena.
Mike da kaybolduğuna göre ben de eve gideyim.
Já que o Mike também desapareceu, vou para casa.
Mike, seni başkası kapmadan ben kapsam iyi olacak
- Mike. Vou-te apanhar.
Mike sen bana geldin, ben sana değil.
Mike, você é que me procurou, e não eu a si.
Mike, ben de...
Mike, eu não poderia...
Mike, ben de geliyorum.
Mike, vou contigo.
Ben senin ağabeyinim ama çiğnendim!
Sou o teu irmão mais velho, Mike! Fui passado para trás!
- Bu arada Mike Shiner ben.
Eu sou o Mike Shiner.
Baksana, Mike ve ben, seninle konuşmaya niyetleniyorduk.
Sabe, o Mike e eu, queríamos falar consigo.
Haydi ama, Mike, Ben ciddiyim.
Ora, Mike, é sério.
- Ben...
Vamos, Sr. Mike.
Mike, onunla ben konuşabilir miyim? Hayır.
Mike, posso falar com ela?
Gerçekten benim, Mike'tan sizi aramasını ben istedim.
Sou mesmo eu e pedi ao Mike para lhe ligar.
Ben de Mike'ı buradan nasıl kurtaracağım diye kafa yoruyordum.
Tenho remoído a pensar em como tirar o Mike da cidade.
Mike, ben Diane.
Mike, sou a Diane.
- Şey, Mike, ben... - Gitmiş.
- Bem, Mike, eu...
- Mike, Ben masumum, çocuklarım üzerine yemin ederimki.
- Sou inocente, Juro...
- Bunu ben hallederim, Mike.
- Eu mato o gajo.
Ben, Örümcek Mike.
Aqui, Mike Aranha.
- Ben olduğumu söyle Mike.
- Diz que sou o Mike.
Ben olduğumu söyle Mike.
Diz que sou o Mike.
Ben sadece Mike olacağım.
Simplesmente serei Mike.
Güya Mike pisliğe bulaşmamış. Ben inanmam.
Diz-se que o pequeno Mike está limpo.
Mike ve ben New York'dan aceleyle ayrılmamız gerekti.
Mike e eu deixamos Nova Iorque depressa porque demos um golpe em dois traficantes de Brooklyn.
Bu saati Mike'a ben vermiştim.
Eu dei este relógio ao Mike.
Ben kaçıyorum, Mike.
Tenho de ir, Mike.
Evet. Ben, ve Mike, ve...
Sim, eu e o Mike.
Neden ben, Mike?
Porquê eu?
O Mike Forrester ve ben üç silahşörler gibiydik.
Ele, a Mike Forrester e eu fôramos como os Três Mosqueteiros.
Sen Mike ve ben Corpus Christi festivalindeydi.
Quando fomos os três ao festival de Corpus Christi?
Sen ben ve Mike Singapur'dayız.
Tu, eu e a Mike em Singapura.
Sen ben ve Mike Fresno'dayız.
Tu, eu e a Mike em Fresno.
Sen ve ben. Mike'ı kurtaracağız.
Eu e tu vamos salvar a Mike.
Ben ve erkek arkadaşım Mike...
Eu e o meu namorado, o Mike...
Ben... Senin Mike Todwell'le ne işin olur anlamıyorum.
A questão é que não sei porque estás com o Mike Toddwell.
Mike, ben çok kötü bir babayım, bunun fakındayım.
Mike, eu sou um pai que estragou tudo, sei disso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]