Benim için hava hoş translate Portuguese
121 parallel translation
Evet. Benim için hava hoş.
Sim, por mim, tudo bem.
Savaşa gireceğimiz konusunda kumar oynamak istiyorsa... benim için hava hoş.
Se ele quiser arriscar que entremos na guerra, eu não me importo.
- Benim için hava hoş.
- Não se trata de minha pele.
Parayı alıkoymak istiyorsun. Benim için hava hoş.
Se queres ficar com o dinheiro, por mim tudo bem.
Kendi başına daha hızlı gideceksen benim için hava hoş. Kimseye yük olmak istemem.
Se podes avançar mais depressa sozinho, tudo bem para mim...
Ha Richard olmuş tahtta ha sen, benim için hava hoş.
O trono ou é teu ou do Richard.
Bayım, ne derseniz deyin, benim için hava hoş.
Senhor, o que quer que diga por mim está bem.
- Benim için hava hoş!
- Então deveria deixá-la aqui!
Benim için hava hoş.
Por mim. tudo bem.
- Benim için hava hoş.
- Não me importo.
- Benim için hava hoş.
Por mim, tudo bem!
Benim için hava hoş, ikinizden de hoşlanıyorum.
Para mim é fácil porque gosto de vocês os dois.
Benim için hava hoş.
Está feito.
Benim için hava hoş, şimdi bahsetmemiz şart değil.
- Tu é que sabes... Não te vou obrigar a falar dele.
Benim için hava hoş.
Para mim está óptimo.
Tamam, benim için hava hoş.
É, tudo bem por mim.
Benim için hava hoş!
Não quero saber!
Bilmeni isterim ki, aşıksan, benim için hava hoş.
Quero que saibas que se estás apaixonado, por mim não há problema.
Sizi bu istasyondan çıkarabilecek tek kişi ile konuşmak istemiyorsanız benim için hava hoş.
Se não querem falar com a única pessoa que pode tirar-vos desta estação inteiros, tudo bem.
Eğer sen iki memeli insanları görmekten hoşlanacaksan benim için hava hoş.
Tudo bem, se não te importas de ver um vídeo cheio de pessoas com dois mamilos.
Isın biraz, benim için hava hoş.
Com o 7? Pode ser.
Benim için hava hoş.
Por mim, tudo bem.
Benim için hava hoş.
Por mim tudo bem.
Burada kardeşlerinle ölmek istiyorsan, benim için hava hoş.
Se queres morrer aqui com os teus irmãos e irmãs, tudo bem.
Eğer bunun bir sorun olduğunu itiraf etmek istemiyorsan benim için hava hoş. Ama en azından kendine itiraf et.
Mas admite o problema... ou não irão celebrar juntos o próximo ano.
Hem biliyor musun? Benim için hava hoş! Ama beni de kalpten götüreceksin!
Por mim tudo bem, mas ainda me causas um ataque também!
Benim için hava hoş, ama laf sokmak yok.
Por mim tudo bem, mas sem bater nos arbustos.
- Benim için hava hoş.
- Por mim, está bem.
Benim için hava hoş.
Eu não me importo.
Eğer küçük dostlarınla zaman harcayacaksan benim için hava hoş.
Se queres andar na rambóia com os teus amigos, anda à vontade!
Benim için hava hoş.
Por mim, está bem.
Diyorum ki eğer Lane ile diğer okula gitmek istersen benim için hava hoş.
Estou a dizer que se quiseres voltar à escola antiga com a Lane... eu não me importava.
Benim için hava hoş.
Tudo bem!
"Harika, harika. Benim için hava hoş" deme tarzı çok komikti.
E só dizia : "Óptimo, óptimo, por mim tudo bem..."
Eğer beni bir tür kan emici vampir olarak görmek istiyorsanız benim için hava hoş.
Se quiserem considerar-me uma sanguessuga, façam favor.
Erkekler yerine futbol peşinde koşmak istiyorsa benim için hava hoş.
Se ela prefere jogar futebol a correr atrás de rapazes, por mim, óptimo!
Benim için hava hoş.
Por mim está bem.
Benimle olmak istemiyorsa, benim için hava hoş.
Não sabes do que estás a falar.
Kimi içeri alacaksan, Penguen, benim için hava hoş.
Quem quer que queiras trazer, Penguim, por mim está bem.
Halka sınırsız erişim sözü verdik. - Benim için hava hoş.
Prometemos ao público acesso permanente.
- İstersen yarın da görüşmeyelim. - Benim için hava hoş.
- Que tal não me veres amanhã?
Oyunu kesmek mi istiyorsun? Benim için hava hoş.
Queres ir direita ao assunto?
Benim için hava hoş.
Está bem, meu.
Sonsuza kadar buldozerin önünde yatamazsınız. Benim için hava hoş.
Sr. Dent, não pode ficar aí para sempre.
Benim için hava hoş.
- Está bem.
Benim için hava hoş.
Por mim, tudo bem -
- Yapma, ne olur. - Benim için hava hoş.
Por mim, não me importo.
Benim için hava hoş!
Amanhã à tarde na paragem de autocarro!
- Benim için hava hoş.
Tudo bem por mim.
- Benim için hava hoş.
Por mim, tudo bem.
Senin için hava hoş, Julia... ama şu an yaptığımız şeyler için benim gücüm yetmiyor. Gece kulüpleri, restoranlar.
Para ti não será, mas posso lá pagar tudo o que fazemos, clubes nocturnos, restaurantes...
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39