Bilmiyorum ama translate Portuguese
17,432 parallel translation
Bayan Bassett, bu ikisinden ne çıkarınız var bilmiyorum ama size dosthane bir tavsiyede bulunayım... Aman şirketinize dikkat edin.
Ms. Bassett, não sei qual é o seu interesse nestes dois, mas dou-lhe um conselho de amigo.
Detayları bilmiyorum ama bu yüzden öldüyse sonuçları olacaktır.
Não sei pormenores, mas, se foi isso que o matou, haverá consequências.
Gerçek adı mı bilmiyorum ama bu adam iyi.
Não sei se é o nome verdadeiro, mas ele é bom.
- Bilmiyorum ama dün öğlen rahatlasın diye dışarı çıkmasına izin vermiştin ya hani?
- Não sei, mas deixou-a sair ontem à tarde? - Deixei.
Bilmiyorum ama olanlar olmuş.
Não sei, mas veio a saber-se tudo.
Nasıl yapacağız bilmiyorum ama tüm bunlara bir açıklık getireceğiz.
Eu não sei como, mas vamos resolver isto tudo.
Alice Julia ve ben neyim diye düşünüyorsun bilmiyorum ama gerçek şu ki hiçbir şey değiliz.
Não sei o que pensas que éramos, mas nunca tivemos nada.
Tipik bir suikastçinin geçmişi nasıl olur bilmiyorum ama Johns Hopkins'te nöro-kimya bursu almayı içermediğine eminim.
Agora, eu não sei qual é o típico passado de um assassino, mas tenho quase a certeza que não envolve uma bolsa de estudos para estudar neuroquímica na Universidade de Johns Hopkins.
Niye bilmiyorum ama Piper seni test ediyor.
Não sei porquê, mas a Piper está a testar-te.
Burada ne işim olduğunu bile bilmiyorum ama bu hırka beni çok kaşındırıyor.
Não sei bem o que faço aqui, mas estas coisas fazem-me comichão.
Ne tür bir şov peşinde olduğunu bilmiyorum ama bu işin ucu bir şekilde bana değerse seni bitiririm lanet herif.
Não sei que tipo de manobra queres tirar daqui, mas, se te espalhares, juro que irei dar cabo de ti, porra!
Bilmiyorum ama Gilroy ona hikayeleri anlattıysa da sarılma mahallerinde değilmiş.
Mas mesmo que o Gilroy o tenha ludibriado, ele não estava nos abraços.
Ne oluyor bilmiyorum ama kesinlikle ismini duydum. Yani kaçabilecekken kaç derim.
Foge enquanto podes.
Beni orada neyin beklediğini tam olarak bilmiyorum ama dönüyorum.
Não sei o que me espera aí, mas vou voltar.
Evet, belki Japon'dur, bilmiyorum ama elimdeki tek şey bu.
Sim, portanto, ele pode ser Japonês, não sei, mas, olhe, isto foi tudo o que consegui.
Saate en son ne zaman baktın bilmiyorum ama yaklaşık bir saat önce balkabağına dönüştüm sayılır.
Não sei quando olhaste para o relógio, tipo, voltei a ser uma abóbora há uma hora atrás.
Sessiz hapsinde nihayet bir dost bulduğu için minnetinden mi yoksa tövbe ihtiyacı için miydi bilmiyorum ama Huston bize yardım etmek için oldukça istekliydi.
Se era uma necessidade de arrependimento, ou gratidão por ter companhia na sua prisão silenciosa, ele só nos queria ajudar.
Neyse, ne yapardım onunla bilmiyorum ama olasılıkları bir hayal etsene.
Seja como for, eu não sei o que faria com a droga, mas, imagina as possibilidades.
Taylor bizi aydınlanmaya götürür mü bilmiyorum ama eminim ki bizi bir adım daha ileri götürecektir.
Não tenho a certeza se a Taylor levar-nos-á até a iluminação, mas posso dizer com certeza, que ela deixar-nos-á a um passo de distância.
Clay Meeks kim bilmiyorum ama deli bir komplo teoristi olabilir belki?
Não sei quem é o Clay Meeks, mas, talvez fosse um conspirador da treta?
Sizi bir daha ne zaman görürüm bilmiyorum ve görüştüğümüzde de nasıl bir halde olacağımı bilmiyorum ama şunu bil ki şunu bil ki geçtiğimiz yıl pişmanlık duyduğum bir şey varsa o da sana yalan söylememdir.
Não sei quando será a próxima vez que voltarei a vê-los e não sei como vou estar quando isso acontecer, mas... Quero que saibas... Quero que saibas, que se há uma coisa de que me arrependo neste último ano foi ter-te mentido.
Calavera'ydı. Nasıl oldu bilmiyorum ama eminim oydu.
Não sei como, mas tenho a certeza.
Bu becerisizlik mi zorbalık mı bilmiyorum ama iki türlü de, söz verdiğimiz şey bu değildi.
Não sei se isto é incompetência ou extorsão, mas seja o que for, não foi o que nos prometeram.
Kimin ne dediğini bilmiyorum ama bundan şu anda endişelenmezdim.
Não sei quem disse o quê. - Mas não me preocuparia com isso.
Kimi vurduğunu düşündüğünü bilmiyorum ama ben Gecko'ları gördüm, ikisini de, kendi gözlerimle, yanıp kül oldular.
Não sei quem pensas que alvejaste, mas eu vi os Geckos, os dois, com os meus próprios olhos, a ficar esturricados.
İlk önce onu nasıl yakaladı bilmiyorum ama o Kate'ti.
Não sei como ele a achou primeiro, mas era a Kate.
Dostum, Roy Batty falan mı olman gerekiyor bilmiyorum ama ne sikimden bahsettiğini de bilmiyorum.
Meu, não sei se julga ser o Roy Batty, ou o quê, mas não sei de que porra está a falar.
Kaç adamı var bilmiyorum ama.
Não sei quantos homens.
O deli herifin nasıl düşündüğünü bilmiyorum. Ama sen...
- Sei lá o que esse maluco pensa.
Ama bilmiyorum.
Mas não sei.
birbirleriyle ilgileri var ama nasıl bilmiyorum.
Acho que estão relacionados, mas não sei como.
Ne tür bir oyun çeviriyorsunuz bilmiyorum, Ama bütün gece alıkonulup, tekrar tekrar sorgulanmak, soruşturulmak istemiyorsanız, Havaalanımdan defolup gidersiniz.
Não sei que jogo é este, mas se não quer passar a noite detida, investigada e questionada, saia do meu aeroporto.
Bak, neyin peşindesin bilmiyorum, ama seninle yakın bir zamanda uzun uzun konuşacağız. Birçok insan seni göz ardı etmemi söyledi ama ben dinlemedim onları.
Ouve, não sei o que andas a tramar, mas vamos ter uma conversa muito longa, muito em breve, porque já foram muitas as pessoas que te chamaram à atenção, e eu não liguei.
Bu kesinlikle Kara Pençe. Ama daha çok... bilmiyorum...
É a Garra Negra mesmo, mas está mais para...
Saygısızlık etmek değil ama bilmiyorum Onun gibi bir yere ait olduğunu düşünüyorum.
Não quero ser desrespeitoso mas, não acho que ela deva estar num lugar como este.
- Bilmiyorum ama en azından evde.
- Não sei, mas pelo menos está aqui.
Gerçekten. Daha bir saat öncesine kadar "o kadar yazıştık ama bu adam neye benziyor bilmiyorum" diyordum.
A serio, nem há uma hora atrás eu estava, tipo, espera, temos trocado e-mails um com o outro, mas ainda não faço ideia de como ele seja.
Çok fazla hissedip çok fazla konuşuyorum ve bunun seni deli ettiğini biliyorum ama ayık kalmak için başka yol bilmiyorum ve ne zaman çenemi kapayıp hislerimi içime atsam ve sakin ve normal biri olsam sonunda sarhoş oluyorum.
Mas só assim é que me consigo manter sóbria. Sempre que tento conter-me e ficar calada, e ser, apenas, fria e normal, acabo bêbada, ou drogada, ou num funeral.
Ama neden olduğunu bilmiyorum.
Não sei porquê.
Değişmiş ama niye ya da nasıl oldu bilmiyorum.
Ele está mudado e eu não sei como ou porquê.
Ama aramızda kalsın, başkanlık için aday olur muyum bilmiyorum.
Mas cá entre nós, ainda nem sei se vou concorrer.
Ama işler burada nasıl halloluyor bilmiyorum.
Nem sei como isto funciona aqui em baixo.
Bir anlaşma yaptım ve ona sadığım ama burada yapabilir miyim bilmiyorum.
Fiz um acordo, e honrei-o, mas não sei se posso fazê-lo aqui.
Bilmiyorum belki de Scrub Jay benimle dalga geçiyordu ama oyununa ayak uydurdum.
Não faço ideia, talvez estivesse a gozar comigo, mas alinhei no jogo.
Bence NZT etkisindeki beynin bir sorunu farklı açılardan almak için birbirine benzeyen kişilerce bölmesi veya diğer tehlike arz etmeyen durumları diğer şartlarda görebileceğin insanlarla göstermesi ama bilmiyorum.
Bom... Penso que seja só a forma como o NZT resolve um problema em perspectivas divergentes, consignada por gente conhecida, ou outras manifestações inofensivas, com quem se interaja para alcançar resoluções, mas não tenho a certeza.
Ne kadar sürer bilmiyorum yani ama şu anda iyiyim, evet.
Não sei por quanto tempo, mas, neste momento estou bem.
Hey, Ashley, muhtemelen Kristy nin sesini... duymadığın için şaşırmışsındır, ama onun telefonundan seni aramamın sebebi, Ben şuanda onun yanındayım, ve şu anda tam olarak nerde olduğumuzu bilmiyorum, ama, Kristy,
Ashley, deves de te estar a perguntar que essa não é a voz da Kristy a falar contigo, mas o motivo de eu ligar do telefone dela é que estou com ela agora, e eu não sei aonde estamos exactamente, mas a Kristy,
Hey, Ashley, muhtemelen Kristy nin sesini duymadığın için muhtemelen Kristy nin sesini duymadığın için şaşırmışsındır, ama onun telefonundan seni aramamın sebebi, Ben şuanda onun yanındayım, ve şu anda tamolarak nerde olduğumuzu bilmiyorum, ama...
Ashley, deves de te estar a perguntar se essa é ou não a voz da Kristy a falar contigo, mas o motivo de eu estar a ligar do telefone dela é que estou com ela agora, e eu não sei aonde estamos exactamente, mas...
Ama nerede bilmiyorum, yemin ederim!
Mas não sei onde, juro!
SNL'de artık kadınların erkeklerden daha eğlenceli olduğunu duydum, ama bilmiyorum, ben hiç görmeyeceğim.
Ouvi no SNL que as mulheres agora são mais engraçadas que os homens, mas não sei, eu nunca o vejo.
Yani ülkedeki en yüksek rütbeli havacıyım ama uçmayı bilmiyorum.
Como resultado, sou o mais alto piloto do país e nem sei voar.
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32