Bir çocuk gibi translate Portuguese
1,437 parallel translation
Bu işi uzatmayacaksın. Bu meseleyle ilgili sızlanıp durmayacaksın. Parmağı acıyan bir çocuk gibi yapmayacaksın.
Não se demora com isso... não se fica por aí chorando por isso... e nem se comporta feito criança com um diabo de dedão machucado... sabe, que nem louco, chupando :
Sen böyle deyince, toy bir çocuk gibi başım önde... arkamı dönüp gidişimi görmeni istiyorum.
Que me vejas a ir embora, quando disseres isso, como se fosse alguém muito impressionável.
Bana aşağılık bir çocuk gibi davranmıyor.
Não me trata como um puto.
8 yaşında, boyundan büyük bir yap-bozu yapamayan bir çocuk gibi meraklandın.
Tiveste curiosidade. Como um miúdo de 8 anos com um puzzle demasiado grande para ele conseguir fazer.
İyi bir doktordur ama, mızmız bir çocuk gibi davranmasından korkuyorum.
Imagino que o bom doutor também deve estar um pouco rabugento.
İyi bir çocuk gibi görünüyor, değil mi?
- Sim, certo. O tipo parece porreiro, certo?
Şimdi küçük bir çocuk gibi ağlayacak mısın?
Vai chorar como um menino?
Son modeller. Ronnie ilk porno dergisini almış bir çocuk gibi.
O Ronnie parece um miúdo com a primeira revista de mamas.
Yine de, Eric serseri bir çocuk gibi görünmüyor.
Mesmo assim, o Eric não parece ser um miúdo violento.
Ve benim de küçük bir çocuk gibi görüneceğimi söylüyor
E eu pareço uma criança.
Bir çocuk gibi tutuldum sana...
Apaixonei-me por ti como uma criança
İyi bir çocuk gibi, rol yapmayı bırak.
" Deixa de te armar em herói, idiota.
Öylesine utangaç, küçük bir çocuk gibi
Tão tímida, como uma criança que cresceu
Toys R Us mağazasındaki bir çocuk gibi.
Ela é como uma criança no "Toys'R'Us".
Kanatlarını kopardığı halde sineği uçurmaya çalışan bir çocuk gibi.
Como um puto que espeta a mosca à qual já arrancou as asas?
- Bir çocuk gibi davranıyorsun.
- Estás a agir como uma criança.
Zamanla, bin adımdır annelerinin ayaklarının üzerinde tünedikten sonra annesinin ayakkabılarında dans etmeyi öğrenen bir çocuk gibi civciv yalnız başına ilk adımlarını atar.
Com tempo, e após milhares de passos nas patas da mãe, pendant tous ces déplacements - como um filho aprende a dançar nos pés da mãe, - a cria dá os primeiros passos sozinha.
Neden bir çocuk gibi davranıyorsun?
Por que estás a ser tão infantil?
O iyi bir çocuk gibi görünüyor.
Ele parece ser um bom rapaz.
Çok sakin, tıpkı masum bir çocuk gibi görünüyordu.
Ela parecia tão serena. Como uma criança inocente.
Tıpkı masum bir çocuk gibi.
Assim como uma criança inocente. "
Bir çocuk gibi davranmayı kestiğin zaman sana ne yapman gerektiğini söylemeyi bırakacağım.
Só vou parar de te dizer o que deves fazer quando parares de te comportar como uma criança.
İlk başlarda oldukça ateşli ve şiddetli olmalıydı. Olgun bir kadın senin gibi bir çocuk daha ne isteyebilir?
No início, deve ter sido quente e forte, uma mulher mais velha... que mais um puto como você podia pedir?
Çocuk, çok fazla darbe alan bir boksör gibi, gecikmiş deteriorasyon geçirdi.
Aquele miúdo sofreu os efeitos posteriormente, tal como um pugilista que sofre demasiados golpes.
Yani, ebeveynlerinin boşanma nedeni çoğu çocuk aslında suçlu hissediyorum ve henüz Bunu gibi burada oturuyoruz sizin ana planının bir parçasıdır.
A maioria dos miúdos que têm a culpa do divórcio dos pais sentem-se culpados e tu ages como se fosse tudo parte do plano.
Sean, ya onların istediği gibi bir çocuk ya da bir serseri olursun.
Sean, podes ser o tipo de miúdo que eles querem, ou um valentão.
Bilgin olsun Jewel... o resimdeki çocuk sağlam bir bedenle doğmuştu. Bacağından vurulmadan önce, senin gibi tedavi edilemez bir engeli... ve sakatlığı yoktu, böyle bir desteğin gerektirdiği... koordinasyondan yoksun değildi.
Para sua informação, Jewel... esse garoto do desenho era saudável... antes de levar um tiro na perna, não nasceu com dificuldades... incuráveis, que lhe tiraram... a coordenação que esse aparelho exige.
Ve seninle evlenmek istiyorum, Seninle bir çok çocuk yapmak istiyorum... her zaman istediğin gibi.
E quero casar contigo e quero ter uma data de filhos contigo... tal como tu sempre quiseste.
Bağlılığı, martini bittiğinde sona eren... birşey gibi gören bir babası... ve kendini seks deposu olarak gören bir annesi varken... bu çocuk nasıl biri olacak?
Que tipo de homem vai ser esta criança, se um progenitor considera o compromisso... como algo que acaba quando a bebedeira passa... e o outro não se considera mais do que um receptáculo sexual?
- Anlarım. Eddie gibi bir sürü çocuk gördüm. Senin onu birdenbire değiştiremeyeceğini de biliyorum.
Já vi muitos miúdos como ele, e sei que não és tu que, de repente, o vais fazer mudar.
Tanrım, şu arabadan bir çocuk çıkarıyorlar gibi.
Meu Deus, parece que estão a tirar um miúdo de dentro do carro.
Adamım, bu sanki çocuk kaçırma gibi. Biliyorsun, bu bir suç.
Sabes que é crime.
O büyük bir çocuk olacak, aynen senin gibi.
Será um rapagão, igual a ti.
Küçük bir çocuk gibi suratına kapattım.
Desliguei, como se fosse uma criança de seis anos.
Basketbolu seven bir grup çocuk buldum... ... benim sevdiğim gibi seven.
Encontrei um grupo de miúdos que adoram o basquete da mesma forma que eu.
Neden yollardasın peki, senin gibi küçük bir çocuk?
Porque está a vaguear pela estrada?
Bir zamanlar bir çocuk vardı, senin gibi, ve ben onun babası gibiydim. O da senin gibi kaçtı. Polise gitti.
Uma vez tive um rapaz como tu, não tu, ele também fugiu e foi para a policia, adivinha como ele acabou.
Senin gibi küçük bir çocuk için fazla duygusuz değil misin Ben?
Tu és apático demais para a tua idade, não és?
Kesinlikle onların istediği gibi bir çocuk değildim.
Eu não era exactamente aquilo que eles procuravam num filho.
Küçük bir çocuk gibi...
Eu seguro-te na mão
Tabii ki her çocuk gibi benim de hayali arkadaşlarım vardı, ama bir tane değil.
Como todas as crianças, eu tive um amigo imaginário.
- Senin gibi bir erkek çocuk tanırdım.
- Uma vez conheci um menino como tu.
12 yaşında bir çocuk bile benim gibi her yere rahatça girebiliyor.
Quando até um miúdo de 12 anos conseguiu quebrar a segurança, tal como eu.
- Elbette. Belki saklayacak bir şeyin vardı... Çocuk pornosu koleksiyonun gibi.
Talvez tivesses qualquer coisa a esconder, como... a colecção de pornografia infantil.
Senin gibi güzel bir çocuk nereden geliyor?
De onde vem um rapaz tão bem parecido como você?
Kız onu ciddiye almamış, onun çocuk olduğunu düşünmüş, ve ona küçük bir bebek gibi davranırmış.
Ela não o leva a sério, considera-o uma criança. e trata-o como a um bebezinho.
Tabii ki her çocuk gibi benim de hayali arkadaşlarım vardı, ama bir tane değil.
Como todas as crianças, eu tive um amigo imaginário. Mas não apenas um.
Biz bu çocuk için her şeyden vazgeçtik, normal bir yaşam şansımızdan! - Onu senin gibi insanlardan korumak için.
Nós abrimos mão de tudo o que temos por esta criança, qualquer hipótese que nós tivemos de viver uma vida normal, foi para protegê-la de pessoas como você.
Bu çocuk için elimizdeki herşeyden vaz geçtik, herhangi normal bir hayat sürme şansını, onu sizin gibi insanlardan koruyabilmek için.
Nós abrimos mão de tudo o que temos por aquela criança, qualquer possibilidade que tínhamos de viver uma vida normal, para a proteger de pessoas como você.
Bir kez daha, mahkeme önünde çocuk gibi kavga ederler...
Enquanto os rapazes lutavam mais uma vez à frente do tribunal... Parem com isso!
Seninki gibi bir geçmişe sahip birçok kadın çocuk doğurmak istemiyor.
Muitas mulheres com o seu historial evitam ter filhos.
bir çocuk 115
çocuk gibi 16
çocuk gibisin 19
çocuk gibi davranıyorsun 30
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bir cevap istiyorum 17
çocuk gibi 16
çocuk gibisin 19
çocuk gibi davranıyorsun 30
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bir cevap istiyorum 17