Bizimle translate Portuguese
20,992 parallel translation
Travis, Alicia'yla sen bizimle geleceksiniz.
Travis, tu e a Alicia virão conosco.
Bizimle ilgili her şeyi o anlatmış.
Ela contou-lhes tudo sobre nós.
Sen de bizimle gel.
Devias ir connosco.
Bizimle gel.
Segue-nos.
Bizimle gel.
Vem connosco.
Bizimle kalabilirsin.
Podes ficar connosco.
Eve çok yakınız bizimle gelmek ister misiniz?
Estamos perto de casa, não querem uma boleia?
Ama isterseniz bizimle gelebilirsiniz.
Mas podemos dar uma boleia, se quiser.
- Eve çok yakınız, bizimle gelmek ister misiniz?
- Estamos perto de casa, querem ir connosco?
Terörle mücadelede teknolojinin rolünü ele almak için General Keith Alexander bizimle olacak. Ama önce, yeni sıkıştırma platformu Pied Piper'ın kurucusu ve CEO'su Richard Hendricks ve Baş Vizyoner Erlich Bachman'la kısa bir röportajımız var.
O General Keith Alexander vai falar de tecnologia e contraterrorismo mas primeiro Richard Hendricks, fundador e DE da plataforma de compressão, Pied Piper e Erlich Bachman, Diretor Visionário.
Hisselerimizde garip şeyler olduğunu düşündüklerinde kaç tane iyi eleman bizimle çalışacak?
Como teremos bons empregados se acharem que se passa algo com as ações?
Castle'ın bizimle çalışmasından memnuniyet duyarım.
- Adorava ter o Castle connosco.
Ayrıca bizimle Grigory'nin katilini araştırmak için iş birliği yapmayacaklar. Neden bunu yapıyorlar? - Ben...
E ainda se recusam a ajudar a encerrar o caso do Grigory.
Bizimle misin yoksa bize karşı mısın?
Por isso, estás connosco... Ou contra nós?
- Bizimle günlerini gün ediyorlar.
E têm-se divertido connosco.
Özür dilerim canım ama seni bizimle gelmeye yetkilendirmedim.
Desculpa, querido. Não te autorizei a vir connosco.
Bizimle kalabilirsin.
Podes juntar-te a nós.
Bizimle Red Eye iç.
Beba um Red Eye connosco.
Bizimle konuşacak.
E ele vai falar para nós.
Bizimle aynı fikirde misiniz?
Concorda? Sim ou não?
Bizimle gel, sana anlatacağız.
Anda connosco, que nós dizemos-te.
John Ridge oğluna yardım etmemizi istiyor ama bizimle ilişkili olmaktan utanıyor.
O John Ridge quer ajuda para o filho, mas não quer ser associado a nós.
Yani, bizimle olmayı istiyorsun değil mi?
Quero dizer, queres ficar connosco, não queres?
Madem onu istiyorlar bizimle gelecek.
Olha, se a queres, já a tens.
Annesinden.Bir kaç hafta bizimle kalacak.
Da mãe dele. Ela vai ficar connosco durante umas semanas.
O bir psikolog, profilleri saptamak için bizimle çalışıyor.
É um psicólogo que faz perfis para nós.
Kız bizimle kalacak.
Ela permanecerá connosco.
Demiryolu köprüsü bir değişiklik olabilir. Bizimle çalışmak ister misiniz diye merak ediyorum.
Um viaduto na linha férrea pode ser um ponto de partida, mas gostava de saber se está disposto a investir em nós.
Bu işte bizimle birlikte olmanın güzel bir fikir olduğunu düşünmüyorsun herhâlde.
Honestamente, não podes crer que tomares parte neste empreendimento é uma boa ideia.
Maggie bizimle konuşurlar mı diye güvenlik şefiyle görüşecek
A Maggie vai falar com o chefe de segurança do estúdio, ver se há alguma maneira de convencer...
Beyazlar bizimle savaşmak mı istiyor?
Os brancos querem lutar connosco?
Bulduk. Ama bizimle merkeze kadar gelmeniz gerekiyor.
Encontramos, mas precisamos que venha até à esquadra.
Bizimle çalıştığını, Jennifer ve yanındakileri buraya getirerek virüsü yayma ve Spearhead'de bağışık olmayan herkesi yok etmeyi planladığını herkese anlattım.
Disse-lhe que trabalha connosco. Sobre o plano de eliminar os não-imunes de Spearhead, fazendo a Jennifer e os dela trazer o vírus.
Bizimle Sperhead'deydi.
Ela estava em Spearhead.
Onları kurtarma girişiminde bulunacaksak Evlatlar'ın da bizimle gelmeleri şart.
Se queremos ter hipóteses de os salvar, precisamos que as Filhas venham connosco.
Brown Biraderler bizimle ticaret yapmak istiyor ve böyle mi pazarlık ediyorlar?
Os Irmãos Brown querem o nosso comércio, e é assim que negoceiam?
Bizimle çatıştıklarında Aşağı Irmak insanlarının kaybedecek çok şeyi var.
Os homens de Low River têm muito a perder num conflito connosco.
Lake Walker halkını bizimle ticarete zorlayacağız.
Vai forçar os de Lake Walker a lidarem connosco.
- Neden bizimle taşak geçiyorsun?
Porque estás a foder-nos a cabeça?
Bak dostum, sigortayı yapan adam bizimle 10 dakika falan konuştu.
Ouve, meu, o tipo dos seguros gastou para aí dez minutos a falar connosco.
Bizimle dalga geçiyor olmalılar.
Eles só estão a brincar connosco.
Kendisi El Salvador'da bizimle çalışıyor.
Ele trabalha connosco em El Salvador.
Bizimle aynı endişeleri paylaşan buradaki hükümetten biriyle bağlantıya geçtik.
Desenvolvemos um contacto com um elemento do governo daqui que compartilha as nossas preocupações.
Tatlım, ayaklarının üzerinde durmayı başarana kadar bizimle kalman çok güzel ama önce gerçekten kendi ayakların üzerinde dursan?
Querida, és bem-vinda aqui até te reergueres, mas poderias levantar-te da cama de vez em quando?
Ama bizimle burada olması gerekiyordu.
Ela deveria estar aqui connosco.
Nina'ya yardım edersem bizimle kalır mısın?
Então, se eu ajudar a Nina, irás ficar connosco?
En azından o bizimle.
Estamos com ela.
O bizimle güvende.
Ela está conosco. Em segurança.
Bizimle paylaşmaya da razılar.
Eles têm mais suprimentos e querem dividir connosco.
Bizimle gelmen gerekiyor.
Tem de vir connosco.
Bizimle gelmek ister misin?
Queres vir connosco?
bizimle kal 47
bizimle misin 23
bizimle mi 20
bizimle geliyor musun 35
bizimle gel 193
bizimle gelmek ister misin 26
bizimle birlikte 17
bizimle gelmelisin 16
bizimle geliyorsun 73
bizimle gelin 64
bizimle misin 23
bizimle mi 20
bizimle geliyor musun 35
bizimle gel 193
bizimle gelmek ister misin 26
bizimle birlikte 17
bizimle gelmelisin 16
bizimle geliyorsun 73
bizimle gelin 64
bizimle gelmiyor musun 19
bizimle geliyor 19
bizimle kalın 16
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimki 17
bizim değil 34
bizim gibi 50
bizim de 22
bizimle geliyor 19
bizimle kalın 16
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimki 17
bizim değil 34
bizim gibi 50
bizim de 22