English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bırak şimdi

Bırak şimdi translate Portuguese

2,010 parallel translation
Bırak şimdi orayı, deve yok.
Diz no paple... Não trabalho com camelos.
Bırak şimdi.
Larga.
Bırak şimdi.
Para com isso!
- Bırak şimdi.
- O que raio estás a dizer?
- Bırak şimdi senin tüm hayatın mola.
Poupa-me. Toda a tua vida é uma pausa.
Bırak şimdi, Olivia!
Poupa-me, Olivia.
- Bırak şimdi.
- Fala a sério.
Bırak şimdi süre işini.
Cala-te com essa conversa.
Canım cicimi bırak şimdi, halletmemiz gereken daha önemli şeyler var.
Alto lá com as lamechices, temos coisas para resolver.
Şimdi onca şeyi bi kenara bırakıp, beni düşünmenizi istemiyorum.
Pára de descarregar em nós pelo fim-de-semana não ter corrido como planeado.
Şimdi gevezeliği bırak ve şu kapıyı açıp, içeri girmeme izin ver.
Pára de tagarelar, abre o portão e deixa-me entrar.
Ve şimdi bizi yüzüstü bırakıyorsun!
E agora deixas-nos sozinhos.
Kızımı hemen şimdi bırakırsan, sorunumuz kalmaz.
Se soltarem a minha filha agora, terminamos tudo aqui.
Ama şimdi bırak.
Mas pousa-a agora.
Şimdi çeneni kapa ve bırak işimi yapayım!
Agora, cale essa boca e deixe-me fazer o meu trabalho!
Al sana 10 dolar, şimdi beni kahrolası yalnız bırak.
Aqui 10, mas deixe-me foder a sós.
Şimdi yalnız bırakın beni.
Apenas deixem-me sozinho!
Şimdi insanlar bu tür şeylere inanmak istiyorlarsa bana uyar. Bırakın inansınlar.
Agora, se as pessoas querem acreditar neste tipo de coisas, não tenho problemas com isso.
Şimdi onu hemen bırak!
Agora, deixem-na!
Şimdi beni rahat bırak.
Agora, deixa-me em paz.
Şimdi bırak, olur mu?
Pára, está bem?
Şimdi egonu bir kenara bırak. Bırak ben devralayım.
Põe de lado o ego e deixa-me assumir o controle.
Şimdi arkaya doğru kendini bırak.
- Agora cai de costas.
Yere bırak, şimdi!
No chão, já!
Şimdi bırakın da ben size karşılık olarak bir şey yapayım. Lütfen!
Agora deixa-me fazer qualquer coisa para te retribuir.
Şimdi her şeyi bırakıp gitmemizin imkânı yok.
Não podemos largar tudo e ir.
Şimdi güvenlik protokollerini devre dışı bırakıyorum.
Só tenho de contornar os protocolos de segurança.
Biraz geriye çekil, omurganı esnet, harika şimdi kendini yere bırak, ikinci pozisyon...
Juntes estes ossos e relaxe. Lindo. Vamos passar à posição de prancha.
Evet, benim elime doğru dizinizi itin, Evet böyle, şimdi serbest bırakın.
Está bem, agora pressione contra a minha mão. Isso mesmo, agora solte.
Sonrasında beni rahat bırak ya da işimi şimdi bitir.
E depois deixas-me em paz. Ou então acaba comigo agora.
Şimdi gerçekten, kim havalı, kim aslında şıllık gibi gençlik takıntılarını bir kenara bırakıp geride kalanlara yardım etmeliyiz.
Agora, mais do que nunca, ponham de lado as preocupações de adolescentes... sobre quem são os porreiros, e quem são os totós. Não podemos deixar aquele maldito fogo vencer-nos.
Şimdi bir arama yapacağım. Bırak beklesin.
Vou fazer um telefonema, agora.
Yalan makinesine girdim, belgelerimi iade ettim ve sahip olduğum tek işi bırakıp çıktım ama şimdi nedense senin fikrini değiştirip işten çıkmadığını ve beni dımdızlak ortada bıraktığını düşünüyorum.
E agora, tenho a impressão que mudaste de ideias, mantiveste o emprego e me abandonaste à minha sorte.
- Şimdi beni yere bırak.
- Agora, pousa-me.
Şimdi nasıl göründüğümü gördüğüne göre, lütfen beni rahat bırakır mısın?
Agora que viste como sou, podes deixar-me em paz?
Sen şimdi uyu ve her şeyi bana bırak.
Volta a dormir e deixa tudo comigo.
Şimdi, bırak kızı.
Agora, deixa-a ir.
Şimdi silahını yere bırak!
Larga a arma já!
Şimdi ya oraya gidersin ve yalanlarını herkese anlatırsın, ya da beni rahat bırakırsın.
Ou entras ali dentro e lhes contas as tuas mentiras, ou me deixas em paz.
Şimdi yavaşça bırak.
Agora, larga.
Şimdi, kurt adamı bir kenara bırakırsak aileni böyle mi tarif ediyorsun?
Agora, sem contar com o lobisomem, é assim que descreves a tua família?
Şimdi bırak.
Que assim seja.
Şimdi, ben sana bırak dediğimde, bırakıp kuvvetlice içine çekeceksin.
Agora, quando eu lhe disser para largar, quero que o solte e que inale forte.
Şimdi, hemen 3 dileğini söyle ve bırak beni gideyim.
Agora, rápido pede os três desejos e deixa-me ir.
Şimdi seni bırakıyorum.
Agora... Vou deixar-te sozinho.
Şimdi kendini suya bırak.
Agora deita-te.
Hank, şimdi bombayı bırak!
- Hank, larga a bomba, agora.
Bırakın şimdi kamerayı.
Vamos lá acabar com isto.
- Bırakın beni, onu şimdi öldüreceğim!
Ele morre agora.
Şimdi ne yapacak? Her şeyi bırakıp yaşlı babasının o gün yataktan kalkıp kalkmadığını ya da tıraş olup olmadığı hakkında mı endişelenecek?
Vai deixar tudo em suspenso e preocupar-se se o pai saiu da cama e fez a barba?
Eğer bırakılmak isterseniz şimdi zamanıdır.
Se quiserem sair... Agora seria o momento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]