Da bulundu translate Portuguese
1,312 parallel translation
"Bayan Morrissey, kocasının halk kahramanı ilân edilmesi için başvuruda bulundu." "Bu görüş, birçok yöre sakini tarafından paylaşılmakta."
A Sra. Morrissey disse que o marido era um herói do bairro, um sentimento partilhado por muitos residentes da zona.
Bu kurbanın altında bulundu.
Foi encontrada debaixo da vítima.
Kampüsteki yatakhanenin dışında bulundu.
Foi encontrada à porta da tua residência universitária.
Kurban yol kenarında bulundu. Çıplak, soyulmuş, sırtından vurulmuş.
A vítima foi encontrada à beira da estrada, sem roupa, amarrada, com um tiro nas costas.
Bu eski semboller Mısır'da, Orta Amerika'da ve hatta Kansas'ta kutsal bir yerli mağarasında bulundu.
Estes símbolos antigos apareceram no Egipto, na América Central até mesmo numa gruta índia sagrada aqui no Kansas.
Haracımı almaya gittim ve bana uyarıda bulundu.
Fui falar com o meu polícia de lá e ele informou-me.
İlaçlama şirketi hayallerine katkıda bulundu.
Ver o exterminador fez com que a ilusão parecesse mais real.
Enron, Washington ` daki pek çok kişiye katkıda bulundu.
A Enron efectuou muitas contribuições a muita gente em Washington, D.C.
Çalışanlara ama sadec çalışanlara değil aynı zamanda yatırımcılara da güven verebilmek için her türlü beyanda bulundu.
Fez todo o tipo de declarações tranquilizando os trabalhadores. Não apenas trabalhadores. Tranquilizando os investidores.
Cesedi 1993'ün yılbaşında Alpine Grove'da bulundu.
O corpo dele foi encontrado no dia de Ano Novo de 1993, em Alpine Grove.
Sonuçta ölümüne doğrudan katkıda bulundu.
Impediu-a de responder ao exorcismo e, por isso, contribuiu directamente para a sua morte.
Tuzla birlikte RF'den çıktı. Hepsi prizin içinde ve dışında bulundu. İşe yarar parmak izi de yok.
Juntamente com o sal encontrado dentro e fora da tomada, e sem qualquer impressão válida, não tenho a certeza onde isso me deixa.
- Cinayet suçundan suçlu bulundu.
Culpada da acusação de homicídio.
... ceset bulundu.
Estava a ter um caso? A actriz descobriu o corpo da vítima.
Geçen Şubat, Senato'da Çoğunluk Partisinin Başkanı'nın odasında risin adında öldürücü bir zehir bulundu.
Discorda? Por favor. Os fabricantes farmacêuticos, a indústria do tabaco, todos se saíram bem aqui.
Kim Eun-eso da ciğerleri suyla dolu olarak ölü bulundu.
A Kim Eun-eso morreu com os pulmões cheios de água também.
İki gün önce, dağın eteklerinde bir ceset bulundu. Cesedin burada çalışanlardan birine ait olduğunu öğrendim.
Há 2 dias atrás, encontraram um corpo perto da montanha, e descobri que a vítima era um trabalhador daqui.
Geçen salı günü Bulgaristan'da bir ceset bulundu.
Encontraram um cadáver na Bulgária, terça-feira.
Debbie Marlin'in evinde ayak parmak iziniz bulundu.
Encontrámos uma impressão do seu dedo do pé em casa da Debbie.
Oranın 2 mil güneyinde ölü bulundu, arkadaşı Mimosa'nın evine giden yol da şurası.
Ela foi encontrada morta a 3,2 quilómetros a sul dali, supostamente a caminho da casa da sua amiga Mimosa.
Karının otel odasında parmak izlerin bulundu. Yan odaya açılan kapının tokmağında da vardı.
Havia impressões digitais suas no quarto de hotel da sua mulher, incluindo na maçaneta da porta do quarto contíguo.
DNA incelemesinde sadece kurbanın kanı bulundu.
O relatório de ADN veio só com sangue da vítima.
Dün gece öldürüldü ve senin kulübünün önünde bulundu.
Foi morto na noite passada, descoberto perto da tua discoteca.
Mike Hanover'ın üstündeyken öldürüldüğü koltukta bulundu.
Foi retirado da cadeira onde o Mike Handover foi morto.
Sahte paraların içindeki izleme cihazında parmak izin bulundu.
A sua impressão digital foi recuperada da unidade de GPS que encontramos com o dinheiro falso, Paul.
Arabada kanı bulundu, tırnak altlarında da sana ait DNA.
Esfaqueada? Encontramos sangue no carro e... o seu DNA foi encontrado debaixo das unhas dela.
Veronica Grant'in evindeki kırık şarap şişesinde senin kanın bulundu.
O seu sangue foi encontrado numa garrafa de vinho partida no apartamento da Verónica Condo.
Valera, sakız ön koltukta bulundu.
Valera, a pastilha foi encontrada no banco da frente.
Yemin ederim, bu bizim kral son kez bulundu nerede olduğunu.
Juro que foi aqui que encontramos o rei da última vez.
Bak Ben Sheridan'ın güverte arkasında bu Sıkışan bulundu.
Olha... Encontrei isto preso atrás da secretária da Sheridan.
Evinde çok sayıda belge bulundu.
Descobrimos inúmeros documentos em casa dele.
Binbaşı, Onbaşı Chang T'Pol'ün kamarasında baygın bulundu.
Major, o Cabo Chang foi encontrado inconsciente no quarto da T'Pol.
MR'da bir şey gördüğümü biliyor. Ona göre bir tahminde bulundu.
Soube que vi algo na ressonância, viu que devia haver algo e tentou adivinhar.
Anlaşılan o ki, bir sürü son arzusu varmış... çünkü bana da sordu... ve Sam'e de... ve Nessa'ya da onunla yatmak için teklifte bulundu.
Aparentemente, ele tem montes de últimos desejos... porque ele também me perguntou... e à Sam... e à Nessa, para dormir com ele também.
2 gün önce Henry, okuldan eve dönerken Cara'ya saldırdı ve cinsel tacizde bulundu.
Há dois dias, o Henry atacou e violou a Cara, quando ela regressava da escola.
Makbuzu da evinde bulundu.
E o recibo foi encontrado na casa dele.
Abel Koontz'un eşyaları arasında Lilly'nin sırt çantası ve ayakkabıları bulundu.
Abel Koontz foi encontrado com a mochila e sapatos da Lilly.
Whiting'in Oldsmobile marka arabası da aynı park yerinde bulundu.
Encontraram o carro antigo do Whiting no mesmo estacionamento.
Skilling ise 28 iddianın 19 ` unda suçlu bulundu. 64 yaşındaki Kennet Lay bundan 2 ay sonra, Temmuz 2006 ` da kalp krizinden öldü.
Os bónus pagos aos executivos totalizaram $ 55 milhões. Em 2001, os trabalhadores perderam $ 1.2 mil milhões em fundos de pensões.
Silver Lake'teki evde, ülkenin ileri gelenlerinden Veronica Dexter'in öldürülmesiyle bağlantılı şeyler bulundu.
Uma ligação circular da casa de Silverlake até o sequestro e assassinato de Veronica Dexter.
Uluslararası üne sahip yazar Anna Rivers'ın cesedi, beş hafta önce Argyle Bulvarı'nda arabasının terkedilmiş olarak bulunduğu nehrin üç mil yukarısındaki eski iskelenin rutin teftişini yapan güvenlik görevlisi tarafından bulundu.
O corpo da autora, internacionalmente renomeada, Anna Rivers, foi encontrado ontem à noite por um segurança, enquanto estava a fazer uma ronda de rotina... a 3 milhas a subir o rio... de onde o seu carro foi encontrado... abandonado há 5 semanas atrás na Av. Argyle.
Ailenin altı ferdi, dün gece yataklarında vurulmuş ve ölü olarak bulundu.
Seis membros da família foram encontrados na noite passada... na cama, baleados... e mortos.
Doğu sağatiyle 06 : 00 da, Jason Masters'ın kullandığı bot havası inmiş, yanmış ve harap olmuş biçimde bulundu.
ás 06 : 00, hora do Leste, o Barco que Jason Masters usou foi encontrado murcho, queimado e danificado.
"Polis Teğmeni, Evinde Ölü Bulundu."
"Tenente da polícia encontrado morto em sua casa".
Sonra jarosit bulundu. Bu mineral, kayaların asitli yer sularına ya da Yellowstone Parkı'ndaki gibi kaynak sularına maruz kaldığını gösteriyordu.
Depois detectou-se jarosite, um mineral indicador de que talvez as rochas tenham estado em terrenos húmidos, ou num ambiente de fontes termais, como o Parque Yellowstone.
Bu sabahın erken saatlerinde, Brian Jones, popüler blues grubu Rolling Stones'un gitaristi, Doğu Sussex'deki evinin yüzme havuzunda ölü bulundu.
Nesta madrugada, Brian Jones... guitarrista do grupo pop de blues, os Rolling Stones... foi encontrado morto na piscina da sua casa.
Busan'da, bir kız öğrenci bir otobüste boğularak ölmüş olarak bulundu.
Em Busan, uma estudante foi encontrada enforcada uma pessoa que estava pendurada na barra, num autocarro.
Kara Thorine tesisi bulundu.
Eles localizaram as instalações da produção do Black Thorine.
Aldığımız diş fırçasından bir erkeğe ait 13 alel gen bulundu.
Não é bem assim. Tem treze alelos comuns com o ADN masculino que recolhemos da amostra da escova de dentes.
Bana itirafta da bulundu Horatio.
Ele confessou-me, Horatio.
Havuz görevlisi ölü bulundu.
O rapaz da piscina apareceu morto.