English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dolandırıcı

Dolandırıcı translate Portuguese

2,788 parallel translation
Templeton'ın kararı açıklandı. Suçlu bulunmuş. Dolandırıcılık dışında.
O veredicto de Templeton chegou.
Dolandırıcılığınla ilgili, çoktan bir taslak oluşturdum.
Vou contar à imprensa
Şimdiki tüccarlar dolandırıcı ve işe yaramaz insanlar.
A maioria deles hoje em dia são saqueadores, e uns belos filhos da mãe.
King'in açık artırma şirketinde sana dolandırıcılık yaptırdığını biliyoruz.
Ouça, o acordo é. Sabemos que o King a colocou em actividades fraudulentas na casa de leilões.
Göreceğiz. Dolandırıcılıktan seni burada tutup zamanla cinayete karışıp karışmadığını anlarız.
Podemos mantê-lo sobre a acusação de fraude e vamos ver sobre o assassínio.
Sadece dolandırıcılıktan on sene alabilirsin yargıca göre değişir.
Só a fraude dá-lhe 10 anos, dependendo do juiz.
Dolandırıcılıktan Wes Attwood'u tutuklayın kefaletini öderse bırakın gitsin ve şu küçük hırsızın da kimliğini öğrenin.
Acusas Attwood de fraude. Se puder pagar a fiança, deixa-o ir e, descobre quem é o ladrão local.
Belki, ama bu internet evliliklerinin büyük kısmı dolandırıcılık oluyor.
Talvez, mas os casamentos pela internet na sua maioria são farsas.
Polis kocanın dolandırıcı olduğunu düşünüyor.
A polícia acha que é fraude no casamento.
Öyleyse, nana Faye'i kurtarmak için, dolandırıcıyı dolandırmalıyız.
Para salvar a avó Faye, devemos trair o traidor.
Bu bizden daha fazla para koparmak için dolandırıcılık.
Isto é um esquema para nos sacar mais dinheiro.
Dolandırıcılık olabilir.
- Pode ser uma farsa.
Kuzey Korelilerin öncülük ettiği bir dolandırıcılık ağıymış.
Era uma rede de falsificação liderada pelos Norte Coreanos.
Ah, akıllıymış numarası yapma seni dolandırıcı p.ç kurusu.
Não se arme em espertinho, seu patife interesseiro.
Adam bir dolandırıcı.
O tipo é um impostor.
Doğu sahilindeki en usta dolandırıcılardan biriydi.
Um dos mais notórios vigaristas da Costa Leste.
Dolandırıcılar para biriktirmez.
Os golpistas não são grandes poupadores.
"Dolandırıcılık zannı ile sonlandırıldı."
"Terminada sob a suspeita de fraude".
Bücür bir dolandırıcı "Farsça bilmiyorum" numarasıyla beni köşeye sıkıştırdı.
Então, veio com o conversa de que "não sei falar persa".
Ve dolandırıcılıktan dolayı bir sene Chino hapishanesinde yattınız mı?
E cumpriu pena na prisão Chino por fraude?
Adamın işi loto dolandırıcılığı ve kumar ;
Monta esquemas de loto e de jogo,
Tatlım, bir hırsız işi bitince o şehirden anında tüyer ama iyi bir dolandırıcı...
Querida, um ladrão tem de fugir da cidade a sete pés, mas um bom vigarista...
İyi bir dolandırıcı ne zaman isterse o zaman gider.
Um bom vigarista parte quando quiser.
Amatör bir dolandırıcı için Daphne Peralta bulunması oldukça zor birisi.
Sabes, para uma vigarista amadora, a Daphne Peralta é difícil de encontrar.
Beni bir dolandırıcı büyüttü ve bu duruma kızıyorum.
Fui educada por um vigarista e fui enganada.
Her zaman bir babadan daha iyi bir dolandırıcı olmuşumdur.
É o pai dela. Sempre fui melhor vigarista que pai.
ve Will şimdi öldü ve tüm dünya Will'in dolandırıcı bir iş adamı olduğunu düşünüyor.
E agora está morto e toda a gente pensa que o Will era um empresário desonesto.
Rüşvet alanı-vereni, günahkârları ve kumarbazları. Mafya babaları, dolandırıcılar daima karşılarında onu bulmuşlardır bir şey yapamamışlardır ve yolsuzluk yapılmasına imkân vermemiştir.
Os jogadores corruptos, pecadores e corruptos, mafiosos e governantes desonestos sempre foram encarados de frente, directamente, por aqueles que não querem, não podiam ser corrompidos.
8 ay önce yatırım dolandırıcılığından tutuklanmış.
Preso há oito meses atrás por investimentos fraudulentos.
Bu dolandırıcıyı buradan uçuracaktınız.
Ião tirar aquele vigarista daqui para fora.
Dolandırıcılık, gizli bilgilerden yararlanma.
Fraude imobiliária, e espionagem comercial.
Doktor / avukat / dolandırıcı.
Médico / advogado / vigarista.
Dolandırıcılıktan tutuklanan yatırımcı bankacı.
É o investidor bancário, preso por fraude.
Estonyalı bir adam, Sovyet fakiri olarak parayı akladı uyuşturucu tacirliği yaptı ve hesabını şişirdi dolandırıcılıkla.
A história de um estoniano que foi da miséria soviética à lavagem de dinheiro, tráfico de drogas, com um contrato de 401,000 libras.
De Luca, O'Leary'yi 500 bin dolarlık, Dişçi'ye ait bir dolandırıcılık yöntemiyle oyuna getirmeyi planlıyor.
O De Luca planeia um golpe para enganar o O'Leary em meio milhão e culpar o Dentista.
Babası iki eşliymiş ve dolandırıcıymış.
O pai dele era um bígamo e um vigarista.
Korsika'da yaptığım iddia edilen dolandırıcılık yüzünden Europol'ün kuyruğumda olduğuna dair duyum aldım Hı-hı.
Soube que a Europol estava a aproximar-se por um golpe que alegadamente tinha feito na Córsega.
Ya da parasının buharlaşmasını izleyecek. Özetle... Uluslararası banka dolandırıcılığı...
Na prática... falamos de fraude bancária internacional,
Gerçek adın Sylvia Fishman ve dolandırıcılık, sahtecilik ve para aklama suçlarından üç eyalette aranıyorsun.
O teu nome verdadeiro é Sylvia Fishman e és procurada pela polícia em três estados diferentes por fraude, falsificação e branqueamento de capitais.
söylentilere göre burda sahtekarlık olmuş dolandırıcılık değil!
Especula-se que ele é uma farsa, mas uma fraude.
dolandırıcıya benziyor muyum?
Eu pareço eu um bandido?
metresine 400 rupi 400 rupi mi nasıl bir dolandırıcılık bu!
Rs 400 metros Ninguém quer pagar mais do que 400. Embuste!
pislikten paramızı geri almak için... dolandırıcıyı dolandıracağız..
Para recuperar o dinheiro que canalha maldito.. Nós temos de enganar o scammer.
dolandırıcıyı dolandırmak... boşver.... tamam...
Scammer golpista? Contra? Esqueça...
bu bir teklif değil, dolandırıcılık!
Existe uma proposta, é uma farsa.
onun hayatındaki en büyük dolandırıcılık!
O choque de sua vida.
ayrıca senin dostun olan bizleriz o ise dolandırıcı değil. Raina....
Quando desaparece após para quebrar o seu coração, você vai notar o dano que fez e você vai notar que nós Compreendo que ele é um criminoso.
1 numaralı dolandırıcıyım gelmeden önce herşeyi kontrol ettim bekle bekle bekle.
Diretamente casamento. Você não quer tentar me como uma namorada ou algo assim? Eu sou o N º 1 golpista.
Peki, dolandırıcı mıyız biz?
Somos vigaristas?
Evet, bu kahve dolandırıcılığı.
Sim, café fraudado.
- Ben bir dolandırıcıyım.
- Eu sou um batalhador.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]