Duydun translate Portuguese
18,299 parallel translation
O şarkıyı nereden duydun? Bilmiyorum.
- Onde ouviste a canção?
Şimdi söyle bana, nereden duydun! Bilmiyorum.
Diz-me onde a ouviste.
- Kimden duydun?
- Quem te disse?
Beni duydun. Tek yaptığınız konuşmak.
Ouviste, tudo o que vocês fazem, é conversar!
Beni duydun mu?
Ouvis-te?
Herifin bana ne dediğini duydun mu?
Ouviste o que ele me chamou? Pervertido!
Woolworth spor ceketleri mi yapıyor artık? Duydun mu bunu?
A Woolworth faz roupa desportiva, agora?
- Duydun mu bunu?
- Estão a ouvir?
Şu saçmalığı duydun mu?
Ouviste aquela merda?
- Ne dediğini duydun mu? - Evet, arkaya bakacağını söyledi.
- Ouviste o que ele disse?
- Söylediğimi duydun mu?
Ouviste o que eu disse? Sim.
- Sesi duydun mu?
Ouviste aquele barulho?
- Geçen geceyi duydun mu? - Hayır.
- Soubeste o que aconteceu ontem?
- Cross-Co'yu duydun mu?
Sabes a Crosco?
Hiç New York'ta New Rochele diye bir yer duydun mu?
Conheces um sítio chamado New Rochelle, Nova Iorque?
Cross-Co'yu duydun mu?
Sabes a Cross-Co?
Hem Violet'ı duydun.
Além disso, ouviste a Violet.
Duydun mu sesi?
Ouviste isto?
Daha önce hiç Dr. Katherine Wexford diye birini duydun mu?
Já ouviu falar de uma Dra. Katherine Wexford? Não.
- Onu pekâlâ duydun.
Tu conheces.
Duydun adamı.
Ouviu o homem.
Bunu duydun mu?
Ouviste isto?
Ne dediğimi duydun mu?
Ouviu o que eu disse?
Çıtırtıyı duydun mu?
Ouviste-o a desfazer-se?
Gus, şu saçmalığı duydun mu?
Gus, estás a ouvir isto?
Japonların yaptığı, origami diye bir şey duydun mu?
Já ouviste falar dos origami que os japoneses fazem?
- Duydun beni!
- Já ouviste!
Bunu nerden duydun bilmiyorum ama doğru duymuşsun.
Não sei como sabe isso, mas pode crer.
- Benden şüphe duydun.
- Duvidaste de mim.
Duydun mu beni?
Percebeste-me?
Duydun mu?
Ouviste?
Yoluna mı çıktı? Onunla ilgili ne duydun?
- Qual é o teu problema com ele?
Hemotrakteatosisi duydun mu?
Já ouviu falar de hemotracteatose?
Jasper'ın telsizde dediklerini duydun. Arkadya güvende değil.
Ouviste o que o Jasper disse no rádio, a Arkadia não é segura.
Çok tehlikeli. Duydun onları.
- É muito perigoso.
Duydun mu beni?
Estás a ouvir?
Duydun mu beni?
Ouviste?
Köpeği duydun mu?
Tem ouvido o cão?
- Ona bana ne dediğini duydun mu?
- Ouviste o que me chamou?
Hanımefendiyi duydun.
Ouviste a senhora.
Onlardan birini duydun mu ya da bir kayıt var mı?
Já ouviu falar alguma coisa sobre eles ou em algum registro?
Şunu duydun mu?
Ouviste isto?
Şu "Düdüğüne frengi bulaşşın" ı nereden duydun sen?
Onde ouviste dizer : "Amaldiçoado seja o teu apito!"?
- Onu duydun.
Claro que posso!
Bunu nereden duydun?
- Onde a ouviste?
Onu duydun.
- Ouviu-o.
Evet, onu duydun yaşlı sapık.
- Sim, ouviu-o, velho pervertido.
- Beni duydun mu?
Ouviste-me?
Duydun mu Finn?
Estás a ouvir, Finn?
Sesi duydun mu?
Estás a ouvir?
Adamı duydun.
Ouviste o gajo.
duydun mu bunu 28
duydun mu 1424
duydun mu beni 209
duydunuz mu 459
duydunuz 53
duydunuz mu beni 21
duydun beni 20
duydun işte 23
duydum 657
duydum ki 65
duydun mu 1424
duydun mu beni 209
duydunuz mu 459
duydunuz 53
duydunuz mu beni 21
duydun beni 20
duydun işte 23
duydum 657
duydum ki 65