English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Efsaneye göre

Efsaneye göre translate Portuguese

412 parallel translation
Bu, efsaneye göre İngilizlerin yenilgiye uğrayacağı yer.
É aí que reza a lenda que os britânicos seriam destruídos.
BU YAMAÇ EFSANEYE GÖRE "OVALARDAN YÜKSELEREK... " YILDIZLARI TAŞIR ".
PELOS CAÇADORES BRANCOS, HÁ UMA ESCARPA
Efsaneye göre Uçan Hollandalı ebediyen denizleri dolaşmakla lanetlendi.
"O Dedo do Tempo, Implacável," escreve ;... e, tendo escrito, "Continua : nem toda a Piedade" nem Talento...
- Pek olası değil. Efsaneye göre Uçan Hollandalı yedi yılda bir karaya ayak basıp onu kurtaracak kadını arayabilir.
Como diz a lenda, o Holandês Errante pode aparecer uma vez a cada sete anos... em busca da mulher que o possa redimir.
Efsaneye göre, eğer yalancıysan ve elini şuraya koyarsan, ısırır.
A lenda diz que se somos mentirosos e pomos a mão lá dentro, ela será mordida.
Efsaneye göre Curwen köye geldikten sonra bir sürü garip olay meydana gelmiş.
Segundo a lenda, algumas coisas estranhas... começaram a ocorrer quando Curwen se mudou para a aldeia
Öylesine canlı bir heykel ki ; efsaneye göre Michelangelo Musa'nın dizine çekiçle vurup "Haydi şimdi konuş." demiş.
Tão real, diz a lenda... que Miguel Ângelo bateu-lhe num joelho com um martelo... a gritar, "E, agora, fala."
Efsaneye göre, Triacus bir çapulcular çetesi yatağıydı, tüm Epsilon Indi boyunca savaş içindeydiler.
Segundo a lenda, Triacus era a base de um bando de saqueadores, em guerra constante no sistema de Epsilon Indi.
Efsaneye göre, Apaçi tanrılarının koruduğu, altın kaynayan, gizli bir kanyon varmış.
Falava de um desfiladeiro escondido, guardado pelos Apaches e rico em ouro.
"Efsaneye göre, mezarından hala... "... hayat topuna canlılık verir.
Os crentes dizem que, a partir do seu mausoléu, continua a animar a Esfera da Vida ;
Yerel efsaneye göre bu mağara eviydi.
Segundo a tradição local, esta caverna foi onde viveu algum tempo.
Kırılamaz. Efsaneye göre, sadece Altın Şehirlerin Başrahibi onu kıracak güçe sahiptir.
A lenda diz que apenas o grande sacerdote das cidades de ouro têm o poder de o partir.
Efsaneye göre taşlar bir arada olduğunda içlerindeki elmaslar parlarmış.
Segundo a lenda, quando as três pedras ficam juntas, os diamantes que têm dentro brilham.
Efsaneye göre, Prydian'ın gizemli topraklarında tanrıların bile korktuğu, çok zalim ve acımasız bir kral varmış.
Houve uma vez, na lendária Terra de Prydain... Um rei tão cruel e maligno, que até os deuses o temiam
"Ve şehirlerinizi mezar." Bir efsaneye göre Nostradamus burada gömülü.
"e túmulos de cidades" De acordo com uma antiga lenda, Nostradamus foi enterrado aqui
Efsaneye göre, Kral Süleyman'ın Hazineleri'nin yolunu koruyan diğer kabile.
Uma tribo que, segundo a lenda, guarda o caminho... das minas do Rei Salomão.
Firavunun biri, kraliçesi için bir gülü mora boyatmış..... ve efsaneye göre şimdi mezarında mor güller bitiyormuş.
Um faraó pintou uma rosa de púrpura para sua rainha. - Agora as rosas crescem na sua tumba.
Efsaneye göre gerçek dilek çocuğu taşın üzerinde işaret oluşturacak.
A lenda diz que a verdadeira Wish Child trará um símbolo da pedra.
- Efsaneye göre dilek çocuğu taşın ruhunu ortaya çıkartacak.
- A lenda afirma que a Wish Child encontrará a alma da pedra.
Efsaneye göre ruhunu önünkiyle birleştirirsen ölümsüzlük kazanırsın.
A lenda diz que se ligares a tua alma à dele ganhas a imortalidade.
Efsaneye göre bir timsah bacağınızın yarısını koparmış.
Reza a lenda que um crocodilo lhe arrancou a perna.
Efsaneye göre, kaleye kadar yarışıp kazanırsan dileğin gerçekleşirmiş.
Diz a lenda que quem ganhar a corrida até ao castelo terá um desejo realizado.
Efsaneye göre insan şekline bürünebiliyorlarmış.
De acordo com o mito... eles podiam assumir forma humana.
Efsaneye göre, suyu yeniden serbest bırakmaya gelecekmiş.
Diz a lenda que vêm à Terra novamente para liberar água
Evet, ama efsaneye göre denizin dibinde yeniden birleşirler. Ne zaman bir köpük oluşsa bunlar onlardır.
- Mas a lenda diz... que se encontraram no fundo do mar, ali mesmo, e de cada vez que se vê a espuma a subir, são eles.
Efsaneye göre bir adam bir diğer adama kötü bir şeyler yaparsa, ki bu gerçekten de çok kötü birşey, cinayet gibi... O zaman diğer adam büyü yoluyla Kabakkafayı çağırıp intikam alabilir.
De acordo com a lenda... se um homem, faz algo de muito mau a outro homem... algo como matar... ele pode conjurar o Cabeça de Abóbora para se vingar.
Efsaneye göre, bu tarihi şatonun salonlarında dolaşan bir vampir hala var.
Portanto, reza a lenda que um vampiro ainda assombra os salões deste castelo antigo.
Efsaneye göre, Cachtice şatosunda bir havuz var.
A lenda fala de um balneário nas entranhas do Castelo de Cachtice.
"... efsaneye göre bir tür büyü. " " Kilisenin çöküşüne neden oldu. " " Ve birçok kişinin ölümüne sebebiyet verdi. "
A lenda diz que foi tal magia que causou o colapso da Igreja, causando a morte de inúmeras pessoas.
Efsaneye göre Jason intikam için geri döndü, bölgedeki tüm gençleri öldürmeye yeminliydi.
Reza a lenda que o Jason voltou para se vingar, jurando matar todos os jovens que encontrasse.
Efsaneye göre kusursuzluğa giden yolda her ruh oradan geçmelidir.
Reza a lenda que todos os espíritos devem passar por lá no seu caminho para a perfeição.
Efsaneye göre kütüphane, ulu bilgelik ruhu Wan Shi Tong tarafından, bilgi arayıcı tilkilerin yardımı ile kurulmuş.
De acordo com a lenda foi construída pelo grande espírito do conhecimento, Wan Shi Tong, com a ajuda das suas raposinhas buscadoras de conhecimento.
Efsaneye göre yağmur çöllerine tırmananlar geri dönmezmiş.
Diz a lenda que quem sobe ao "deserto chuvoso" nunca volta.
"Efsaneye göre, Cennet Bahçesi'ndeki yasak meyvedir."
"O vegetal verde que é o ingrediente principal no caldo gumbo."
Geçen gün kimsenin bir Vorlon görmemiş olduğundan bahsederken efsaneye göre sadece bir insanın Vorlon gördüğünü söylemiştin.
Desde o incidente no Ómega. O tribunal militar ilibou-o de todas as responsabilidades pelo que aconteceu. Sim, eu entendo isso.
Efsaneye göre bir keresinde bölgesi bir köpeği öldürmüştü.
Segundo a lenda, a sua sombra uma vez matou um cão.
Efsaneye göre, yarın, 2 Şubatta köstebek uyanır ve gölgesini görürse altı hafta daha kış olacak demektir.
De acordo com a lenda, amanhã, dia 2 de Fevereiro, se a marmota acorda e vê a própria sombra temos mais 6 semanas de lnverno.
... Köstebek, efsaneye göre, baharın geleceğini bilebiliyor.
... a marmota, diz a lenda, prevê a Primavera antecipada.
Efsaneye göre, duvarların içinde yüz çocuk iskeleti gömülüymüş.
A lenda conta que os ossos de cem crianças... foram enterrados nestas paredes.
Efsaneye göre ölü ruhları Uyandırırmış... Ama bir bakire yakarsa işe yararmış.
A lenda conta que, na lua cheia, ela evocará as almas penadas... ao ser acendida por uma virgem na noite do Dia das Bruxas. "
Efsaneye göre bir adamı hayalete dönüştürüp ona çeliğin gücünü veriyormuş.
Diz a lenda que pode transformar o corpo de um homem num espírito com a força de aço.
Efsaneye göre mağara Hikone Şatosu'nun altında.
Segundo a lenda a gruta encontra-se debaixo do Castelo Hikone!
- Efsaneye göre, felaket ve ölüm getirir.
Segundo a lenda era o presságio do desastre e da morte.
Efsaneye göre kalbe çok yardımı oluyor.
Reza a lenda que torna o coração amigo da mão.
Efsaneye göre onu parçalayıp, kemiklerinden dünyayı yaratmış.
A lenda diz que ela o golpeou e usou seus ossos para fazer o mundo.
Efsaneye göre tarifi, büyükbabam kutsal suyu ucuza getirmeye çalışırken yanlışlıkla bulmuş.
Conta a lenda que o meu bisavô... o inventou por acidente... quando tentava arranjar um substituto barato para a água benta.
Efsaneye göre ejder, bu adamın içinde yaşar. Bu yüzden asla ölmez.
A Lenda conta que o dragão vive dentro desse homem que ele é imortal,
Efsaneye göre, bir zamanlar kafayı zenginlere ve altına takmış sihirli cücelerdi.
A lenda diz que em épocas antigas existiam Duendes mágicos que se tornaram obsecados por riquezas e ouro.
Efsaneye göre, Akrep içinde bir tutukluyu barındırır. En ölümcül savaşçıyı.
A lenda diz que o Scorpion mantém prisioneiro um guerreiro mortal.
Efsaneye göre, 800 yıl önce eski Bajorlular yıldız sistemlerini keşfetmek için bunun gibi gemiler kullanmışlar.
Segundo a lenda, os bajorianos antigos usavam naves como estas para explorar o seu sistema estelar, há 800 anos.
- Efsaneye göre hazine, "Dehset Kulesi" nde sakli ve Yunancada dehset... iste... "Thera" demek. - Hazine nerede?
Onde está o tesouro?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]