Evime translate Portuguese
5,803 parallel translation
- Zencinin teki evime zorla girdi.
Alguns negros invadiram.
- Anlamaktan kastın evime gelip beni tehdit etmen mi?
Por acordo, queres dizer quando foste a minha casa e me ameaçaste?
- Evime hoş geldiniz. - Doğrusu beni davet etmenize şaşırdım.
Estou surpreendido por me ter convidado.
Evime geldi.
Ele veio até à minha casa.
Neden evime gelmiyorsun? Mutlu olacaklardır.
Porque não passa pelos veteranos, um dia destes?
Sonra kolumu kaybettim ve beni evime gönderdiler.
Quando perdi o meu braço, mandaram-me para casa.
Sonra da Amir Gates, dosyanın peşini bırakmamı söylemek için evime geldi.
Fiquei com o pé atrás. Depois, o Chefe Gates foi até à minha casa... Mandou-me largar o caso.
Seni evime getirmemin amacı insanî tecrübeler yaşatmak içindi.
O verdadeiro objectivo de te levarmos para casa foi para poderes experienciar com humanos.
Seni evime aldım.
Acolhi-o.
Evime gidiyorum.
Estou de regresso a minha casa.
Kardeşin evime canı ne zaman istese o zaman gelirdi.
O seu irmão entrava em minha casa, quando quisesse.
Peki biri evime girerse kime haber vereyim?
E quem chamo se alguém, digamos irromper na minha casa?
Belki de evime telefon eden gangstere inanmalıyım.
Talvez eu devesse acreditar no gangster que ligou para minha casa.
Evime ne oldu?
Podemos ajudar-te se houver algo de errado.
# Sonra kapının eşiğinden bakarım Cennet evime #
Então olharei pela porta Do meu lar celestial
Sizi evime kilitlediğim için çok özür dilerim.
- Sim. Desculpem por trancá-los na minha casa.
Evime gelip de...
Em minha casa...
- Evime gideceğim.
Vou para casa.
Eninde sonunda evime döndüğümde, beni koruması için birilerine ihtiyacım olacak.
Quando voltar para casa, vou precisar de alguém ao meu lado. Para proteger os meus interesses.
Benim evime gelmeden önce kendi evini düzene soksan iyi olur.
É melhor pores a tua casa em ordem, antes de vires à minha.
Evime dönmek istiyorum.
Quero ir para casa.
Ailemi evime götüreceğim.
Levo a minha família para casa.
Evime gidiyorum.
Vou para casa.
- Evime gel.
- Em minha casa.
- Evime gidip ailemin yanında ol.
Vai para a minha casa, fica com a minha família.
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra, evime tek bir amaçla döndüm.
Depois de cinco anos no inferno, voltei para casa com um único objetivo...
Hepsi bu kadarsa evime gidiyorum.
Se é tudo, vou para casa.
Ben de karımı alıp evime gitmek istiyorum.
Eu só quero levar a minha mulher para casa.
- 10 gibi çıktım. Evime giden metroya bindim, York Street civarında indim.
Saí por volta das 22 : 00h, apanhei o metro e saí em York Street, perto da minha casa.
Sanki biraz kontrolden çıktın gibi, ve evime bu şekilde giremezsin
Tu estás um pouco fora de controlo agora, e não podes simplesmente entrar na minha casa assim
Mükemmel bir adam evime girdi.
O homem mais charmoso acabou de entrar na minha casa.
Benim evime götüreceğim.
Vou levá-los para a minha casa.
Benim evime gidip not defterlerime bakmalısın.
Preciso que vás a minha casa, e abras os notebooks.
Kesinlikle kendi evime çıkmam gerek.
Tenho de arranjar uma casa só minha.
Gerçekten kendi evime çıkmam gerek.
Tenho mesmo que arranjar uma casa só para mim.
Gerçekten kendi evime çıkmam gerek.
Tenho mesmo que ir viver sozinha.
Ama benim evime taşınmanı sormanın da harika bir yolu.
Mas é uma ótima forma de pedir-te para ires viver comigo.
İstediğin gibi olsun. Pes edip başka bir şey denemeden evime döneceğim.
Vou desistir e ir para casa sem tentar mais nada.
Lütfen evime iyi bakın.
Por favor, cuidem da minha casa.
Benim evime geliyorsun!
Vens a minha casa...!
Lütfen evime iyi bakın. Çeviri :
Por favor, cuidem da minha casa.
Muhtemelen evime dönmüş, farklı bir kızı olmasını diliyordur. Uzun hikaye.
Provavelmente voltou para a minha casa, desejando ter uma filha diferente.
Evime izinsiz girip beni uyuşturucu bağımlısı olarak suçladığına göre artık defolabilirsin.
Agora que me arrombaste a porta e me acusaste de ser drogada, podes sair.
Evime götürüp yaralarını sarmamı beklemiyorsun herhalde.
Queres que te leve a casa e te trate das feridas?
Tüm amacım biraz para biriktirip evime dönmekti.
O meu único objetivo era poupar algum dinheiro e voltar para casa.
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra evime tek bir amaçla döndüm.
Depois de cinco anos no inferno, voltei para casa com um único objetivo...
Bugün 3302 Grant Avenue'deki evime gidiyoruz. Louisville'deki ev.
Hoje vamos à minha antiga casa em 3302 Grant Avenue, em Louisville, Kentucky.
O gece evime gelen sendin.
Estiveste na minha casa naquela noite! Mataste a minha mãe!
Benim evime mi geldin?
Tu vistes à minha casa?
Niye evime girdi ki?
Mas porquê o assalto?
Yani evime dönüp, toparlanıp yeni bir hayata başlayacağım.
Minha nova vida de mentira acabou quando Enzo matou minha namorada não tão de mentira Ivy. Então vou voltar para casa, farei as malas e recomeçarei de novo.