Eğer bu translate Portuguese
25,646 parallel translation
Eğer bu takası şimdi yapmazsak o adamların gerçekten bizim peşimize düşeceğini düşünüyorum.
Ouça, penso que se não fizermos a troca agora, eles virão atrás de nós.
Eğer bu uçak havalanır da sen onunla olmazsan çok pişman olursun.
Se aquele avião descolar, e tu não estiveres com ele, vais arrepender-te.
Eğer bu olursa, Ruslan Amrikan topraklarında ölürse bu iki ülke için de kötü olur.
Se isso acontecer, russos mortos em solo americano, vai ser muito mau para os nossos países.
Kyle, eğer bu şirret karıyı hemen öldürürsen evin yanında bir de Lincoln model araba veririm.
Kyle, se matares esta musaranha agora mesmo, eu dou-te o Buick dos Lincoln.
Eğer bu doğruysa neden bana söylemedin?
Se é verdade, porque não me disseste?
Eğer bu uzaylı siber tehdidini temelli ortadan kaldırmak istiyorsak Winn en iyi şansımız.
Se quisermos desactivar permanentemente a ameaça cibernética extraterrestre, ele é a nossa melhor hipótese.
Eğer bu bir uzaylıysa, hakkında nasıl bilgi edineceğiz?
Se é um extraterrestre, como é que conseguiremos obter informações a seu respeito?
Efendim, eğer bu yaratık dediğiniz kadar yaşlıysa neler gördüğünü, neler bildiğini bir düşünün.
Senhor, se esta criatura é assim tão velha como diz, imagine aquilo que já deve ter visto, aquilo que deverá saber.
Mesele şu ki, eğer bu sonsuz Dünyalardan ikisi aynı hızda titreşimleri yakalamanın bir yolunu bulsa...
Aquilo que quero dizer é que... se duas destas Terras Infinitas puderem encontrar uma forma de vibrar exactamente à mesma velocidade, talvez...
Eğer bu National City'nin dışına taşarsa, tüm erkekler, kadınlar ve çocuklar senin çocukların da dahil, Non'a diz çökerler.
Se isto se espalhar para além de National City, não demorará muito até que todos os homens, mulheres e crianças, incluindo os teus filhos, estejam aos pés deles.
- Eğer bu hoşuna gittiyse, bunu izle.
Se gostaste daquilo, olhe para isto.
Eğer bu yolla olmazsa başka bir yol buluruz.
Se não for desta forma, encontraremos outra.
Eğer bu güvenlik kameralarını atlatabilirsek
Se evitarmos estas câmaras, posso chegar até à plataforma.
Eğer bu 24 yaşında bir kadınsa,... elimdeki tek açıklama budur.
Se me diz ser uma mulher de 24 anos, é a única explicação que tenho.
Eğer bu fotoğrafçı Musasat Alsh-Shabab ise,... o halde klinik de Yanbue'yi satmak için kulandıkları yerdir.
Se este fotógrafo for um Musasat Alsh-Shabab, podem estar a usar a clínica para vender o Yanbue.
Eğer bu iş duruşmaya giderse savunma bedeli neredeyse 3 milyona dayanacak. Yarı fiyatına halletmek varken niye yapmıyorsunuz?
Se esta coisa correr pela via judicial, está à procura de uns custos de defesa superiores a 3 milhões, porque não o concluir hoje por metade do preço?
Bak, eğer doğruyu söylüyorsan, bu Heavy hakkında söylediğim her şeyi doğruluyor.
Se estiveres a dizer a verdade, prova tudo o que eu disse sobre o Heavy.
Bu da demek oluyor ki eğer sizi özel olarak kenara çekip devam etmeniz için konuşmadıysam işinize derhâl son verildi.
O que isso quer dizer é que se não vos chamei à parte, isso significa que estão despedidos com efeito imediato.
Yani, biraz pahalılar, bu da demek oluyor ki eğer ölürsem, hala bana bakıyorsun.
Bem, são caros, o que significa que se eu morrer, ainda tens que me levar.
Eğer onunla aynı kolçağı paylaşırsak, bu bir başlangıç olabilir.
Se conseguir com que ela divida o encosto de braço, isso seria um começo.
Eğer Bart, pantolonumu getirseydi ben de bu masadan kalkacaktım.
E se o Bart devolvesse as minhas calças para que pudesse sair de trás desta secretária.
Şimdi, eğer izin verirsen, bu 11 saatlik bir uçuş ve benim "Louvre" u ziyaret etmem gerek.
Agora, se me dás licença, é um voo de 11 horas e preciso de visitar o "Louvre".
Eğer Akdeniz'de bu kadar yanlışlık yaptıysan... -... Özel Kuvvetler o şeyi asla bulamaz.
Se for tão afastado do Mediterrâneo, os Seals não vão encontrar nada.
Yemin ederim, eğer kendini bu işe vermezsen seni ellerimle öldürürüm.
Juro que se não entrares nesta, eu mesma te mato.
Eğer annen sıçan gübresi hayranı değilse, bu bölgede hediyelik pek fazla bir şey yok.
A menos que a sua mamotchka seja fã de fezes de rato e agulhas sujas, realmente não há muito aqui que sirva de lembrança.
Eğer Frank bu komplonun merkeziyse saldırının nerede olacağına dair üzerinde bir ipucu olabilir.
Se o Frank está no centro da conspiração, então deve ter alguma pista com ele como e onde o ataque vai acontecer.
Tanrım, eğer Julian'dan bu kadar nefret ediyorsan...
Céus, se odeias assim tanto o Julian, - não podes ir lá matá-lo tu?
Eğer iyi meleklerin yoksa ki bundan şüpheliyim bu oda boyutunda bir dosyada suçlarının kanıtlarını tuttuğumuzu bilmelisin.
Se não tiver os seu anjos, e eu suponho que não, devia de saber que nós temos acumulado dossiers do tamanho desta sala com os seus crimes.
Eğer İmparatorluk Alderaan'ın asilere gemi sağladığını kanıtlarsa bu Senato'daki koltuğumuzu kaybetmemize ve hainlikle suçlanmamıza sebep olur.
Se o Império provar que Alderaan fornece naves para os rebeldes, perdíamos a nossa cadeira no Senado. E seríamos acusados de traição.
Dinle beni anne bu altınların çalınmasında senin yaptığına dair eğer küçük bir parça kanıt varsa ağır biçimde cezalandırılacaksın.
Ouvi-me, Mãe. Se houver a mínima prova que roubastes aquele ouro, sereis punida com severidade.
Ama eğer sevdiğim adamla beraber olamazsam belki bu hediyemi başkasına verebilirim.
Mas se não posso estar com quem eu amo, talvez possa dar essa bênção a outra pessoa.
Eğer yazıysa belki bu şeyin ne olduğunu söylüyordur.
- Talvez nos diga o que é.
Eğer ayık kalırsam hayatımda ki her şeyin düzeleceğini söyleyip söz vermiştiniz. ve ilginçtir ama sonunda bu oluyor.
Vocês prometeram que se eu continuasse sóbrio, tudo na minha vida iria resolver-se, e, surpreendentemente, está finalmente a acontecer.
Eğer babasıyla yemek yiyerek Candace'i cezalandıracağını düşünüyorsan birde bu akşam hamile kalmayı başarırsan neler olacağını bir düşün!
Se achas que estás a castigar a Candace ao jantar com o pai dela, imagina como ela ficaria se engravidasses dele hoje!
Eğer kalacaksan, bu beyefendiyle gitmelisin.
Se vai ficar por cá, é melhor ir com este cavalheiro.
Eğer istersen bu akşam gelirim.
Posso ir esta noite... se quiseres.
Eğer gidersen, ayrılırsan suçlu gözükürsün, onun istediği de tam bu.
Se tu fores, se partires, dás a entender que és culpado, vais cair nas mãos dele.
Bu haftas onu fırındaki satış nedeniyle... Düşünüyordum da, eğer kap keklerim çok iyi satarsa, bu bir işaret olabilir.
Por causa da quermesse no fim de semana, pensei que, se meus cupcakes vendessem bem, poderia ser meio que um sinal.
Eğer bunu fark ederlerse asla bu işin sonunu göremem. Şaka mı yapıyorsun?
Estás a brincar?
Eğer uyarsa, bu iki ceset üç farklı kan tipini açıklar.
- Se conferirem... Estes dois corpos podem explicar os três tipos de sangue.
Bu Kurtadam her kimse eğer dolunayda ortaya çıkıyorsa.
Quem quer que seja o licantropo... se são afectados na lua cheia...
Ve eğer Doyle ise bu gece tekrar öldürecek.
E se for o Doyle, vai matar de novo esta noite.
Bu fiziksel bir engel olmasaydı tabi. Durumu zorlaştırırsan eğer Engelliler Derneğine başvurabilirim.
Desde que foi classificada como um problema psicológico, eu na realidade recorri à Lei Federal da Deficiência, e tu estarias fo... fo... fodida.
Eğer evinde değilsen, ölümün bu şekilde ve böyle bir yerde gerçekleşir.
Se não estivesses em casa, acabavas em locais como este.
Eğer adadan böyle çıkmayı planlıyorsa, -... bu gerçekleşmeyecek.
Se planejava fugir da ilha por avião, isso não vai acontecer.
Eğer biri dışarı atılacaksa bu kişi o olacaktı.
Se alguém ia ser expulso, era ele.
Eger bu savasi kazanamiyorsak, orada hâlâ ne ariyoruz?
Se não dá para ganhar a guerra o que é que ainda estamos lá a fazer?
Eğer faydası olacaksa size, bu tarz işler yapan tesislerin bir listesini verebilirim.
Posso dizer-vos onde fazem esse tipo de trabalho.
Bak, eğer oraya gidersen, bu madde ile uğraşma. Tamam.
Por isso, seja o que for, não te metas com isso.
Eğer soran olursa, olay bu. Tamam mı?
E se alguém te preguntar, isto é o que está combinado, ok?
Eğer çok taciz veya ihmal ediliyorsa. Ama konu bu değil.
Sim, se a criança está a ser fruto de abusos ou negligenciada, e não é isso o que se passa.
eğer bu doğruysa 66
eğer bunu yaparsan 17
eğer bu olursa 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
eğer bunu yaparsan 17
eğer bu olursa 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148