Eğer bunu yaparsan translate Portuguese
250 parallel translation
Ama eğer bunu yaparsan, sana aşkın bütün mükemmelliğini göstereceğim.
Mas, se fizer isso por mim... irei mostrar-lhe a absoluta perfeição do amor.
Eğer bunu yaparsanız, Size hizmet edeceğim.
Se fizer isso, eu o servirei.
Eğer bunu yaparsan dostum, surat ifadesini görmek için bende seninle gelirim.
Se fizeres isso, meu amigo, eu volto a casa contigo... só para ver a cara dele.
Eğer bunu yaparsan, seni soyarım, sonsuza kadar çıplak kalırsın.
Vou voltar! Aviso-te já que se fugires, dou-te uma coça em pêlo!
Eğer bunu yaparsan kendini öIdürtmüş olursun.
Estão mais armados do que nós.
Eğer bunu yaparsan, ama yapmamalısın...
Se fizeres isto, mas não devias...
Eğer bunu yaparsan, her köşede onu görürler, her evde onu görürler.
Não, se o fizer vão vê-lo em todas as esquinas, e procurá-lo em todas as casas.
Eğer bunu yaparsan atılırsın! Seni uyarıyorum!
Se não paras com isso vais para o olho da rua!
Eğer bunu yaparsan iyi adamlar bu manyakları durdurabilir.
É para afastar dos bons homens as loucas cabeças de merda, percebes?
O reklamı gösteremezsiniz, eğer bunu yaparsanız... insanları korkutursunuz.
Não podemos mostrar esse anúncio, se o passarmos... vamos assustar as pessoas.
Eğer bunu yaparsan, cennete gidemezsin.
- Porque se o fizeres vais para o Inferno.
Bunu neden düşündüğümü bilmiyorum ama eğer bunu yaparsan ona çocuğunu düşürtürüm ve onunla evlenirsin, tamam mı?
Nem sei porque penso nisro, mas se o fizeres... Faço-re um aborto, depois casas-re com ela.
Eğer bunu yaparsan huzur içinde ölemem.
Se esperares, não morrerei em paz.
Eğer bunu yaparsan, hayatının geri kalanında buna pişman olacaksın.
Todos podemos acabar assim algum dia.
Sana gösterdim, eğer bunu yaparsan hayatın benim ellerimdeydi.
Mostrei-te que se fizesses tal coisa, a tua vida ficava nas minhas mãos!
Sana nasıl bulabileceğini gösterebilirim ve sende kaza esnasında olan olayları tekrar ederek geri dönebilirsin, ama eğer bunu yaparsan, hiç bir şekilde garantisinin olmadığını bilmelisin.
Podia mostrar-te como achá-la, e podias tentar recriar as condições que existiam antes do acidente e voar de volta dentro dela, mas não há garantias do que te acontecerá se tentares.
Makull, eğer bunu yaparsan bu gezegendeki herkes üç dakika içinde ölecek.
Todo o mundo neste planeta tem menos que três minutos para viver se for além com isto, Makull.
- Eğer bunu yaparsanız, birçok insan ölecek.
- Muitas pessoas morrerão se fizer isto.
"Eğer bunu yaparsan, senin için hazırladığım sürprizi göremezsin."
"Fazes-me isso e não levas a surpresa que tenho para ti".
Niki, eğer bunu yaparsan Tanrı'yı açıkça inkâr edersin!
Niki, se tu fizeres isso estarás a cuspir em Deus!
Eğer bunu yaparsan iyi anlaşırız.
Faz isso e vamos dar-nos lindamente.
Eğer bunu yaparsanız, Bir bina ve Risa bu bölümü ayakta kalamaz
Se o fizer, não sobrará um edifício de pé nesta parte de Risa.
Bir Kaptan olarak, mürettebatınızın iyiliği için, en iyi kararları alman gerekir, ve eğer bunu yaparsan, kendine sorman lazım...
Como Capitã, você é responsável em tomar decisões no melhor interesse de sua tripulação, e eu acho que você tem de perguntar à você mesma... se você está a fazer isso.
Eğer bunu yaparsanız, her ne pahasına olursa olsun, çok hızlı bir şekilde eve dönecek bu mürettebatın bir parçası olabileceksiniz.
Se fizerem isto... serão parte de uma tripulação que fará tudo que pode para voltar para casa o mais rápido possível.
Eğer bunu yaparsan, ölürsün.
Se fizer isso, morrerá.
Chase, eğer bunu yaparsan kendi başına kalırsın.
Chase, se fizeres isto, ficarás sozinho.
Bak, eğer bunu yaparsan benimle seks yapmana izin vereceğim.
Olha, se fizeres isto, Deixo-te ter sexo comigo.
Eğer bunu yaparsan, bir daha eşsiz olamazsın.
Se você fizer isso, não será mais único.
Eğer bunu yaparsan, Tanrı'nın üzerine yemin ederim, Seni özgür bırakacağım.
Se o fizeres, juro por Deus, és um homem livre.
Eğer bunu yaparsan, asla hedefine ulaşamazsın, öyle değil mi?
Se fizer isso, nunca alcançará seu alvo.
Eğer bunu yaparsan, seni rahat bırakamam. Bunu anlamıyor musun?
Faz isso, e eu não vou parar de te perseguir.
Eğer bunu yaparsan, ölürüm.
Se fizeres isso eu morro!
Eğer bunu yaparsan, dönüşü olmayan bir yola girmiş olursun.
Desista. Este curso de acção é irreversível.
- Eğer bunu yaparsan bittin demektir.
Não é por nada, mas se faz isto, tem a carreira acabada. Sabe disso?
Eğer bunu yaparsan Kafanı koparırım senin!
Se fizeres isso, vou comer a tua cara!
Majesteleri eğer bunu yaparsanız imajınız zedelenecek.
Se o fizer Majestade vai difamar a sua imagem.
Fred eğer bunu yaparsan, oradayken birlikte yaşadığın ve kafandan atmaya calıştığın boynuzlu demonlardan hiçbir farkın kalmayacak.
Fred, se fizeres isto, os demónios com os quais irás viver não serão to tipo chifrudos. Não te irás livrar deles nunca.
... ama eğer bunu yaparsan, Phoebe istediğin her şeyi yapacak.
Se o fizeres, a Phoebe fará tudo o que quiseres.
Ama şunu bilin ki, eğer bunu Tanrı adına, O'nun evinde yaparsanız O'na ve sözüne küfretmiş olursunuz.
Mas saibam que se estão a fazer isto em nome de Deus e na casa de Deus, estão a cometer uma blasfémia contra Ele e a sua Palavra.
Eğer bunu bir kere daha yaparsan, seni paramparça ederim.
Fazes isso outra vez e eu desfaço-te em pedaços.
Eğer kazanamazsanız, kazanan kişiyi suçlayamazsınız çünkü bunu yaparsanız, kaybeden kişi yalnızca siz olursunuz.
Se não ganharmos, não nos podemos virar contra a pessoa que ganhou porque essa é a única maneira em que realmente se perde.
Eğer bunu bir daha yaparsan, yumruğumu boğazında bulacaksın!
Se voltares a fazer isso, sentirás o meu punho na tua garganta!
Eğer istersen polisi arayabilirsin, ama bilirsin, bunu yaparsan, bagajdaki piliçten bahsetmeye başlarız.
Podes chamar a polícia se quiseres, mas sabes, se fizeres isso, metemos a rapariga na mala às postas.
Eğer bunu bir daha yaparsan, yemin ederim...
E se voltas a falar juro por Deus...
Eğer benim için bunu yaparsan, sana sonsuza dek minnettar olurum.
Se fizer isto por mim, ficar-lhe-ei eternamente grato.
Eğer bunu Latince yaparsan ekstra kredi alırsın.
Se o fizer em Latim, ganha créditos.
Eğer bunu yeteri kadar uzun bir zaman yaparsan vızıltı gibi geliyor.
Se fazes isto há um tempo isso dá-te experiência.
Ama bir tavsiye mektubuna ihtiyacım var ve eğer bunu bana yaparsan ömrüm boyunca sana borçlu kalırım.
Mas preciso de uma recomendação e ficaria eternamente em dívida contigo, se pudesses escrever essa carta.
Eğer bunu buralarda yaparsanız... Hadi, gitde sevket şunu.
Vamos, faz o que tens que fazer...
Eğer bunu inandırıcı bir şekilde yaparsan buradan gidersin ve sana yarım milyon dolar veririz.
Percebeste? Se fizeres isso convincentemente, libertamos-te e ainda te damos meio milhão de dólares.
Eğer bunu bana yaparsan Clark, bir daha asla seninle konuşmam.
Se me fizeres isso, Clark, não voltarei a falar-te.
bunu yaparsan 37
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45