English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ F ] / Fazlasını

Fazlasını translate Portuguese

11,438 parallel translation
Ne zaman önündeki her şeyi ezip geçmeyi, sürekli daha fazlasını istemeyi bırakacaksın?
Quando é que vais parar de passar pela vida a pedir mais e mais?
Nefsime hakim olamıyorum, sürekli daha fazlasını istiyorum.
Sempre a querer tudo, sempre a agarrar mais.
Ülkesine hizmet eden bir askerin yapabileceğinden çok daha fazlasını yaptın.
Fez mais do que qualquer outro homem poderia fazer ao serviço deste país.
Senin kendinde görebildiğinden bile daha fazlasını.
Ele viu mais do que consegues ver em ti mesmo.
Çocuklar gerçekten gereğinden fazlasını yaptınız.
Ouve, agradece-lhe. Vocês fizeram muito por nós, a sério.
Bundan daha fazlasını yaptın.
Fizeste mais do que isso.
Anbar'daki son operasyonunda gözetleme emri vermiştin ama bundan biraz daha fazlasını yaptın.
Na sua última operação, Anbar, foi designado para estar na vigilância, mas fez um pouco mais do que isso.
Ben de sadece dans edeceğim sanıyordum. Ama sonra... Müşteriler daha fazlasını istedi ve Dorian da hayırı pek cevap olarak kabul eden biri değil.
Sempre pensei que ia apenas dançar, mas depois os clientes querem sempre mais e o Dorian não aceita respostas negativas.
Kraliçe'ye ihanet eden birinden daha fazlasını bekledim.
Esperava mais de um homem que teve a coragem de trair a sua rainha.
Fazlasını bekleme.
Nada mais.
Daha fazlasını hayal bile edemeyen insanların ülkesi.
Uma terra cheia de gente que não sonha com mais.
Teddy senden daha fazlasını bekliyorum, evlat.
Teddy, espero mais de ti, rapaz.
Birbirimize yardımcı olabiliriz saygı duyduğum insanlarla sizler gibi daha fazlasını istemem.
Mas estar ao serviço dos outros, ao lado de homens que respeito... como todos vós... Bom, não posso pedir mais do que isso.
Bence daha fazlasını hak ediyorsun.
- Acho que mereces melhor.
Bu yüzden bana bundan daha fazlasını vermeniz gerek!
Por isso, vai ter de me dar mais do que isto!
Tanrı köpeğimle konuştuğundan daha fazlasını bu adamla konuşmaz.
Deus fala por este sujeito tanto quanto pelo meu cão.
Tanımlayabileceğimden daha fazlasını.
Mais do que consigo descrever.
Daha fazlasını öğrenmek istiyorum.
Quero aprender mais.
Muhafızlıktan fazlasını yapanlara ihtiyacımız var.
Precisamos daqueles que fazem mais do que guardar.
Sen onu süzmekten fazlasını yapıyorsun.
Tu fazes mais que olhar para ela.
Hatta on katı fazlasını verdim.
Já devo ter pago umas 10 vezes.
Dinle Bono, insan bundan fazlasını dileyemez.
Ouve, Bono, um homem não pode pedir mais.
Sana kimsenin veremeyeceğinden fazlasını verdim.
Dei-te mais do que alguma vez alguém te dará.
Peki Treen, ya bu liste daha fazlasını yapabilirse?
E se essa lista puder fazer mais do que isso, Treen?
Kimse senden fazlasını yapamazdı.
Ninguém poderia ter feito mais do que tu.
Size ondan çok daha fazlasını vereceğim, Başkomiserim.
E vou dar-lhe muito mais, capitão.
Ancak o size daha fazlasını anlatabilir.
Só ele te pode dizer mais.
Hayatının yarısından fazlasını hapishaneye girip çıkarak geçirmiş.
Tem estado preso durante metade da sua vida.
Daha fazlasını anlatamam.
Estou proibida de dizer mais.
Orada o şeylerden daha fazlasının olduğu su götürmez.
É mais que certo que há mais destas coisas lá em baixo.
Onlara ayırdığım vakitten fazlasını hakediyorlar. Buraya bir sebepten ötürü geldiğimiz söylesem iyi olacak.
Eles merecem melhor, do que o tempo que lhes reservei.
Çünkü elimde son bir tane kaldı ve daha fazlasını nasıl yaparım diye düşünüyordum. O hafıza kartını görmem lazım.
Porque estou reduzida, a uma última, e eu queria saber, como fazer mais.
Biraz daha yardım edersen fazlasını alırsın.
Há mais, se nos ajudares mais.
Sanırım beklenenden fazlasını yaptım.
Eu acho que estive muito bem.
"Bilmiyorum" dan daha fazlasını yapmalısın.
Preciso de uma resposta melhor que "eu não sei".
Fark etmeden daha fazlasını yapardım, Onu durdurmalıydım.
Teria feito mais que notar, eu teria-o detido.
Ama bu ateşkesi yapmasaydık, daha fazlasını kaybedebilirdik.
Mas teríamos perdido muito mais se não fosse o cessar-fogo.
Ah çocuğum, o bana bundan çok daha fazlasını borçlu 7 yıl boyunca gerildim, o puşt için sessiz kalıyordum.
Miúda, ele deve-me mais do que isto. Cumpri sete anos seguidos, deixando-me ficar calado por aquele sacana.
Sırf yapabildiğin şeyleri yaparsan, asla şimdi olduğundan daha fazlası olamazsın.
Se fizeres apenas aquilo que julgas poder fazer, nunca serás mais aquilo que és agora.
Dünyanın sonu gelmiş olsa bile bizi ayırmak için bundan daha fazlası gerek.
Vai ser preciso mais do que o fim do mundo para nos separar.
Öbür dünya için fazlasıyla altının olacak!
Não te vai faltar ouro para o outro mundo.
Bak, sana ne diyeceğim hanımefendi, birazcık ilham vericiden çok daha fazlasısın.
Deixa-me dizer-te uma coisa, minha menina. Tu és mais do que inspiradora.
Nick, sen bundan çok daha fazlasısın.
Nick, tu és muito mais do que isso.
Ve hayatımın öpücüklerden ve çalma listelerinden fazlası olduğunu biliyorsun.
E sabes que a minha vida não se resume aos beijos e às músicas.
Herkes üzerine düşeni doğru olarak yaptığında evliliğin tatmin edici olacağını kanıtlayan Manwaring'in yürekliliğini fazlasıyla tercih ederim.
Prefiro vastamente o generoso espírito de um Manwaring que, totalmente convencido do seu casamento, acha que o que todos fazem é certo.
Dürüstlük ve pişmanlık yıllarını fazlasıyla azaltabilir.
Honestidade e remorsos reduzem anos.
Sully, elinden geleni yaptın ve fazlasıyla yetti.
Sully, fizeste tudo o que podias e foi mais do que suficiente.
Sully, elinden geleni yaptın ve fazlasıyla yetti.
Fizeste tudo o que podias. Foi mais do que suficiente.
Bakan Ross'un Onur Madalyası var, yani sende olanın 1 daha fazlası.
Secretário Ross, tem uma Medalha de Honra do Congresso, uma a mais que você.
Ve bunu kadın yaptı, fazlasıyla.
E fiz isso, com perfeição.
Fakat benim için bir evden daha fazlasısın.
Um Salão Do Barulho 3 Para mim, é muito mais que isso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]