English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ F ] / Fiz

Fiz translate Portuguese

62,679 parallel translation
Max ve Alicia ile ilgili elimden geleni yaptım.
Fiz o melhor que podia pelo Max e pela Alicia.
Tek yaptığım zaman kazanmaktı.
Tudo que fiz foi arranjar-te tempo.
Anlıyorum çünkü sevdiklerimi kurtarmak için birden fazla anlaşma yaptım.
E eu entendo-te porque eu já fiz acordos para salvar aqueles que eu amo mais do que uma vez.
Hiç bana yağ çekmeye çalışma.
Estás só a tentar subornar-me. Não, já fiz isso.
Polise partide neler yaptığımı anlattım. Kimleri gördüğümü, eve nasıl döndüğümü.
Contei à polícia o que fiz na festa, quem eu vi, como fui para casa.
Çok iyi geçmedi.
Não o fiz direito.
- Yaptığım şey buydu.
Foi o que eu fiz.
Birkaç kere havaalanına götürdüm, arada alkol ve yiyecek getirirdi.
Fiz algumas viagens ao aeroporto, ela trazia bebidas e um pouco de comida.
Yanlış bir şey yapmıştım.
Foi errado o que eu fiz.
Hak yerini bulana kadar da peşini bırakmayacağım.
Não descansarei até saber que fiz o correto.
Durumunu göz önünde bulundurarak senin için % 50 indirim uyguladım.
Fiz-lhe um desconto de 50 %. Dadas as circunstâncias.
Ben yapmadım.
Eu não o fiz.
İlk seferinde bile işlememiş olduğum bir suç yüzünden bir kez daha suçlanmak.
Ser acusado novamente por algo que não fiz.
İstediğini yaptım. Trish Winterman ile seninle görüşmesi için konuştum.
Fiz o que pediste, falei com a Trish Winterman sobre ires falar com ela.
Ne yaptığımın farkındayım.
Olha, eu sei o que fiz.
- Gönderdiğimi de kim söyledi?
Quem disse que o fiz?
- Senin için elimden geleni yaptım Chlo.
Fiz o melhor por ti, Chlo. Eu sei.
- Sizin için elimden geleni yaptım Chloe.
- Pai. - Fiz o meu melhor por ti, Chlo.
Olduğumuz yerle ilgili yalan söylettim diye kız arkadaşım başımın etini yiyor günlerdir.
A minha namorada, Danielle, ela deixou-me porque eu a fiz mentir sobre onde estávamos.
Ben yapmış olsam neden ihbar edeyim ki?
Se eu fiz isso, porque vos ligaria?
Lisede böyle bir şey yapmıştım. Rehberlik öğretmeni yıkayıcısı çıkmıştı.
Fiz um destes no secundário e disse que eu devia ser conselheira de banhos.
Bugün senin için yaptıklarıma bak.
Olha o que eu fiz por ti hoje.
Fena hâlde boka battım.
Fiz tanta asneira.
Kan tahlili de yaptım.
Fiz análises ao sangue.
Kan ve ağız örneği aldım.
Colhi amostras de sangue e fiz zaragatoas.
Evet, bunu daha önce de 1942 yılında yapmıştık.
Sim, já fiz isto antes. Em 1942.
Bu fedakarlığı elim boş döneyim diye yapmadım.
Não fiz este sacrifício para sair de mãos vazias.
Hükümet yanlış bir şey yaptığımı söyleyecek ama hükümet bir avuç yalancıdan başka bir şey değil.
o governo vai dizer que fiz algo de errado. Mas o governo é só mentirosos...
Çuvalladım. Yanlış bir şey yaptım.
Fiz uma asneira, fiz mesmo algo errado...
Senden özür dilesem? Gitmene neden olan şeylen yaptığım için.
E se dissesse que me arrependo do que te fiz e te fez ir embora?
Geri gelmeni sağlamak için kullandığım yöntem için. Lara gittiğinde sana davranışlarım için.
Do que fiz para voltares, de como te tratei quando a Lara se foi embora.
Benim yaptıklarım derken?
O que queres dizer com o que eu fiz?
- Kurbağa gibi yaptım.
- Fiz uma rã.
Çok yanlış seçimler yaptım.
Fiz escolhas terríveis.
Ne yaptığımı biliyorum.
Mas sei o que fiz.
O kadar kıyağın karşılığı bu mu?
Que modos são esses depois de tudo o que fiz por ti?
- İstedikleri işi yaptım.
- Fiz o trabalho que eles queriam...
- Doğru.
- Fiz.
Sana kulak vermeliydim, ama vermedim. Birinin beni öldürmesini bekliyordum. Halbuki çıkınca ödüllendirildim.
Devia ter-te ouvido, mas como não o fiz acho que esperava que me apagassem lá dentro, não que me pagassem à saída.
Bu konuda hiçbir şey yapmadım.
E não fiz nada.
Hiçbir şey yapmadım.
Não fiz nada.
Sen serserilerle takıldığında, paranı kumarda yediğinde, uyuşturucu ve içkiye saplandığında sürekli öfkeli olduğunda hiçbir şey yapmadım.
Não te mandei andar com doidos. Não te mandei apostar todo aquele dinheiro. Não te fiz tomar drogas ou beber álcool ou estares sempre tão zangado, Joe.
Durumunu biliyordum, ama sana yardım etmedim.
Sabia como eras. Não fiz nada para te ajudar.
Ben hiçbir şey yapmadım.
Não fiz nada. Não fui eu.
Yani kenarlarına dokundum biraz. Azıcık.
Quer dizer, apenas fiz uns retoques, poucos.
Yaptığım işi senin için yapmadım.
O que fiz, não fiz por si.
Kendimi kaybettim ve pişman olduğum çok fazla şey yaptım.
Perdi a cabeça e fiz algumas coisas, tantas coisas de que me arrependo.
Yaptıklarım bu yüzdendi işte.
Foi por isso que fiz o que fiz.
Bunun olmasına nasıl sebep oldum?
O que é que eu fiz para isto acontecer?
Senin için en iyisini yapmaya çalıştım.
Eu só fiz o meu melhor.
Benim suçum ne?
O que fiz eu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]