Fla translate Portuguese
146 parallel translation
Bana doğruyu yanlışı Öğreten arkadaşımdan Ve zayıfla güçlüyü
300.8 ) } Um amigo que me ensinou a separar o certo do errado 249.6 ) } E a fraqueza da força
Sınıfın sınıfla mücadelesi ne tür bir mücadeledir?
A luta de classes é que tipo de luta?
FLA'nın en nefis tüm karılarına.
A todas aquelas gajas boas lá na Florida.
Bu kadar şüpheli bir kılıfla gitmek... gereksiz derecede riskli.
Adoptar um disfarce tão evidente... é um risco desnecessário.
Bunun sınıfla bir alakası yok.
Não tem nada a haver com a tua ou a minha classe.
Dikkatinizi çekebildik, şimdi sınıfla devam ediyoruz.
Agora que estão com atenção, vou continuar com a aula.
- Hep birinci sınıfla yolculuk ederim.
Viajo sempre em primeira classe.
Bu yüzden, benden çok vakıfla ilgilendi.
Foi por isso que passei tão pouco tempo na Fundação.
Vakıfla bağlantıya geçtiler,
Contactaram a Fundação.
Eğer birinci sınıfla gidiyorsanız mükemmel bir gemidir.
É um belo navio se for em primeira classe.
Senatör Brian - Milyarder Vali Brian Flanagan... sıfırdan yaptığı büyük bir yükselişle J.D. Rockfeller'ı bile kıskandırmış... olan iş adamı, dün sabah 18 yaşındaki 7 inci eşinin üzerinde tepinirken... 99 yaşında hayata veda etti.
" Senador Brian Fla... Governador bilionário Brian Flanagan cuja ascensão meteórica à fama e fortuna teria feito inveja ao próprio JD Rockefeller faleceu na manhã de ontem com 99 anos de idade, enquanto fazia amor com a sua sétima esposa de 18 anos, Heidi,
Bay Webly, ben Jerry Beck, Cinayet Masası.
Mr. Webly, fla Jerry Beck, Departamento de Homicídios.
Zayıfla
Emagrece
Savaş, iyiyle kötü arasında değil zayıfla güçlü arasındadır.
A batalha não é entre o mal e o bem, mas sim entre o fraco e o forte.
Hey, biraz zayıfla, şişko.
Ei. Calma aí, matulão!
- Hadi sınıfla ilgilenelim.
- Vamos puxar pela turma.
Eve birinci sınıfla dönmemi sağla.
Certifica-te que me enviam por correio azul.
- Tıkın da zayıfla o zaman.
- Então enche-te e emagreces.
Aşağı sınıfla sohbetini böldüğüm için kusura bakma ama Koç Foster'la tanışamayacaksın, göğsü kıllı kadın çünkü dolaptaki son derece ölü adam nedeniyle beden dersi iptal oldu. - Ne?
Não queria interromper a tua descida, mas queria dizer-te que não vais conhecer a Treinadora Foster, a mulher de pêlo no peito, porque a ginástica foi cancelada, devido ao tipo extremamente morto no cacifo.
Öğretmen : "Bunu sınıfla paylaşmak ister misin?" diyecek.
O professor pergunta-nos sempre : "Queres partilhar isso com o resto da turma?"
Sınıfla paylaşmak istediğin bir şey mi var, Hal?
Tens algo que queiras partilhar com a turma, Hal? Chessy, tu...
Param yok ve... 8 dakikada zayıfla ilanlarını gördün mü?
Eu não... Eu não tenho dinheiro, nem... Já ouviste falar nesta coisa dos abdominais de 8 minutos?
7 dakikada zayıfla.
Abdominais de 7 minutos.
Bir dükkana giriyorsun. 8 dakikada zayıfla var ve 7 dakikada zayıfla hemen yanında. - Hangisini alırsın?
Se vires numa loja abdominais de 8 minutos, ao lado de abdominais de 7 minutos qual é que escolhes?
Bingo. 7 dakikada zayıfla.
Em cheio, meu, em cheio. Abdominais de 7 minutos.
Üniversitenin ALF kolundayım.
- A sério. -... da FLA da universidade.
Yarın gece neden bizimle gelmeyeceğini anlamıyorum.
Não entendo por que não vens connosco amanhã. - À FLA?
Başlangıç olarak, Bayan Hamilton sınıfla bir deney yapmak istiyor. Tutukluluk durumunu açıklamak için...
No começo, a senhora Hamilton quis fazer uma experiência com a turma, para mostrar como começam os preconceitos.
Michael, söyleyecek bir şeyin varsa bunu bütün sınıfla paylaş.
Michael Caffrey, se tens alguma coisa a dizer, diz-nos a todos.
- ALS'yi deneyelim.
Porque é que o estão a incomodar? Vamos tentar a FLA.
ALS, kandaki protein moleküllerini bulur.
A FLA detecta as moléculas de proteínas no sangue.
Bu şahane kılıfla birlikte verilen silahı bulamadınız herhalde?
Presumo que não encontraram a arma deste coldre.
- Bayan Parker! İçinizde sınıfla paylaşmak istediğiniz birşey mi var?
Ms. Parker, há algo que deseje partilhar com a turma?
İzin verirseniz, bütün sınıfla bir şeyi paylaşmak istiyorum.
Deixem-me partilhar algo com toda a turma.
Evet başka kim şiirlerini sınıfla paylaşmak ister?
Então quem é que gostaria de partilhar o seu poema com o resto da aula?
Tamamdır... birinci sınıfla gel.
Olha, volta em 1ª classe.
Bayan Vandergo ve Bayan Nabham. Sınıfla paylaşmak istediğiniz bir şey var mı?
Vandergosh e Nabham, há alguma coisa que vocês queiram partilhar com a turma?
Bu vakıfla alakalı olabilir mi?
Poderia estar relacionado com a Fundação?
ama bir dahaki sefere biraz zayıfla!
Agarra-te bem,... Mas da próxima vez... tenta perder um pouco de peso!
Vakıfla konuştum ve fonları yeni hesaba transfer edebilirler.
Falei com a fundação e podem transferir os fundos para a nova conta.
O sınıfla işin bitti artık.
Vou-te afastar dos "SH".
Sonunda insanlar Crumb'ın eserlerini fark ettiler ve o da bohem sınıfla takılmaya başladı.
A certa altura, as pessoas passaram a curtir as BDs do Crumb e ele começou a dar-se com a malta mais boémia.
İstediğin kadar zayıfla.
Não me interessa o quanto magro ficas.
Evet bazılarıyla... Ama çoğunlukla orta sınıfla, bize daha çok yararı dokunacak kısımdan.
Alguns dos trabalhadores, mas mais a classe média... o que é bem melhor para os nossos intentos.
Sırıtmayı kesip espriyi bütün sınıfla paylaş.
Pára de sorrir e partilha a piada com a turma toda.
"Dobiş Med'de Zayıfla"
Perca peso no Gordo Med
Ben dışarıdayken, sınıfla ilgilenmesi için ciddi birine ihtiyacım var.
Enquanto eu não estiver aqui preciso de alguém sério para colocar ordem na turma por mim.
Sakın sınıfla ilgili bir sorun çıkmasın!
Mas desde que eu não receba queixas da sua turma.
O bölge ya alt-sınıfla kaynıyordur, ya da inanılmaz derecede pahalıdır.
Ou é popular e triste, ou então é muito caro.
Çikolatalı, vanilyalı, kahveli, şeftalili?
Chocolate, Baunilha, café, flá de pessego?
- Alf mi?
- FLA?