Gazeteler translate Portuguese
727 parallel translation
Tüm gazeteler intihar olduğunu söylüyor.
Todos os jornais estão a falar de suicídio.
Yarınki gazeteler Portland katilinin hayatına kıydığını..
Os jornais de amanha poderiam dizer, que o assassino de Portland Place...
Senin bu işin içinde olduğundan kuşkulanırlarsa bir saate kalmaz gazeteler çalkalanır.
Sim, relacionado com uma bofetada. Ajovem recusa-se a dizer por que é que lhe bateu.
Gazeteler resimlerini basacak.
A tua foto estará nos jornais.
Gazeteler de var.
O mundo está cheio de parasitas.
Öteki gazeteler çıldıracak.
Os outros jornais vão ficar loucos.
Mac'i ayarladım, gazeteler onun arkasında.
Falei com toda a gente. O Mac alinha, o jornal colabora.
Gazeteler eğlenmek için onu hedef gösterdi.
Os jornais assediaram-no, fizeram dele um alvo de humor fácil.
Gazeteler yazdı durdu.
Os jornais só falavam disso.
Gazeteler ona böyle demiyor mu?
Não é isso que os jornais lhe chamam?
Diğer gazeteler de hemen hemen aynısını yazmış.
Os outros jornais dizem o mesmo.
Ama ya bizim gazeteler?
E os nossos jornais?
- Gazeteler diyor ki...
- Nos jornais dizia...
Diğer gazeteler riskleri iyice anlattı.
Os outros jornais esmeraram-se a explicar-me os riscos.
Benden alamayacakları tek şeyi boşa harcamamı istiyorsun. Gazeteler : "Bir sıçan daha korktu." desin istiyorsun.
Pedes que abdique da única coisa que me resta e que não podem tirar-me, que permita aos jornais dizerem :
Oradaki bütün gazeteler Taylor'in. O da millete kendi palavralarini yutturuyor.
O Taylor tem os jornais na mäo e está a dar-lhe palha!
Gazeteler diyor ki, savcının ofisi dostumuz George'a... -... bir dava açmaya hazırlanıyormuş.
Os jornais dizem que o MP está a recolher provas contra o nosso amigo George.
Eczacılar, broşürler, hükümetler... radyolar, sinema filmleri, gazeteler...
Os prospectos dos farmacêuticos, os governos, a rádio, o cinema, os jornais.
Gazeteler yazdı.
Veio nos jornais.
- Bu gazeteler. Chicago'da bana yaptıkları!
Esses jornalistas se soubesse como me incomodaram em Chicago.
Aslında geçen gün, bütün gazeteler bunu yazarken Ona sordum.
Na verdade, dia desses, quando apareceu nos jornais... eu perguntei a ela.
Adı geçen gazetelere gelince, aşağıda imzası bulunan Charles Foster Kane, bütün gazeteler ve buna bağlı öbür gazeteler... üzerindeki tüm yetkilerini... Bütün öbür gazeteler, basımevleri üzerindeki yetkilerini devreder... ve bütün haklarından vazgeçer.
"Com respeito aos jornais citados, Charles Foster Kane... abre mão de todo o controle... e dos sindicatos pertencentes a eles... e de todos os outros jornais e editoras de qualquer espécie... e concorda em abandonar a reivindicação de..."
Bu sabaha dek siyasetten 1-2 sene çekilecek kalacak kadar hastalandığını bildirmezse... Pazartesi günü, kendi gazeteleri hariç tüm gazeteler vereceğim hikayeyi basacaklar.
Se até amanhã ele não "adoecer" e decidir se retirar por um ano... na segunda, todos os jornais trarão a história que eu darei.
Örneğin gazeteler.
Os jornais, por exemplo.
Gazeteler bunları bizi savaşa çekmek için yazıyor.
Isso é conversa dos jornais para tentar que entremos.
Gazeteler, kuzeye kadar ilerleyen Alman U-gemisin haberleriyle dolu.
Os jornais estão cheios de histórias sobre aqueles alemães que chegaram num submarino no baixo norte.
- Demek gazeteler yazdı.
- Então, saiu nos jornais?
Askerlerimiz tarafından, Güney Afrikalılara yapılan barbarlığın hikayeleri bu iğrenç gazeteler tarafından basılıyor ve Almanya ile İngiltere arasındaki gerilimi kışkırtmak için önemli kişilerce de teşvik görüyorlar.
'Atrocidades cometidas por nossos soldados contra... os Boers estão sendo publicadas por jornais.
- Ama gazeteler öyle demiyor... - Ne gazetesi?
- O jornal diz...
Kütüphanede gazeteler var, eski ve yeni olanlar.
- Na biblioteca têm jornais. Novos e velhos.
Bütün gazeteler yazdı.
Foi publicado por toda a imprensa.
Ülkedeki bütün gazeteler katil olduğumu yazıyor.
Cada jornal deste país diz que sou um assassino.
Tüm gazeteler yazdı.
- Não. Saiu em todos os jornais.
- Tüm gazeteler yazdı.
- Saiu em todos os jornais.
Tüm gazeteler Tommy'yi yazdı. Resmini de koydular... - Sevmediğim resmini.
Os jornais escreveram tudo sobre o Tommy, com a foto... a que eu não gosto.
Gazeteler böyle yazmıyor.
Não vem nos jornais.
Sonra bugün, gazeteler Follies'e çok iyi eleştiriler verdi.
E hoje, com os jornais a anunciarem o sucesso que é o Follies.
Bir gangster diğerini katletti. Gazeteler olayı büyüttü. Büyük, görüyor musun?
Os grupos matavam-se uns aos outros... os jornais têm um papel importante...
Gazeteler olayı büyüttü, ve halk anladı ki yasak emri iyi olmadı. Ondan kurtulabilirlerse...
As pessoas acham... que a proibição é má... mas se se livrarem dela...
- Gazeteler yazmış.
- Os jornais publicaram a história.
Gazeteler ve radyolar Stark'ın elinde.
O Stark controla os jornais e as rádios.
Dava kapanınca gazeteler bunun iki mislini verir.
Consigo cinco vezes isso de qualquer jornal, quando o caso acabar.
Gazeteler sokağa çıktı bile.
Os jornais já estão na rua a esta altura.
Sonra ben Stanford'a girince, 9. kale vuruşuyla UCLA maçını kazandığımda tüm gazeteler, o batık denizaltını çıkardığın için senden bahsediyordu.
Em Stanford, ganhei à UCLA e os jornais só falavam de ti e do resgate do submarino afundado.
- Gazeteler cinayet gözüyle bakıyor.
Parece que os jornais estão a considerar um caso de assassinio.
Kızınızı skandallardan uzak tutmak istiyorum. Ama eğer gazeteler...
Gostaria de manter o nome da sua filha longe dum escândalo, mas se os jornais souberem do envolvimento...
Anladık, böyle gazeteler sana göre değil.
Tu não, ao que parece.
Gazeteler yağmur yağacağını yazıyor.
No jornal, dizem que é capaz de chover.
Gazeteler kaza olduğunu yazmıştı.
Segundo os jornais foi acidente.
Bütün gazeteler bizden bahsedecek.
Vínhamos nos jornais todos.
Gazeteler de yalan haberlerini geri çekerler.
Desmentem-se os boatos e os jornais hão-de de retratar-se.