Gemiye translate Portuguese
4,116 parallel translation
Gemiye, uçağa veya trene binemeyiz.
Nenhum barco, nenhum avião, nenhum trem.
MDT numarası 2545 ile biten bir gemiye bakacağız.
Procuramos um navio com o número da O.M.I. terminado em 2545.
Ama ben son gemiye bindim, o yüzden o yarından önce gelemez.
Como eu apanhei o último barco, ela só chegará amanhã.
Onları alırsak gemiye binebiliriz.
Quando os tivermos, - podemos entrar no barco.
Bizi gemiye yerleştirecek adamla buluşacaktınız.
Era apenas para encontrarem um homem que nos colocaria num barco.
Dikkat, motorlu tekne Zazu, motorlarınızı derhal durdurun... yoksa gemiye ateş açılacak.
Atenção, embarcação Zazu, desligue os motores, ou seremos forçados a abrir fogo destrutivo.
Motorlu tekne Zazu, hızınızı 5 nata indirin....... ve adamlarımın gemiye çıkmalarına hazırlanın.
Embarcação Zazu, diminua calmamente para cinco nós e prepare uma entrada para a minha equipa embarcar.
Ben bu özelliklere bel bağlarım. Eberhart satışları iyi gitti ama kızlar birbirini yiyor. Departman terk edilmiş gemiye döndü yahu!
Oh, senhor, seria impensável fechar a loja de roupas, temos uma reputação a manter.
Gemiye geri dönmeliyiz R2.
Temos que regressar a nave, R2.
Tabutu gemiye koyuyorlar, tamam mı?
Então põem o caixão no navio.
Alacağın şey iki tur EMI olacak. Gemiye dön.
Vais ter dois turnos de treino extra.
- Gemiye dön. Sana bir emir verdim!
- Volta para bordo.
Gemiye adam lazım mı?
Um para teletransportar para bordo?
Gemiye binecek miyiz mesela?
Um navio, talvez?
Onu gemiye getirin.
Tragam-no para bordo.
Bizi evlerimizden, ailelerimizden alıp ana gemiye getirdiniz.
Raptou-nos das nossas casas, das nossas famílias. Teletransportou-nos para a nave-mãe?
Bırakın sizi gemiye biz götürelim.
Deixe-me levá-lo a bordo.
Işınlandı efendim. Gemiye geri döndü.
Ela teletransportou-se, Sr. Está de volta à nave.
Sizi ve Anabelle'yi ölümünden hemen önce gemiye girerken gören bir tanığımız var.
Temos testemunhas que as viram entrar na Espaçonave pouco antes da sua morte.
Aferin. Ama dünyadaki tüm hayvanların bir gemiye bindirildiğini de söylemişti, o nereden bilecek?
Mas ela também me disse que todos os animais do mundo entraram para um barco, portanto, o que sabe ela?
Ama ilk gemiye iniş yaptığımızda,
Mas assim que pousamos,
Gemiye yaklaştığımızda bana haber vermeni istiyorum.
Quero que me alertes quando estivermos perto do destruidor.
Ve karışık bir durum analizine dayanarak karar verebilirim. İşte bu yüzden gemiye dönmemiz konusunda ısrar ediyorum.
E consigo tomar decisões baseadas numa análise complexa de uma situação, e é por isso que insisto que retornemos à nave.
Gemiye hoş geldin Chuck.
Bem-vindo a bordo, Chuck.
Gemiye hoşgeldiniz.
Bem-vindo a bordo.
Gemiye hoş geldiniz gençler.
Bem-vindos a bordo, pessoal.
Gemiye kim saldırıyor?
Quem está a atacar a nave?
Kötü hava koşulları yüzünden gemiye uçakların iniş kalkışları en azından ertesi güne kadar ertelendi.
O mau tempo vai atrasar os voos que estão a chegar e a sair do navio por pelo menos um dia.
Bu gemiye ayak bastı mı ortalık karışacak.
Quando ele saiu do navio, as coisas ficaram complicadas.
Bakan Curry, o gemiye bindiğinde güvende olacağına dair bana söz verin.
Secretário Curry, uma vez no submarino, quero garantias de que vai estar segura.
- Beni gemiye sokabildin mi?
Conseguiste colocar-me no submarino?
O gemiye binmeni istemiyorlar.
Eles não te querem naquele submarino.
5 gün içinde eşlerinizi ve ailelerinizi taşıyan bir gemiye ablukadan geçme izni verilecek.
Daqui a 5 dias, um navio vai poder passar pelo bloqueio para transportar os vossos cônjuges e familiares.
Gemiye çıktık.
A bordo.
2. Kaptan ile Komandolar gemiye döndüğünde bana haber verin.
Avise-me quando o Imediato e os nossos SEALs voltarem.
Gemiye ulaşmanız için herşeyi ayarladım.
Já arranjei tudo para que sejam levados para o navio.
gemiye hoşgeldiniz.
Bem vinda a bordo.
hiç bir zaman bu uniformaya bu gemiye yada aileme saygısızlık edecek aptalca bişi yapmadım.
Jamais faltava ao respeito a este uniforme, este navio ou à minha família, ao fazer uma coisa tão estupida.
Gemiye geleli bir saat bile olmadı, ama sen şimdiden sorun oldun.
Estiveste no navio menos de uma hora, e já arranjaste confusão.
ikisinde karadayken yaşadığı küçük olaylar var, ama ajan Niles'ın gemiye atanmadan önce olmuş olaylar.
Ambos tiveram pequenos incidentes enquanto estavam de licença, mas ambos ocorreram antes do Agente Niles ser enviado para a embarcação.
ne kadar zor olabilir ki bu boyutta bir gemiye küçücük bir kokaini saklamak?
O quanto difícil pode ser traficar cocaína num navio deste tamanho?
Korumaların çekildiği yerden kimseye görünmeden gemiye gizlice girebilirsin.
Para desviar-mos a atenção dos guardas dessa maneira podes entrar na nave, sem ser detectado
Böylece gizlice gemiye bindim. Bir hastane gemisine.
Então, viajei clandestinamente num navio hospital.
Böyle çıkıntıları kaldıramasam gemiye binmezdim.
- Tudo bem, não tinha vindo se não soubesse como lidar com alfinetadas.
200 km içerisinde görülebilir bir gemiye rastlanmadı. Basınç valflerini manuel olarak açın.
Nenhuma nave visível dentro de um perímetro de 1200.
Eğer bu gemiye de ulaşırsa, bu hepimizin sonu olur.
Se este navio for apanhado também, está tudo acabado.
Bronn seni gemiye kadar götürecek.
O Bronn acompanha-te ao navio.
- Gemiye bindiğini gördün mü?
- Levaste-a até ao navio?
Gemiye hoş geldiniz Bay Başkan.
Bem-vindo a bordo, Sr. Presidente.
Spock'ı gemiye ışınlamalıyım.
Tenho que trazer o Spock.
Gemiye vuran dalga gibi salladı vallahi.
Aqueceu até as cuecas.