Gerekiyor translate Portuguese
62,887 parallel translation
Bana maskesizken güvendiğin için şimdi de benim sana güvenmem gerekiyor.
Estás sem máscara, porque confias em mim, por isso tenho de confiar em ti. Só pensei que, se não vais ouvir o Arqueiro Verde, talvez ouças o Oliver Queen. Não.
Farkı senin yaratman gerekiyor.
Não, tu precisas de criar uma.
O canavara bir kimlik vermen gerekiyor.
Tu precisas de dar uma identidade ao monstro.
Bir sorunumuz var ve adadan ayrılman gerekiyor.
Temos um problema, e preciso que saias da ilha.
Ama önemli bir karar vermemiz gerekiyor.
Mas nós temos uma decisão importante a tomar.
Kusura bakmayın, işe gitmem gerekiyor.
Desculpem, mas vou ter de ir trabalhar.
Şunu anlamaları gerekiyor ki, hayatları ne kadar sıradan olursa olsun genellikle boka batmışlardır.
Têm de perceber que, por mais mundanas que as vidas delas pareçam ser, costumam ser profundamente lixadas.
Gitmemiz gerekiyor.
Temos de ir.
Yardıma ihtiyacı var, gitmem gerekiyor.
Precisa de ajuda, por isso eu vou...
Ne yani, kutlamak için bir sebep mi gerekiyor?
O que foi? Precisamos de um motivo para comemorar?
Andy'yle AA ile ilgili bir mevzuda konuşmam gerekiyor, bölümü durdurmak ister misin, yoksa millet gıcık mı olur?
Tenho de ir falar com o Andy sobre coisas dos AA. Queres interromper o episódio ou é irritante para as pessoas?
Gitmemiz gerekiyor, evde çocuk bakıcısı var.
Temos de nos ir embora. Temos uma babysitter.
Her akşam tam altıda aramasını istedim. Ayrıca mesajlarımı yarım saat içinde cevaplaması gerekiyor.
Obrigo-o a ligar-me todas as noites às 18h00 em ponto e tem de me responder às mensagens em menos de 30 minutos.
İşe dönmemiz gerekiyor.
Precisamos mesmo de voltar ao trabalho, por isso...
Kapatmam gerekiyor.
Desculpa. Tenho de desligar.
Yapabileceğim en iyi şeyin, değiştiremeyeceğim şeyleri bir kenara bırakıp yapabileceklerime odaklanmak olduğunu hatırlamam gerekiyor.
Tenho de me lembrar de que a melhor coisa que posso fazer é esquecer todas as coisas que não posso mudar e começar a pensar nas que posso.
O canavara bir kimlik vermen gerekiyor.
Precisas de dar uma identidade ao monstro.
O gözü dönmüş piç kurusunu ne olursa olsun hemen ortadan kaldırmam gerekiyor.
Preciso de apanhar aquele maldito assassino custe o que custar.
Tamam ama Quentin rehabilitasyondan yeni çıktı ve Thea da şehir dışında olduğundan ona göz kulak olacak biri olması gerekiyor.
Concordo, mas o Quentin acabou de sair da reabilitação. Com a Thea fora, preciso de alguém para ficar de olho nele.
Öyle mi? Kolay olsun, olmasın Oliver elimizdeki her yolu kullanmamız gerekiyor.
Simples ou não, precisamos de todos os recursos que tivermos.
Biraz ikna edilmesi gerekiyor olabilir.
Mais ou menos. Talvez precise de ser convencido.
Burada olman gerekiyor mu cidden?
Precisas mesmo de estar aqui?
Kızım Laurel öldü ve içki olmadan veya yardım etmeye çalışan insanlara çatmadan bununla yaşamanın yolunu bulmam gerekiyor.
A minha filha Laurel desapareceu. E preciso de encontrar uma maneira de viver com isso que não envolva bebidas. Ou irritar-me com quem tenta ajudar-me.
Tamam, hemen buradan gitmen gerekiyor.
- Precisas de sair daqui.
Hadi John, yapman gerekiyor.
Vamos, John. Tu precisas disso.
Anatoly ile konuşmam gerekiyor.
Preciso de falar com o Anatoly.
Bu gitmen gerekiyor demek değil.
Não significa que tenhas de ir embora.
Gitmekten söz etmişken bir belediye meclisi üyesiyle görüşmek için karşı yakaya geçmem gerekiyor.
Por falar em sair, preciso de ir ao outro lado da cidade a uma reunião.
Sizi güvenli bir yere götürmemiz gerekiyor.
Precisamos de levá-lo para um local seguro.
- Göründüğümden daha güçlüyüm ve büroda olmam gerekiyor.
Sou mais forte do que pareço. Precisam de mim.
Yatakta olman gerekiyor, Adrian.
Precisas de estar na cama. Foste atingido.
Tamam. Quentin, açıklama yapmamız gerekiyor.
Quentin, precisamos de fazer uma declaração.
Quentin, sağol ama bu sefer benim halletmem gerekiyor.
Quentin, agradeço, mas tenho de ser eu a resolver desta vez.
Bence Warner mevzusunu benim temizlemem gerekiyor.
Acho que a Warner é culpa minha.
Yalnızca bizim daha zeki olmamız gerekiyor.
- Temos de ser mais espertos.
Benim için başka bir şey yapman gerekiyor.
Preciso que me trates de uma coisa.
Peki. Görünüşe göre doktorunuzdan not almanız gerekiyor Bay Başkan.
Parece que precisa de um atestado do seu médico.
- Arkadaşım olur ve biz- - Aslında bir konuda yardımınız gerekiyor.
- Somos amigos e preciso da sua ajuda com uma coisa.
Sadece sizinle konuşmam gerekiyor.
Só preciso de falar consigo.
Cihazımı çaldığınız için kızmam gerekiyor belki ama bu yaptığınız geliştirme tasarımları efsane olmuş.
Sei que devia estar furioso por me roubarem, mas as modificações que fizeram são incríveis.
Bu her şeyi bırakıp gitmen gerekiyor demek değil.
Não significa que precisas de desistir.
Efendim, protokole göre yine de bomba imha ekibini beklememiz gerekiyor.
Senhor, o protocolo exige que espere o esquadrão.
Bunu önlemem gerekiyor.
Preciso de ir na frente.
Onun yüzünden geri dönmem gerekiyor. Geri dönmeliyim.
É a razão pela qual tenho de voltar dessa maneira.
Bu orospu çocuğunu öldürmek için ne gerekiyor çok merak ediyorum.
Realmente quero saber o que é necessário para matá-lo. - Incrível!
Sana söylediğim gibi. Yok olman için bir kayıp daha gerekiyor.
Como te disse, acho que estás a uma derrota de ser destruído.
Kısa bir süre önce John'la dertleşirken özel hayatımdaki ilişkilerin beni zayıf düşürdüğünden bahsetmiştim zira hayatımda birileri oldukça onları korumak için elimden gelenin en iyisini yapmam gerekiyor.
Há pouco tempo, preocupei-me com o John... Que as ligações pessoais que tenho me tornavam vulnerável, porque se me importar com alguém teria de ser alguma coisa a mais para protegê-los.
Şimdi de bilimsel deneyinin icabına bakmamız gerekiyor.
E agora precisamos de matar a sua experiência científica.
Aramız iyi olmasa bile senin iyi olduğunu bilmem gerekiyor.
Mesmo que não estejamos bem... Eu quero e preciso de saber se está tudo bem contigo.
Gerçekten gitmem gerekiyor.
Devia ir andando.
Şimdi ne yapmamız gerekiyor?
O que devemos fazer agora?
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerekmez 98
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerektiği kadar 17
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerekmez 98
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerektiği kadar 17