Gurur translate Portuguese
13,163 parallel translation
- Seninle gurur duyuyoruz Judy.
- Estamos muito orgulhosos, Judy.
Gurur-korku arası bir karışım.
- Sim. - Na verdade, é a mistura de orgulho e medo.
Seninle gurur duyuyorum Judy.
Estou tão orgulhosa de ti, Judy.
Yaşlarının gelmesi her zaman gurur verici bir gün olmuştur.
Sempre orgulhosos quando amadurecem.
- Çok gurur duyuyor olmalısınız.
- Deve estar muito orgulhoso.
Annen gurur duyuyor olmalı.
A tua mãe deve estar muito orgulhosa.
Frederica ile gurur duyuyor olmalısın.
Deve de estar muito orgulhosa da Frederica.
Gurur diyemem.
Eu não diria orgulhosa.
... yakalamaktan gurur duyduğu "doğruların" bir kısmı mevcut.
Que ele tinha orgulho, de ter capturado.
Pek gurur duyduğum bir şey değil ama yakınlaştığım her kızın önce güvenini kazanırım.
Não é uma coisa que me orgulhe. Mas cada rapariga que me aproximo, acabo por conquistar a confiança.
Kendinle gurur duymalısın.
Não, devias estar a sentir bem, meu.
Sizinle gurur duyuyorum.
Estou orgulhosa de vocês. De todos.
Çok gurur duyuyorum ve hayatımın sonuna kadar bu hatıraları hatırlayacağım.
Estou muito lisonjeado, e eu vou-me lembrar de hoje para o resto da minha vida.
Çok gurur duyuyorum.
Estão tão orgulhoso.
Gurur duymalısın Lou.
Deverias de estar orgulhosa, Lou.
Şu anda bu bir vatandaşlık ödevi oldu, milli gurur meselesi.
Agora é uma questão de orgulho nacional. Um dever cívico.
Soyumla gurur duyuyorum ve amcama saygı duyuyorum.
Tenho orgulho na minha linhagem e respeito o meu tio.
Herkes hükümetin yaptıklarından gurur duymuyor diyelim.
Digamos que nem todos estão orgulhosos do que o governo faz em nome deles.
Seninle gurur duyuyorum.
Estou orgulhosa de ti.
Ve ne olursa olsun. Bunun bir parçası olduğum için ne kadar gurur duyduğumu bilmenizi istiyorum.
E aconteça o que acontecer, só quero que saibam que estou muito orgulhoso de fazer isto convosco.
Seninle gurur duyuyorum.
Estou tão orgulhoso de ti.
Büyüyüp olduğu kişi için gurur duyuyorum.
Orgulho-me muito no que ele se tornou.
Şey, her zaman pek gurur verici olmuyor.
Bem. Nem sempre são tão simpáticos.
Wakanda, barışa doğru el uzatmaktan gurur duyar.
Wakanda orgulha-se de estender a mão da paz.
# Babanın kızısın sen, İnatçılık ve gurur #
És a filha do teu pai Teimosia e orgulho
Seninle gurur duyuyorum, James.
Estou orgulhosa de ti, James.
- Seninle çok gurur duyuyorum.
- Estou tão orgulhosa de ti.
Bundan gurur duymuyorum.
Não tenho orgulho nisto.
İyi bir erkek senin gibi bir kadınla gurur duyar.
Um bom homem teria orgulho em ter uma mulher assim.
- Seninle gurur duyuyorum, kardeşim.
- Estou orgulhoso.
Yaptığınız şeyle sizinle cidden gurur duyuyorum.
Estou orgulhoso do vossos trabalho.
Baban seninle gurur duyacak.
O teu pa ¡ vai ficar orgulhoso.
Hemde çok gurur duyacak.
Ele vai ficar muito orgulhoso.
Seninle gurur duyuyor.
Ele está orgulhoso de si.
- Evet. - İkinizle de çok gurur duyuyorum.
- Estou tão orgulhoso de ambos.
Seninle gurur duyuyorum.
Estou orgulhoso de você.
- Amma gurur verici? - Öyle.
Está todo babado, o papá!
Daha fazla gurur duyamazdım.
Nada me dá mais orgulho.
Seninle gurur duydum.
Estou orgulhosa de ti.
Seninle çok gurur duyuyoruz, oğlum.
Estamos muito orgulhosos de ti.
Seninle gurur duyuyoruz. Sağolun.
Temos muito orgulho em ti.
Gurur duyuyor olmalısın.
Certamente estás orgulhoso.
Baban seninle gurur duyar dı, Jyn.
O teu pai ficaria orgulhoso de ti, Jyn.
Seninle gurur duyuyoruz!
Estamos tão orgulhosos de ti!
Aileniz gurur duyuyor olmalı.
Os seus pais devem estar orgulhosos.
Bundan gurur duyuyoruz.
Orgulhamo-nos disso.
Göğüslerimin ulusal güvenlik meselesi sayılması gurur verici ama bundan daha iyisini yapman gerekecek.
Sinto-me lisonjeada por as minhas mamas serem consideradas um assunto de segurança nacional, mas terás de fazer muito melhor do que isso.
Aman Tanrım, seninle gurur duyuyorum.
Estou tão orgulhosa de vocês!
Daniel benimle gurur duyacak.
O Daniel vai orgulhar-se.
Seninle çok gurur duyuyorum!
Estou tão orgulhosa de ti.
Yoksa Victoria mı demeliyim? Seninle gurur duyuyorum.
Ou devo dizer...