Görmedin translate Portuguese
3,500 parallel translation
Daha en iyi kısmını görmedin bile.
Ainda não viu a melhor parte.
Eliyle omzunu nasıl okşadı görmedin mi?
Viste a cena da mão no ombro?
Hayır, dün geceki halini görmedin.
Não o viste a noite passada.
Görmedin mi beni?
Não me viste?
Beni dripling atarken görmedin hiç.
- Nunca me viste a driblar.
Benim babamla hiç tanışmadın ve seni onu bulmak için oradan oraya sürüklerken beni hiç görmedin.
Nunca conheceste o meu pai, e não me viste a arrastar-te para todos os vagões de comboio do país para tentar encontrá-lo.
- Görmedin hiç.
Nunca me viste passada.
Taşaklarını hiç görmedin herhalde.
Já viste as tuas bolas?
Gel, daha yatak odasını görmedin.
Anda. Ainda nem sequer viste o quarto. Caramba.
Haklı olabilirsin ama Opie'nin kafasını kırarken, o hayvanın suratındaki zevki görmedin sen!
Podes ter razão, mas não viste, o prazer na cara daquele animal, quando ele esmagava a cabeça do Opie!
Yani... Onu yıllardır görmedin, öyle mi?
- Então, não o vê há 10 anos?
Jenna'yı ve Wilfred'i neredeyse dört aydır görmedin.
Está prestes a ver a Jenna e o Wilfred pela primeira vez em 4 meses.
Bekle, Benny'nin o adamı öldürdüğünü gördün mü görmedin mi?
Espera, viste o Benny matar o tipo ou não viste?
Dövmesini görmedin mi?
Não viste a tatuagem dele?
Öyle olacak. Yüzlerini görmedin.
- Tu não viste a cara deles.
Bak, heykeli görmedin çünkü görmek istemedin.
Então, não viste na estátua, porque simplesmente não a querias ver.
Hiç silah görmedin mi?
Viste alguma arma?
Tamam, onu görmedin.
Certo, você não o viu.
Parmaklıkları görmedin mi?
Não viste a cerca?
- Hayır görmedin, kimse görmüyor!
- Eu também vi. Não, não viu.
Sanki daha önce hiç sik görmedin.
Até parece que nunca viste uma pila.
- Onun kaldığı yeri hiç görmedin mi? - Şerif, biz yaşamak için soyunuruz.
Xerife, tiramos a roupa para sobreviver.
Daha önce hiç hakiki zebani görmedin mi?
Nunca viu um de verdade?
- Hiçbir şey görmedin.
- Não viste nada.
- Bir şey görmedin çünkü orada değildin.
Não viu nada, porque não estava lá.
Hiç uyarı işareti görmedin mi?
Nunca notou algo estranho?
En nihayetinde bombayı patlatacak cesaretin yoktu ama beni o tımarhaneye göndermekte hiçbir sorun görmedin öyle mi?
Que não teve colhões para acabar o que começou, mas não se importou em mandar-me para o manicómio?
Arkadaşımı kovaladığını görmedin mi?
Ele precisa de ajuda.
Dün gece Joan ile öyle kötü bir duruma geldik ki, sen görmedin.
Tu não viste como foi horrível ontem com a Joan.
Ama çantayı kime verdiğini görmedin.
Mas não viste a quem o entregou.
Beni görmedin.
Não me chegaste a ver.
Daha önce bir adamın içerek dertlerinden kurtulmasını görmedin mi?
Eu não posso acreditar que você nunca assistiu a um homem a beber as suas angústias.
Öfkelenince nasıl olduğumu hiç görmedin.
Vou sair. Não esperes acordado.
Balonu görmedin mi?
Não viste o balão?
Neler olduğunu görmedin mi?
- Não viste o que aconteceu aqui?
Gördün mü görmedin mi?
Viu-a ou não?
Özür dilerim. Bu olanların hiçbirini görmedin mi?
Desculpa, mas não viste isto tudo?
Kostüm seçme kağıdını görmedin mi?
Não viste a lista de máscaras?
Sen bahçeye yaptırmak istediği 30 metrelik eğlence treninin planlarını görmedin herhalde.
Obviamente não viu os planos da estátua na garagem.
Onu küçüklüğünden beri hiç görmedin.
Não o vês desde que eras uma criança.
Bu filmin sonunu görmedin, değil mi?
Nunca viste o final deste filme, pois não?
- Görmedin mi onları?
- Não os viu?
Bunu görmedin mi?
Não viu isso?
- Onu daha önce hiç görmedin mi?
Nunca o viste?
İki yarısını da görmedin.
Então não viu a outra metade.
Sen daha deli yanını görmedin.
- Ainda não viste o lado maluco dela.
Hayır, görmedin tamam mı?
- Não, não viste.
Henüz aylık maaşımı görmedin, Dax.
Ainda não viu o meu salário, Dax.
- Beni görmedin mi?
- Não me viu?
Daha yarısını bile görmedin, Luthor.
Ainda não viste metade, Luthor.
- Görmedin değil mi?
- Não viste, pois não?