Gülüm translate Portuguese
111 parallel translation
Zavallı, narin gonca gülüm benim.
A minha pobre rosinha sensível.
Gülüm için çok iyi bir ad olacak.
Achei que seria um belo nome para a minha rosa.
Oyunlarda krupiyerim, yöneticiyim, suyun yüzünde dalgalanan güzel bir gülüm ben, Hava akrobatıyım.
Faço espectáculos, administro, percorro todos os sectores, distribuo panfletos.
Oh, haydi gülüm, şu anki zamana gel!
Oh, vá lá, Rosie, actualiza-te!
Amerikalılar değişmediyse, mecburen ötekiler değişmiş demektir. Yani Ruslar ve yardakçıları revizyonist olup çıkmışlardır. Bunlarla Amerikalılar al gülüm ver gülüm anlaşabilmektedir.
Portanto, se os americanos não mudaram, foram os outros que mudaram, os russos e os seus amigos, que se tornaram revisionistas e com quem os americanos se podem entender.
Göğüslerin harika gülüm.
Belas maminhas, fofinha.
Benim gülüm sıradan bir gül müymüş yani?
Então minha rosa é uma rosa comum?
O benim gülüm.
Ela é minha rosa.
Benim bir gülüm var.
Eu tenho uma rosa.
Gülüm.
Minha rosa.
* Benim vahşi, İrlandalı gülüm. Biraz saygı göster kelebek!
Minha selvagem rosa irlandesa
Kullanmış bir arabamla gülüm var. Reddedebilir misin? Benim var ama
Fiquei com as rosas e o carro.
O mayıs gülüm... Canım kardeşim... Zarif kardeşim
Rosa de maio... querida donzela... boa irmã.
Hava açılsın diye bekliyoruz, gülüm!
Só estamos à espera que escampe.
Alo. Olympic Çiçekçisi'nden arıyorum. 350 adet kırmızı, uzun saplı gülüm var.
Estou, boa tarde, fala das "Flores Olympic" e tenho 350 rosas vermelhas para enviar a Mrs. D'Bonne, agora.
- Hadi gülüm.
- Até logo, bófia.
Mayıs gülüm, canım kardeşim güzel kardeşim, tatlı Ophelia.
Ó rosa de maio! Amada donzela! Gentil irmã!
Bu benim Blush Noisette gülüm. Buysa ta başkent Washington'dan geldi ama kimseye söyleme.
Esta é a minha rosa Blush Noisette e veio direitinha de Washington, mas não conte a ninguém.
O yarış çocuk oyuncağıydı gülüm.
- Apostas? - Quanto?
Ben emekliyim, gülüm.
Eu sou aposentado, querida.
Of, o benim gülüm.
Certo, ela é uma rosa.
- Al gülüm ver gülüm, bileğindeki saati ver, söyleyeyim.
Se vi o que se passou? - Viu alguma coisa ou não? - Dê-me esse seu relógio e eu digo-lhe.
- Hey gülüm
- Oh, William.
Benim gülüm gibi görünüyorsun.
Vejo que gostas dos meus fatos.
Tokatla beni gülüm.
Mas que grande surpresa.
Benim tatlı, bal rengi gülüm.
Minha doce e querida rosa
Tuhaf koyu çiçekli gülüm.
Flor estranha e escura, rosa
Benim tatlı bal rengi gülüm.
Minha doce querida rosa
Jamie gülüm... Jamie gül...
Espera aí.
Bir gülüm daha var.
Tenho outra rosa.
Hayatın boyunca aşığınım, yanında oturana değil, sana gülüm "
Eu sou teu admirador vitalício, não o teu amigo íntimo. "
Artık gülüm...
Agora estou sem... estou sem...
Lanet gülüm kalmadı, ahbap.
Estou sem uma maldita rosa.
Birinci sınıf, gülüm. Amanın.
De primeira, querido.
Merhaba gülüm.
Olá, sol da minha vida!
Kafana talih kuşu sıçtı, gülüm.
Tempo de bónus, bebé.
- Aynen öyle, gülüm.
- É assim que faço, bebé.
Çok önemli, gülüm.
Isto é importante, lindinha.
Gülüm, "umut".
Querida, esperança, esperança.
Üzgün olduğumu bilmeni istiyorum, gülüm.
E quero que saibas, bebé, que sinto muito.
Şunu bil benim tek ihtiyacım sensin, gülüm.
Quero que saibas... que és tudo o que preciso, bebé.
Bu sana nişan hediyem olsun, kırmızı gülüm.
Será o meu presente de noivado para ti, minha rosa.
Bu al gülüm ver gülüm oldu. Ben suçlu ama kendimi.
Queres construir um novo mundo empilhado sobre um monte de cadáveres?
Vat dedin gülüm?
O que é isso?
Haydi Ceku, haydi Ceku, haydi gülüm...
Vá lá meu coraçãozinho...
- Kanka. - he gülüm.
Sim
Üzgünüm, yaz gülüm!
Desculpa, desculpa, Boo Bear.
Baksana, dün geceki o tüm gülüm cicim ayaklarının saçmalık olduğunu hissetmiştim.
Tinha a sensação que a cena amorosa da noite passada era treta.
He gülüm he.
De que estavas à espera?
Mayıs gülüm.
Oh! rosa de Maio!
" Ben lavanta çiçeği değilim, ben bir gülüm.
" Eu não sou a flor de jasmim, Eu sou a flor da rosa.