English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gürültülü

Gürültülü translate Portuguese

1,164 parallel translation
Müvekkilim vasiyetine göre bütün servetini üst katındaki "gürültülü kızlara" bırakıyor.
segundo o testamento do meu cliente, ele quer deixar todos os seus bens terrenos às "raparigas barulhentas do apartamento por cima do meu".
Çok gürültülü.
Bolas, o barulho que isso faz.
Çok gürültülü.
É por causa deste barulho todo.
Gürültülü bir Amerikan kahkahası duymak ne güzel.
É bom ouvir um rude riso americano.
Yani bazen burası çok gürültülü oluyor.
Às vezes, isto fica muito barulhento.
Bir hediye için çok gürültülü ve pahalı görünüyor.
Parece-me muito barulhento e caro para uma lembrança.
Hızlı ve gürültülü bir şekilde gidiyorlar.
Afasta-se rápido e barulhentamente.
- Gürültülü efendim. İki büyük motor.
- Dois barulhos fortes, senhor.
Gök gürlemesi kadar gürültülü büyük çanlarıyla
Grandes sinos que dobram com pompa
Çok gürültülü bu.
Faz muito barulho.
Ağabeyimin evi çok gürültülü.
Este monte é impossível...
Gürültülü değil mi?
É barulhento, não é?
- Önce gürültülü, sonra suskun.
Barulhento e...
Astek Tiyatrosunda polisin fidyeci Homer Simpsonun burada olduğunu öğrendiği yerde ve Larry Burns'ün içeride gürültülü konuştuğu yerde Kenny Brockman'la canlı yayındasınız.
Kent Brockman em directo do Cinema Aztec, onde o raptor Homer Simpson e o refém Larry Burns estão escondidos, a falar alto.
Klingon savaşçıları birbileriyle gürültülü konuşur!
Os guerreiros klingon falam uns com os outros com orgulho.
Ya da o kadar gürültülü olarak
- Nem fazias tanto barulho.
İzleyin çocuklar biraz gürültülü olacak.
Cuidado, pessoal, vai fazer muito barulho.
Gürültülü Cırcırböceği.
Grilo barulhento.
Dışarısı onlar için çok soğuk ve gürültülü.
Estava muito frio e muito barulho.
Bu tehlikeli, pahalı, gürültülü.
Ora porque é perigosa, cara, ou barulhenta.
Basamak sohbetleri, işi bırakan aşçı, gürültülü mutfak, çene çalan kızlar.
Gente sentada nas escadas, o chefe vai-se, mulheres sempre a tagarelar.
Daha sessiz bir yerde buluşalım. Daha gürültülü.
Podemos encontrar-nos num sítio mais calmo...
Yani, her ne kadar bunun kendi suçun olmadığını bilsen de kafanın içinde küçük bir ses - küçük bir ses için gerçekten gürültülü - senin kocaman bir ezik olduğunu söylüyor.
Mesmo quando sabes que a culpa não é tua. Há uma vozinha dentro da tua cabeça, e fala muito alto para uma vozinha. E diz :
O kadar çok gürültülü olmak zorunda mı?
A música tem de ser tão alta?
Şuradaki heykel, mesela,... Mycenaealı kahraman, Pelops,... kanatlı arabasında savaşan, gürültülü şimşekler atan.
Aquela estátua ali, por exemplo,... deve ser um herói de Micenas, Pelops,... que combateu com o seu carro alado, atirando raios.
Dokunulmuşlar sizin gürültülü silahlarınızdan korkuyorlar.
Os Tocados assustam-se com as vossas barulhentas armas terrestres.
Ben gürültülü şeyleri severim.
Gosto de barulho.
Hadi ama orası küçük kuralları olan gürültülü bir yerdi.
Ouve, o apartamento era pequeno, atafulhado e barulhento.
Çok gürültülü!
É muito barulhenta.
- Biraz gürültülü...
- Está um bocado de barulho...
Burada müzik fazlasıyla gürültülü.
Já reparaste que a música está muito alta?
Daha gürültülü, ve daha korkunç, sanırım.
E mais assustadora, acho.
Demek istediğim sen istiyorsan, tüm bu gürültülü şeylerden bansedebilirsin.
Diga os disparates que quiser.
Hemde gürültülü.
Eu acho-o espalhafatoso.
Kalabalık ve gürültülü ama çokda heyecanlı hiç bilmediğim renkler ile
Lotada e barulhenta mas, também excitada Com cores que eu nem sequer sabia que existiam
Bu çok gürültülü olur.
Isso é muito barulhento.
Bununla beraber değişken kişiliklerinin kötü niyeti ile de hareket ettiler. ve gürültülü adalet ve tutumları ile düşmanlarının kanlarını dökmek istediler.
Porém movidos pelas más intenções de suas personalidades volúveis e clamando justiça e rectidão derramam voluntariamente o sangue dos seus inimigos... e também o seu.
Çok sıcak, kalabalık, gürültülü ve yaşlı.
Bem, eu acho que ela é quente, sobrepovoada, barulhenta e velha.
Ben seksten ve kıskançIıktan ve bu günlerde çocukların dinlediği o gürültülü müzikten yapıImışım.
Eu sou má com o... Sexo e a inveja e aquela música alta que nós miúdos ouvimos hoje em dia.
- yoksa, komşuları uyandıracak kadar gürültülü bir parti mi?
- ou um encontro musical?
Toplantı, kısadır, yumuşak müzikler vardır, partide, sos ve daha az yumuşak müzikler vardır, muhtemelen oldukça fazla bira bulunur, komşuları uyandıracak kadar gürültülü bir partide bol bol gürültü ve az engel vardır.
Bem, uma reunião tem queijo brie, e música calma, uma festa tem molho, menos música calma, e uma quantidade considerável de bebidas com malte, e um encontro musical, bem, tem muita música e um pouquinho de encontro.
- Komşuları uyandıracak kadar gürültülü bir parti.
- Encontro musical.
- Çok gürültülü, değil mi?
- Há muito barulho?
Haşmetleriyle olan ilişkim oldukça gürültülü.
Minha relação com Sua Eminência sempre foi turbulenta, não posso chamá-lo a cada 10 min.
Çok gürültülü olduğunu duymuştum.
Ouvi dizer Que são muito barulhentos
Başka bir gürültülü reklam yerine bir mesajı tercih ederim.
Prefiro uma mensagem a ver outro anúncio mau.
Terasa koşup, etrafıma baktığımda kimse yoktu, sonra gürültülü bir şekilde gaz çıkarmıştım.
Sai para o terraço, olhei para a esquerda, para a direita e deixei sair os gazes.
"Buralar çok gürültülü."
Que os tambores soem ruidosamente
Bence en gürültülü sessizlik herkesin herşeyi söylediği yanlış ve 300 kez söylediği anlardır.
Os silêncios mais pesados são aqueles em que já não há mais nada a dizer, ou porque já nos ferimos 300 vezes.
Bu gece parti düzenliyoruz. Biraz gürültülü olacak Sadece bilmeni istedim.
Vamos fazer uma festa, hoje à noite.
İyi ve gürültülü.
É bom e barulhento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]