Hepsi bu translate Portuguese
16,508 parallel translation
Bottan bulduğunuzun hepsi bu mu?
Isto é tudo aquilo que havia no barco?
Sadece onunla konuşmak istiyoruz hepsi bu.
Só precisamos de falar com ele.
Hepsi bu kadar Şef Boden.
Não será necessário dizer mais nada, Comandante Boden.
Sadece birkaç soru soracağım. Hepsi bu.
Só lhe quero fazer algumas perguntas.
Hepsi bu.
É isso.
Teşekkür ederim, Aram. Hepsi bu kadar.
Obrigado, Aram.
Nasıl yapacağımı biliyorum. Orada yapamadım sadece. Pratik yapman gerek hepsi bu.
Todos os estudantes de medicina, uma vez que começam a lidar com pacientes, acham que são melhores na patologia.
Hepsi bu.
É só isso.
Benden daha güçlüydü hepsi bu.
Ela subjugou-me... Final da história.
Şimdi bilmen gerekenin hepsi bu.
Isso é tudo o que precisas de saber por agora.
Hepsi bu.
Só isso.
Sana istihbarat konusunda yardım ettim. Hepsi bu.
Ajudei-te com informações, mas é só isso.
- Temiz. Hepsi bu kadar mı?
É só isso que eles têm?
Üstleniciler, onların ekstra ateş gücüne ihtiyaçları vardı... Bu yüzden onlara yardım ettim, ama hepsi bu.
Os empreiteiros, eles precisam de mais explosivos, e eu ajudo-os, só isso.
- Hepsi bu mu?
Só isso?
Hepsi bu kadar mı Grey?
É tudo, Grey?
Sadece küçük bir alışveriş hepsi bu.
É um pequeno negócio. É só isso.
Hepsi bu mu?
E depois? É tudo o que tem?
Hepsi bu.
E é tudo, pessoal.
Tamam mı? Hepsi bu. Hepsi bu.
- É só isso, a sério.
Hepsi bu.
E é tudo.
Hepsi bu kadarcık mı?
Só dão isto?
Kısa bir süre için bile olsa, onu kontrolsüz şekilde görmek zihin açıcı, hepsi bu.
Este vislumbre dele... De não estar no controle, esclarece muito, é só isso.
- Emir komuta zinciri, hepsi bu.
Cadeia de comando. Só isso.
Hepsi bu kadar mı?
Só isso?
Hepsi bu. - Öyle mi?
- De certeza?
Hepsi bu kadar.
Já temos toda a gente.
Elimdeki bu şey, hepsi bunun içindi değil mi?
Isto aqui, é isto a causa de tudo, não é?
Kamu hizmetinde bulundum hepsi bu ama sabıkamda bu var, anlıyor musun?
Fiz serviço comunitário e foi só isso, agora já sabe.
Bu tekniği geliştirmek büyük bir yetenek gerektiriyor ancak hepsi bu işi kavrayamamış.
É preciso muita habilidade para dominar esta técnica, mas nem todos têm a manha.
Pekâlâ. Hepsi bu kadardı.
Então, já está.
Senin ne boyayacağını görmeye meraklıyım hepsi bu.
Estou curiosa para ver o que pintarias.
Gönderdiklerinin hepsi bu mu?
Isso é tudo que enviaram?
Hepsi bu kadar galiba.
Acho que é só isso.
Hepsi bu.
Isso é tudo.
Hepsi bu mu?
É tudo o que tem?
Bu bilgisayarların hepsi bozulmuştu.
- Estes computadores estavam avariados.
Hepsi bu.
Mais nada.
Hepsi bu.
O que devemos fazer?
Hepsi bu mu?
- Só têm isso?
Bu adamlar.. Hepsi silahlı olacak, Onlar çok tehlikeli..
Estes homens estão armados, são muito perigosos...
Bu üste çalışanlar bir çok alanda uzmanlar çoğunlukla askeri alanda ; hepsi yanlış ellerde tehlikeliler.
Os trabalhadores desta base são óptimos em infinitas áreas, a maioria militar, todas letais nas mãos erradas.
Olan her şey Sinclair'in peşime düşüşü, Asher'ı kullanması, şimdi bu hepsi dördünüzün yaptığı şeyle başladı!
A Sinclair a vir atrás de mim, a utilizar o Asher, agora isto... Tudo começou com o que vocês os quatro fizeram!
Bu benim hatam, hem de hepsi.
A culpa é minha. Tudo.
Hepsi bu kadar.
Só preciso disso.
- Hepsi bu.
Só isso.
- Hepsi bu kadardı Tandy.
São todos, Tandy.
- Dawson için endişelendim sadece, hepsi bu.
Só estou preocupado com a Dawson.
Teste ihtiyacı olan sistemler bu kadardı ve hepsi testten yüksek notla geçtiler.
Esses sistemas precisavam ser testados, e passaram com louvor.
Belki hepsi sadece düşüncesizlikti, bizi hasta eden tüm bu kararlar ve.. çok önemli sandığımız seçimlerimiz.
Pode ser tudo insignificante, todas estas decisões que nos fazem agonizar ou as escolhas que achamos tão importantes.
Hepsi bu.
É simplesmente isso.