Iki gün içinde translate Portuguese
668 parallel translation
Ama şu Kermalı kazıcıları bu işle görevlendirirsek, iki gün içinde orada bir şey olup olmadığını anlarız.
Mas se pusermos os cavadores de Kerma a trabalhar, em dois dias sabemos se há alguma coisa.
Hey dinle, burada bir adam iki gün içinde dönmezse. Ölmüştür, bir daha dönmez.
Ouça, senhora, quando alguém desaparece aqui por dois dias, está morto.
On gün bekleyeceğime iki gün içinde sana evlenme teklif ederdim.
Teria pedido que casasses comigo em dois dias, e não dez.
En fazla iki gün içinde de, yerime başkası geçer.
Ao fim de dois dias, mandavam alguém substituir-me.
Bir iki gün içinde tamamen iyileşir, Bay Kane.
Ela ficará bem em um ou dois dias, Sr. Kane.
- Bir iki gün içinde.
- Nalguns dias.
- İlaç bir ya da iki gün içinde burada olur.
- O homem voltará num dia ou dois. - Um dia ou dois... pode ser tarde demais.
Bir iki gün içinde çıkagelir.
- Ninguém sabe. Possivelmente aparecerá em um par de dias.
Bizi iki gün içinde haritadaki G-285906 referanslı noktada arayın.
Procurem-nos dentro de 2 dias na localização no mapa, G-285906.
Bir ya da iki gün içinde evine bazı belgeler getirecek. Bunu yaptığında sana haber veririm.
Daqui a uns dias ele vai levar uns documentos.
Bir iki gün içinde ona yazarım.
Vou escrever dentro de um ou dois dias.
- Süvari iki gün içinde burada olacak.
A cavalaria estará aqui em dois dias.
Bu son iki gün içinde değişti.
Mudou por estes dias.
Bir iki gün içinde olacak değil mi?
Será dentro dos próximos dias, não é?
Şey, bu gece değil, ama bir iki gün içinde.
Hoje à noite, não, mas daqui a um ou dois dias. Por favo.
- O iki gün içinde gidecek.
- Ela parte daqui a dois dias.
Bir iki gün içinde kafası düzelecektir.
Talvez num dia ou dois o seu estado de espírito melhore.
Dikkat, iki gün içinde yola çıkıyoruz.
E cuidado! Daqui há 2 dias...
Son iki gün içinde kariyer hayatımda iki kez aynı şeyle karşılaştım. Cesedin midesinde idrar buldum.
Pela segunda vez na minha carreira, no espaço de dois dias, encontrei urina no estômago do falecido.
Yiyeceksiz bir iki gün içinde ölür.
Daqui a uns dias, sem comida, não sobreviverá.
İlk etapta güçlü omuzlarıyla direnmeye çalışsa da, bir ya da iki gün içinde, ezilerek hayatını kaybeder.
Mas passado um dia ou dois ele cede, é esmagado e morre. A primeira vez que ele pensa, morre.
Tapu senedinizi bir-iki gün içinde size ulaştırırım.
Terei a escritura pronta dentro de um ou dois dias.
General Patton iki gün içinde hücuma geçiyor.
O General Patton Iançará a ofensiva dentro de dois dias.
Sizi bir iki gün içinde bulurum.
Junto-me a ti daqui a dois dias.
Montag bir iki gün içinde heyecan verici haberler alacak.
O Montag talvez vá ouvir boas notícias num dia ou dois.
Bir iki gün içinde mutlaka yakalanırsınız da ondan.
Porque vão ser detidos muito antes.
Bir iki gün içinde hazır olur.
Mais duas noites e estará pronta.
Yarın ya da en geç iki gün içinde para elimde olacak.
Amanhã ou em dois dias no máximo terei o dinheiro.
Onu iki gün içinde arayacağım, çünkü konuşmamız gereken çok şey var.
Ligarei para ela daqui a dois dias, temos muito que falar.
Bir veya iki gün içinde geçecek.
Passam dentro de um par de dias.
Bir iki gün içinde Vogel'i yakalayamazsak Santi ondan haber alacak.
Se não apanharmos o Vogel dentro de um ou dois dias, o Santi irá receber notícias dele.
Önümüzdeki bölge, iki gün içinde Nazilerle kaynayacak.
Está cheia de vacas. Posso atravessá-la em dois dias.
İki gün içinde dört el bombası atıldı, bira fabrikası ateşe verildi.
Quatro granadas atiradas contra nós em dois dias e a destilaria ardeu.
İki gün içinde orada olacağız.
Estaremos lá dentro de dois dias.
İki gün içinde G-285906'da.
G-285906 dentro de dois dias.
- İki gün içinde buradan gidersin.
- Sairias daqui dentro de dois dias.
İki gün içinde hazır oluruz.
Daqui a uns dois dias estaremos prontos.
- İki gün içinde paranı ikiye katla.
- Duplica o seu dinheiro em dois dias.
İki gün içinde, Şikago'da Ambassador East'te olacaksınız.
Dentro de dois dias, é esperado no Ambassador East em Chicago.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
Perto daqui, pessoas estão lutando e morrendo... e devemos juntar-nos a elas. Mas eu juro... sobre o cadáver deles... que virá o dia em que árabes e judeus compartilharão... na vida... esta terra que sempre compartilharam na morte.
İki gün içinde her şey bitmiş olacak.
Deve desaparecer tudo em dois dias.
Son iki gün, denizin içinde gibiydik!
Nos últimos dois dias choveu a cântaros.
Evet, Spang, aynı gün içinde iki kez seni göreceğimi hiç düşünmemiştim.
como vais Spangler? Não pensei que veria outra vez no mesmo dia.
Ana saldırı grubu, Kraliyet mühendis komandoları iki ya da üç gün içinde gelecek.
A força principal do ataque chega em aproximadamente 3 dias.
İki üç gün içinde birşeyiniz kalmaz.
Daqui a dois ou três dias, já poderá levantar-se.
- İki gün içinde Concho'ya gideceğiz.
Partimos para Concho dentro de dois dias.
İki gün içinde bu uluslararası bir olay olacak.
Daqui a dois dias isto torna-se um incidente internacional.
İki gün içinde onu, bazı cevaplar almak için uyandırmalıyım.
Dentro de dois dias acorde-o ligeiramente e veja como responde.
İki üç gün içinde dönerler.
Voltam daqui a dois ou três dias.
İki gün içinde sana haber vereceğim.
- Bom, dois dias. Eu espero. - Então, ligo-lhe daqui a dois dias.
İki gün içinde Villa ve Zapata güneyden ve kuzeyden aynı anda saldırıya geçecek.
Em dois dias, Villa e Zapata vão atacar simultâneamente do norte e do sul.
iki gün sonra 30
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün mü 20
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün mü 20
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18