Iki saat içinde translate Portuguese
574 parallel translation
iki saat içinde buluşuruz.
Encontramo-nos daqui a duas horas.
Bir iki saat içinde orada olurlar.
Eles devem chegar lá daqui a umas horas.
Bir iki saat içinde iyileşirim.
Já fico bom.
O bir iki saat içinde, topun peşinden koşan bir futbol yıldızı gibiydim.
Fui, nessas curtas horas, o grande DiMaggio a retroceder, retroceder para uma bola alta.
Toplantı iki saat içinde başlayacak.
A reunião começará daqui a duas horas. senhor?
Bir iki saat içinde Birleşmiş Milletler Noel mesajımızı alacak.
Daqui a umas horas, as Nações Unidas receberão os meus votos natalícios.
Kaptan Kirk, gezegende düşmana yenilirse Enterprise iki saat içinde patlayacak.
A Enterprise explodirá dentro de 2 horas, se o Capitão for derrotado pelo inimigo do planeta.
Fotoğraf, bir iki saat içinde elimize geçecek.
A foto chega dentro de poucas horas.
Onu iki saat içinde ofisime getir.
Quero-a no meu gabinete daqui a duas horas.
- "Siz ve avukatınız iki saat içinde Abe ve Mabel'de olun."
Vão ter ao'Abe e Mabel " dentro de 2 horas.
Atların dizleri iki saat içinde suya batacak.
Vão ter água pelos joelhos daqui a duas horas.
Neyse, yaklaşık iki saat içinde Alderaan'da olmalıyız.
De qualquer forma, chegaremos a Alderaan por volta das duas horas.
Almanlar bir iki saat içinde burada olur.
- Os Alemães estarão aqui numa ou duas horas. - Céus!
İnsanları şu taraftan boşalt çünkü iki saat içinde yürümeye başlamak istiyorum.
Tire todos da frente, pois quero partir daqui a duas horas.
Şov bittikten sonra iki saat içinde buradan yok olur musun?
Sair daqui dentro de 2 horas após o fim do show?
Hapishaneye bir sonraki gidiş iki saat içinde.
A próxima partida para a prisão será daqui a duas horas.
Bir iki saat içinde ensenizde ulusal muhafızlar olacak.
Estarão cercados pela Guarda Nacional daqui a uma hora ou duas.
Bir iki saat içinde görüşürüz.
Vemo-nos daqui a algumas horas.
Yetmiş iki saat içinde ABD bandıralı 3000 tekne Küba'ya doğru yola çıktı.
Em setenta e duas horas, 3.000 barcos americanos foram para Cuba.
Bir iki saat içinde ofise geri getiririz.
Eu levo-o para a esquadra daqui a umas horas.
Bizi iki saat içinde yetimhanenin doğusundan al.
Apanhe-nos na clareira 800 metros a leste do orfanato, daqui a duas horas.
Neyse, karım ve çocuklarım iki saat içinde Telle Köprüsü'nde olacaklar, hiç değilse gidip onları oradan almalı - -
Não lhes faltam aviões militares. A minha mulher e filhos estão na ponte do Telle daqui a umas horas.
Bir iki saat içinde bu lanet olası yerin altını üstüne getirecekler.
Vão destruir isto em pouco tempo.
İki saat içinde ayrılmış olacağım, kesin.
Partirei dentro de duas horas. A ver vamos.
İki saat içinde, Ma Tarte'de.
No Ma Tarte em duas horas.
İki saat içinde.
Em duas horas.
İki saat içinde.
Daqui pelo menos a duas horas.
iki saat 15 dakika içinde burada olacak.
Está no horário. Chegará dentro de 2 horas e 15 minutos.
İki saat içinde buradan gideceğiz.
Só ficaremos aqui mais duas horas.
İki dakika içinde bu binadan çıkacaksın. O saat bak...
Se não sais desta casa dentro de 2 minutos por aquele relógio...
İğne iki üç saat içinde etkisini kaybeder.
O efeito passará em três horas.
Hepsi iki buçuk saat içinde.
Todos em duas horas e meia.
İki, üç saat içinde.
Daqui a duas ou três horas.
- Bir saat içinde, iki saat sürmez.
- Dentro de uma hora, duas no máximo.
İki saat içinde açılış var, eve git de giyin.
Vamos abrir o clube daqui a duas horas, por isso, vai vestir-te.
İki saat içinde sağlıklı olmalı.
Quero-o em forma, em duas horas.
İki saat içinde geri dönmezsek, bizi beklemeyin.
Se não regressar-mos dentro de 2 horas não espere por nós.
İki saat içinde senin iskeleye yanaşacağız.
Vamos aportar ao seu lado direito daqui a 2 horas.
İki saat icinde orada olur.
Ok, ele vai estar lá em poucas horas.
İki saat içinde burayı terketmezsek hiç gitmesek de olur.
Se não saímos daqui a 2 horas, ainda cá ficamos.
İki saat içinde Evans City'de olmalıyım.
Devo estar em Evans City daqui a duas horas.
"İki saat içinde parayı görmezsem bir şey kabul etmiyorum."
Não digo nada sem ver o dinheiro. Daqui a 2 horas.
Bu iki buçuk saat içinde demek.
É dentro de duas horas e meia.
Bugün neler oluyor böyle? Biliyor musun, bu iki saat içinde altıncı acil durum.
Mas que raios... se passa hoje?
- Bu raporda teyit edildi. Yedi saat içinde Refik iki atom bombası alacak. Ve onları yarın kullanacak.
- Este relatório confirma que, precisamente daqui a sete horas, o Rafeeq irá receber duas bombas atómicas e irá usá-las amanhä.
İki saat içinde buradan gitmek istiyorum, Haydi başlayalım.
Certo. Quero sair daqui a duas horas. Toca a despachar.
2 saat içinde, iki tanesi kürtaj yaptırdıklarını anlattı.
Em menos de duas horas, duas delas me disseram que fizeram aborto.
Kaybetmek mi? İki saat içinde, yaşayan en zengin uşak olacaksın.
Dentro de umas horas, serás o mordomo mais rico do mundo, meu.
İki saat içinde öğreneceğim.
Saberei daqui a duas horas.
İki saat içinde size geri dönerim.
Contacto-vos daqui a umas horas.
İki saat içinde ne istersen olacak.
Vais ter tudo o que queres em duas horas.
iki saat 66
iki saat önce 19
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki saniye 32
iki şey 18
iki seçeneğin var 18
iki seçeneğimiz var 18
iki saat önce 19
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki saniye 32
iki şey 18
iki seçeneğin var 18
iki seçeneğimiz var 18