English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Inanamazsın

Inanamazsın translate Portuguese

856 parallel translation
Biraz saygının, en karmaşık meseleleri... nasıl hallettiğine inanamazsınız.
Ficaria surpreendido como um pouco de delicadeza... ajuda a resolver os problemas mais complicados.
Konstantinopol'de neler olduğunu sana anlatsam... inanamazsın.
Se lhe contasse o que se está a passar em Constantinopla, não acreditaria.
- Olanlara inanamazsın.
George. Nem sabes o que me aconteceu.
Buna inanamazsın, tatlım, ama başı ne kadar dertte olursa olsun Sokak Köpeği, daima bir çıkış yolu bulur.
Não vai acreditar, querida. Mas seja em que confusão estiver esse Vagabundo sempre encontra uma saída.
Tüketilen likör miktarına hayatta inanamazsın.
Não vão acreditar na quantidade de bebida que consumiram.
Ciro öyle harika bir çocuk ki inanamazsın.
Sabes, o Ciro tornou-se um rapaz extraordinário, nem imaginas.
Ben, ne kadar sevimli olduğuma inanamazsın.
Ben, nem podes crer como fui fácil de amar.
Her şeyin nasıl sevgi dolu olduğuna inanamazsın Ben.
Nem acreditas, Ben, como tudo foi adorável, tudo isso.
1 7 yaşının tadını çıkar, ne kadar çabuk geçtiğine inanamazsın.
Aproveita bem os teus 17 anos. Eles não duram para sempre.
Nasıl bir sabah yaşadım, anlatsam inanamazsın.
Só que tive uma manhã terrível. Nem dá para descrever.
Orada, topraktan neler çıktığına inanamazsın.
Nem acreditavas no que eles estão a encontrar lá no subsolo.
İtiraf edeyim, biraz yağlıdır, ama ne kadar lezzetli olduğuna inanamazsınız, özellikle de açsanız.
Gordurosa, admito, mas ficariam surpreendidos com a delicadeza do sabor, especialmente quando se está morto de fome.
- Dediklerine inanamazsın.
- Nem imagina o que ele disse.
O kadar fazla ölü var ki, inanamazsınız.
Não acredite muito no que vêem teus olhos.
Buraların ne kadar değiştiğine inanamazsın.
Nem acreditas como este lugar mudou.
Komutanım, bir Çinliyle dolaşan bir kadına inanamazsınız.
Não me diga que acredita numa mulher que anda por aí sozinha com um chinoca.
İsa, öyle bir hit yaptın ki inanamazsın
Jesus, não vais acreditar No sucesso que fizeste Por aqui
Çıkan sorunlara inanamazsınız.
Nem imagina os problemas que tenho.
Seni ne zamandır arayacaktım, ama evin işleriyle nasıl meşgulüm, inanamazsın.
Há vários dias estou para te ligar, mas nem imagina como a casa tem me mantido ocupada.
Kendini görmeliydin, asla inanamazsın!
Se te visses, nem acreditavas.
İtalya'nın ne kadar değiştiğine inanamazsın.
Você não sabe como a Itália mudou.
Benim gibi zengin bir kadının fakir birini bulmaya çalışmasının ne hoş bir his olduğuna inanamazsınız.
Uma mulher rica raramente encontra alguém desinteressado por dinheiro.
O kadar güvenli ki inanamazsın.
Tão seguro que não dá para acreditar.
Buna inanamazsın.
Não acreditarias!
Az önce kuyruğu bacaklarının arasında bir şekilde buraya kimin geldiğine inanamazsınız.
Vocês não adivinham quem acaba de entrar... com o rabo entre as pernas.
Nasıl davrandıklarına inanamazsın.
Viste? Nem consegues acreditar no que se está a passar.
Geçen haftanın nasıl geçtiğine inanamazsın.
Nem imagina a semana que tive na semana passada.
Gelen telefonlara inanamazsın.
Nem vais acreditar nas chamadas.
Benimkine inanamazsın.
Nem vais acreditar no meu.
Okuduğun her şeye inanamazsın.
Não se pode acreditar em tudo o que se lê!
Buradaki insanların meziyetlerine inanamazsın.
Nem te passa pela cabeça a gente que aqui anda.
Nasıl başardığımıza inanamazsınız.
Nem vais acreditar como o fizemos.
Bir bacakta ne kadar çok sinir ucu olduğuna inanamazsın.
Nem imaginas as terminações nervosas que a perna tem.
Ameliyat sonrası ne kadar kötü bir havada olduğuma inanamazsın. Seni haftaya ararım.
Não imaginas como fico de mau humor depois de uma cirurgia.
B.A birkaç yaratıcı adamın kısa süre içinde, sınırlı malzeme ve büyük marifet ile neler yapabileceğine inanamazsın.
Bem, BA... É impressionante, o que alguns homens motivados conseguem fazer em tão pouco tempo com uns simples instrumentos e muito engenho.
Haberlerde duyduğun her şeye inanamazsın.
Ele não deve acreditar em tudo, o que dizem nas notícias.
Teşekkürler ama kalmayayım, sağ olun. İşime ne kadar geç kaldığıma kesinlikle inanamazsınız.
Obrigado, mas não imagina como estou atrasado para trabalhar.
Öyle ki gözlerine bile inanamazsın.
Tão boa que não a consegues distinguir da falsa.
Bu gece başıma gelenlere inanamazsın.
Nem acredita naquilo por que passei esta noite.
"Bu gece başıma gelenlere inanamazsın." dedim.
Disse : "Näo acredita naquilo por que passei esta noite."
İnanamazsınız, tıpkı ben.
Nem imagina, é a minha cara.
İnanamazsınız.
Não ia acreditar...
İnanamazsın, o...
Não faz ideia.
İnanamazsın.
Nem imaginas.
İnanamazsınız.
Não ia acreditar.
Bunu görmelisiniz, gözlerinize inanamazsınız.
Deviam ver isto. Nem vão acreditar.
İnanamazsın ne kadar ünlü olduk.
Não calculas como somos famosos.
Oh Allahım! İnanamazsınız.
Nem queiram saber, meu Deus!
Delice bir nefret. İnanamazsınız.
Uma espécie de ódio doentio.
İnanamazsın...
Você nem...
İnanamazsın.
Nem dá para acreditar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]