English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Inanmalısın

Inanmalısın translate Portuguese

1,146 parallel translation
Bana inanmalısın.
Tem de acreditar em mim!
Gözlerimle gördüm. Bana inanmalısın.
Eu já vi. Precisas acreditar em mim.
Bana inanmalısın.
Tens de aceitar a minha palavra.
Ona inanmak zorunda değilsin ama onun inanadığına inanmalısın.
Você não tem que acreditar nele, mas você tem que confiar nele, e confiar no que ele acredita.
Tamamen kendine inanmalısın.
Tem de atacar com tudo o que tem.
Bana inanmalısın.
Tens de acreditar em mim.
Yeterince eğlendin. - Bana inanmalısın, şaka değil bu!
Precisa acreditar em mim!
Ama sen orada olup, bana inanmalısın.
Mas preciso de ti lá para acreditares.
Elbette bulabilirsin... Ama inanmalısın.
Vamos sim Temos que acreditar.
Bana inanmalısınız.
Têm de acreditar em mim.
Bana inanmalısınız O bir hırsızdı
Ela era ladra Não há dúvida
Buna inanmalısın çünkü seni kaybetmeyeceğim, Jake.
Você tem que acreditar nisso Porque eu não vou de perder, Jake.
Buna inanmalısın.
Podes acreditar nisso.
Bana inanmalısınız.
Tens de acreditar em mim.
Banan inanmalısın!
Tens de acreditar em mim!
- Vic, bize inanmalısın.
- Vic, tens que acreditar em nós.
Lütfen. Bana inanmalısınız.
Por favor, tem que acreditar em mim.
Bayan Lane, bana inanmalısınız.
Ms. Lane, tem de acreditar em mim.
Bana inanmalısınız. Onu ben öldürmedim.
Têm que acreditar em mim.
Bana inanmalısın!
Tens de acreditar!
Bakın, bana inanmalısınız.
Escute, têm de me ouvir! Eles vêm aí!
- Bana inanmalısın!
- Tens que acreditar em mim!
Bana inanmalısın.
Tens que acreditar em mim!
Bana inanmalısınız!
Têm de acreditar em mim!
Gerçekten Jane, bana inanmalısın.
Acredita no que te digo, Jane.
Buna inanmalısın.
Tens de sentir o que dizes.
Bana inanmalısın, Gib.
Tem de me acreditar, Gib.
ancak seni incitmeyecektim. - Bana inanmalısın.
Deu-me algo de terrível e escuro, mas não te ia magoar.
Vermedim! Bana inanmalısın. Vermedim!
Não fiz nada, tem de acreditar em mim!
- Bence gücünün ne olduğunu düşünüyorsan buna inanmalısın.
- Tu é que deves acreditar.
Beyler, bu üç sistemin de en son teknoloji ürünü olduğunu söylediğimde bana inanmalısınız.
Acreditem, cavalheiros, estes três sistemas são do melhor que há.
Dr. Solomon, insanlara daha fazla inanmalısınız.
Você tem de confiar mais nas pessoas.
- Lütfen bana inanmalısınız.
- Precisa acreditar em mim.
Ama içimde, inanmalısın ki, inanmıyor musun
Mas, por dentro, temos de acreditar, não é?
Bana inanmalısın.
Têm de acreditar em mim.
Bana inanmalısın.
Pode acreditar.
Çıkış yolunu bulabilirsin. Bana inanmalısın.
Pense que eu trato de nos pôr lá em baixo.
Büyüdüğünde ara beni. Bana inanmalısın!
Precisas acreditar.
İnanmalısın.
Mas devia.
İnancını yitirdin. İnanmalısın...
Tens que acreditar.
Dinle, bana inanmalısın.
Acredite.
İnanmalısın, Benjamin.
Tens de acreditar, Benjamin.
- Bana inanmalısın.
- Tens de acreditar em mim.
İnanmalısın, dostum.
Mas devias ser, meu.
Yapabilirsin, Kung Lao. İnanmalısın.
Faz isto, Kung Lao Acredita!
Bir şeylere mutlaka inanmalısın.
Temos de acreditar nalguma coisa.
- Evet, sana inanıyorum! İnanmalısın.
Acreditas mesmo?
İnanmalısın, Jane.
Deve acreditar, Jane.
İnanmalısın..
Deve acreditar...
Bana inanmalısın.
Tens que acreditar em mim.
Babanın can düşmanını sırf ısı keyfi için davet ettiğine mi inanmalı mıyım?
Devo acreditar que convidou o inimigo figadal do seu pai só para desfrutar do calor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]