English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Isle

Isle translate Portuguese

3,325 parallel translation
Dumanla karışık isle örtülü.
Misturado com fumo, oculto pelo carvão.
Bekle, isle ilgiliyse umrumda değil.
Espera, se for sobre trabalho, não me interessa.
Sonny'nin bu işle bir bağlantısı olmalı.
O Sonny deve ter uma ligação com isto.
Bay Reese, sanırım Maryland Milis'inin bu işle bir alakası yok.
Sr. Reese, a Milícia de Maryland não deve preocupar-nos.
Çok kötü bir şoktu ama yemin ederim bu işle bir alakam yoktu Daphne.
Foi um choque terrível, mas juro que não tive nada a ver com isso, Daphne. - Largue a arma!
Çok sayıda adamımız bu işle ilgileniyor ve yüz tanıma programı uluslararası sınırlarda tetikte.
- Tenho buscas no Caleidoscópio e alertas de reconhecimento facial em todas as fronteiras.
Onun gibi yeni gelenler, işle meşgul olanları anlmazlar.
Recém-chegados como ele nem sempre entendem o alcance do trabalho envolvido.
Pekâlâ, dinle, işle ilgili bir şey çıktı.
Está bem, ouve, surgiu uma coisa no trabalho.
İşle ilgili.
Uma coisa do trabalho.
Sadece... İşle ilgili.
É sobre trabalho.
Ben Arlo'yla burada kalayım sen de diğer işle ilgilen.
- Porque não fico aqui com o Arlo e podes tratar da outra coisa?
Kong'un bu işle bir ilgisi olduğunu düşünüyoruz.
E temos razões para acreditar que o Kong e isto, está ligado.
Ayrıca bu işle uğraşırken daha fazla tortellini artık yok!
E já que estamos a falar nisto, não há mais tortellini para ninguém!
Bu işle alakalı olmalı.
Deve ser este trabalho.
Ne tür bir işle ilgileniyorsun?
E em que rumo de trabalho estás interessado?
Problemin benimle mi yoksa işle mi?
Sargento o teu problema é com o trabalho ou comigo?
İşle.
O trabalho
Yok babacığım, işle ilgili bir partiydi.
Não, pai, foi uma festa de negócios.
Bu işle yakından ilgilenir misin Bruce?
Importava-se de tomar conta disso, Bruce?
İşle ilgili yardımcı olacak.
Ele vai-nos ajudar com o negócio.
Bunun sadece işle alakalı olduğunu söylemiştin.
Que eram apenas negócios. Isto são negócios?
- Ne işle uğraşıyorsun Salih?
- O que fazes, Saleh?
Küçük bir kuş bulaştığınız öteki işle ilgili bana bir şeyler fısıldadı.
Um passarinho contou-me dos outros negócios.
Telefon işle ilgiliydi.
O telefonema era sobre isso.
Yazı editöründe verileri ayrıştırmalısın daha sonra araştırılabilir veritabanına işle.
Tens de analisar os dados num editor de texto e depois envias para um banco de dados de pesquisa.
Hep işle ilgiliydi.
Sempre foi uma questão de negócios.
Bu işle ilgili aklından çıkarmaman gereken en önemli şey asla duygusal bağ kurmamaktır.
Lembre-se de uma coisa muito importante aqui, não se envolvam emocionalmente.
Benim bu işle en ufak bir alâkam yok, tamam mı?
Não tenho nada a ver com isto.
- Kusura bakma, işle ilgili.
- Desculpa, trabalho.
Pekala, Jerome'un amcasının işle ilgili biraz daha bilgi talep ettiği ortaya çıktı.
O tio de Jerome exigia um pouco mais de qualificações, por isso...
Howard işle yakından ilgilenmediğini açıkça söyledi.
Howard, nunca fez segredo do facto de não estar interessado no negócio.
Bu işle bir ilgisi olan herkesi sikeyim!
E para todos os envolvidos, f * dam-se!
Ne işle uğraşıyorsun, Ed?
Que tipo de trabalho faz, Ed?
Pardon ama güzel olmanın işle ne alakası var?
Desculpe, que tem a beleza que ver com isto?
- Onun bu işle ilgisi olduğunu biliyorsun.
Sabes bem que ele tem a ver com isso.
Bu işle hala uğraşan bir tek sen kaldın.
És o único que ainda cá está.
Aslında sadece işle alakalıydı çünkü otel etkinlikleri orada yapmasını istiyordu.
Foi de facto uma escapadela de negócios porque o hotel estava a tentar que ela realizasse eventos ali.
O gece, o işle bir ilgim yoktu.
Sabes, naquela noite eu não fazia parte de nenhum plano.
Madem bu işle ilgilendin, sonuna kadar git işte!
Então, se estás a tratar disso, trata disso.
Yaptığımız işle bir ilgisi var mı?
Isto tem algo que ver com o negócio?
Anne bağlantısı olsun veya olmasın, beni bu işle ilişkilendiremezler.
Eles não podem implicar-me nisto, com mãe ou sem mãe.
Tek problem Richard Francis'e bu gece işle ilgilenmeyeceğime söz verdim. - Bu gece onunla yemeğe gideceğiz.
O único problema é... eu prometi para Richard Francis que tiraria uma noite para jantar com ele.
Kalkıp bu işle ilgilenmektense mezarına papatya koyan bu ikisini hayal etmen benim anıma hakaret.
Aidan, escuta. É um insulto à minha memória que preferias imaginar estes dois a atirar margaridas para a tua campa do que levantares-te e fazer algo quanto a isto.
Üstümüzü işle kirletmeden önce duşa girmek istemez misin?
Não queres tomar banho antes de nos sujarmos com trabalho?
İşle ilgilendiğimi söyle onlara.
Diz-lhes que estou a tratar disso.
Yardımcılarımdan birini bu işle görevlendireceğim.
Eu passo-a a um dos deputados e giro isso.
- İşle ilgili bir mesele.
- Trabalho.
Ben de, duruma uygun olarak, bu işle para kazanıyorum.
E eu, convenientemente, faço isto como ganha pão, por isso...
Kişisel mi, işle ilgili mi?
- Pessoal ou profissional?
Sen de çok sevdiğin bir işle uğraşmalısın.
Também deves fazer algo que realmente, gostes.
Eğer ki işle alakalıysa, mesaj bırakın.
Se tem que ver com negócios, deixe mensagem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]