Istemezdim translate Portuguese
3,212 parallel translation
100 yaşıma kadar yaşamak istemezdim. - Neden?
Não gostaria de viver até aos 100 anos.
Ben kazansaydim para istemezdim senden.
Se tivesse vencido, não esperava que me pagasses.
Film yapımcılarımdan birinin burnunu kanatmak istemezdim ama sen beni zorladın buna.
Não queria que um dos meus realizadores preferidos ficasse com a sangrar do nariz, mas tu obrigaste-me.
Kamikaze yüzünden başını derde sokmak istemezdim.
E eu não queria meter-te em sarilhos com o Sacode Crânios.
Benden duymanı istemezdim Steph ama galiba kızdan hoşlanıyor.
Lamento desiludir-te, Steph, mas parece-me que ele gosta dela.
Göze göz yapmak istemezdim.
Desculpa. Não tenho muito jeito para contra-ataques e levei uma arma para uma luta de facas.
Rahatsız etmek istemezdim.
Desculpa incomodar-te se for má altura.
Arkamdan atıp tutmanı da istemezdim. Haklısın.
Também não quereria que te queixasses nas minhas costas.
Rahatsız etmek istemezdim bayım ama müşterilerin restoranda uyumasına izin verilmiyor.
Desculpe fazer isto, mas os clientes não podem dormir no restaurante.
Sana ona körü körüne kapıldığını söylemek istemezdim dostum ama bundan daha iyisini başarabilirsin.
Al, não te disse antes porque estavas todo apaixonado, mas consegues melhor, meu.
Bunu söylemek istemezdim canım,... Ama senin Meryem Ana kız arkadaşın sensizken biraz yarak yemiş sanki.
Lamento informar-te, querida, mas acho que a tua namorada andou a brincar com pilas sem ti.
Bunu söylemek istemezdim ama burada mutlu değil.
Não queria dizer-te, mas ela não está feliz aqui.
Bay Whitsett şu anda sizin yerinizde olmak istemezdim.
Sr. Whitsett, não gostaria de estar na sua pele.
İnan bana bunu yapmak istemezdim ama arkada bacaklarımı kıracak olan bir avukat takımı var ve bacaklarımı gördün mü bilmiyorum ama benim yaşımdaki bir kadına göre oldukça seksiler.
Juro que não o quero fazer, mas há esta equipa de advogados que m e partiria as pernas, e eu não sei se já viste as minhas pernas, mas para uma miúda da minha idade elas ainda são bastante sexy.
Bu kadar açık sözlü olmak istemezdim ancak açıkça görünüyor ki beraber çalışacağız o yüzden bu konuyu yolumuzun dışına çıkarmalıyız.
Não queria ser tão evidente assim, mas aparentemente todos nós vamos trabalhar juntos, por isso acho que deviamos resolver isto.
Sözünüzü kesmek istemezdim, bay....
Não pretendo interrompê-lo, Sr...
Özür dilerim, seni itham etmek istemezdim.
Não deveria ter reagido daquela maneira. Desculpe, não a devia ter acusado.
Seni böyle zor durumda bırakmak istemezdim Emmitt.
Não queria arranjar-te problemas.
Öyle pat diye dalmak istemezdim.
Não quero intrometer.
Sizi bu saatte rahatsız etmek istemezdim, efendim.
Lamento incomodá-lo a esta hora, senhor.
Seni kovmak istemezdim ama derhal gidip David'in başının belada olup olmadığını anlamalıyım.
Não te quero correr, mas tenho de ir ver se o David está em apuros.
Hayır, ben genellikle bunu demek istemezdim
Normalmente, não é o que quero dizer.
Bölmek istemezdim.
Eu não quis me intrometer.
Biliyor musun, bunu söylemek istemezdim çünkü çıldıracağını biliyorum ama dün gece başka bir şey daha oldu.
Sabes, eu não queria dizer-te isso... Porque eu sabia que te ias passar... Mas algo mais passou-se ontem a noite.
Bunu size söyleyen kişi olmak istemezdim, üzgünüm.
Lamento ter de ser eu a dizer-lhe.
O birkaç haftayı gerçekten kaçırmak istemezdim.
Foi muito bom ter passado por aquelas semanas.
Ajanlık hatıralarınızı bölmek istemezdim ama son görevimizde biraz yardım işimi görür.
Odeio interromper a conversa das pequenas, mas preciso de ajuda na nossa actual missão.
Bunu ben de istemezdim.
Não quereria isso.
Deb, senin bu olaya hiçbir şekilde bulaşmanı istemezdim.
Deb, nunca quis que te envolvesses nisto.
Kusura bakma kulak kabartmana kulak kabartmak istemezdim ama tüm gün seninle konuşabilmek için can atıyordum.
Desculpa, não queria ouvir à socapa o que estavas a ouvir à socapa, mas estive o dia todo à espera para falar contigo.
Söylemek istemezdim ama bu işin kolay kısmı.
Não gosto de o dizer, mas essa é a parte fácil.
Bu konuda tamamen rahat olmasan bunu yapmanı istemezdim.
Agora, eu não te pedia para fazeres isto a menos que te sentisses completamente confortavel.
Seni üzmek istemezdim ama gözetim memuru gelemiyor.
Odeio desapontar-te mas... mas o agente da condicional não se irá juntar a nós.
Bak asker, bu işe karışmak istemezdim ama günlüğü okudum.
Olhe soldado, eu não deveria me meter nisso, mas eu já estou envolvido agora
Seni bu işin içine sokmak istemezdim ama bu adamın durdurulması gerekiyor.
Não te ia colocar nesta situação, mas este homem tem de ser parado.
Acı günümüzü daha fazla karartmayı istemezdim ama biri Jeremy'nin beyninin birazını yemiş.
Não quero piorar as coisas neste já dia trágico, Mas creio que alguém pode ter comido parte do cérebro do Jeremy.
Neşenizin arasına girip zevkinizi kaçırmak istemezdim ama sanırım birisi Kristen'ın plasentasından yemiş.
Ouve, odeio ser um desmancha-prazeres, sobretudo quando há tanta felicidade, mas creio que alguém pode ter comido a placenta da Kristen.
İnan bana, bunun olmasını ben de senin kadar istemezdim.
Acredita, queria que isto não estivesse a acontecer tanto quanto tu!
Benim de ortağımın seks hayatı öyle olsa ben de duymak istemezdim.
Se a minha parceira andasse com este feitio, também não queria nada com ele.
- Evet, bu şimdi olsaydı sonunu duymak istemezdim. - Biliyorum.
Se acontecesse agora, não ia parar de me gabar.
Bu belaya seni de sürüklemek istemezdim.
Não quis te arrastar para esta merda.
Bunu benden duymanı gerçekten istemezdim, ama çok ısrar ettiğin için... Tom benden onun yanına taşınmamı istedi.
Não queria que soubesses disto por mim mas, já que insistes, o Tom pediu-me para ir viver com ele.
Bunu yapmak istemezdim ama başka seçenek bırakmadınız.
Não queria ter de fazer isto, mas não me deixas outra escolha.
Seni bu durumdan uzaklaştırmayı istemezdim ama yardımına ihtiyacım var.
Odeio tirar-te disso, mas preciso da tua perícia.
Sana bu şekilde emri vaki yapmak istemezdim.. ... ama yardım hattını pek aramak istemedim ve gerçek bir Sınır Bilim ajanı olan tek tanıdığım da sensin.
Desculpa aparecer assim, mas não queria ligar para o atendimento, mas és a única pessoa que conheço que é um agente actual da divisão Fringe.
Beni böyle görmeni istemezdim.
Não quis que me visses neste estado.
Walter'ı asla incitmek istemezdim, asla.
Jamais faria algo para magoar o Walter.
Birden dalmak istemezdim. İsterdim ya da istemezdim.
Não queria interromper o que pudesse ou não estar a acontecer.
Görüşünü mahvetmek istemezdim Gilligan ama kondom paketinden alınan parmak izi Jordan'a ait değil.
Detesto estragar a tua certeza, Gilligan, mas as impressões digitais na embalagem do preservativo não coincidem.
- O şeyin diğer tarafında olmak istemezdim.
Eu não ia querer ser o alvo dessa coisa.
Yapmayı istemezdim.
- Preferia não o fazer.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsun 47
istemiyorsan 36
istemez 58
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsun 47
istemiyorsan 36
istemez 58
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34