English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Istemiyor musun

Istemiyor musun translate Portuguese

4,334 parallel translation
- Peki, bu mezarları kimin değiştirdiğini hiç bilmek istemiyor musun?
A mim não. Mas não queres ao menos saber quem trocou as lápides?
Yani film çekmemi istemiyor musun?
Estás a dizer-me que não queres que eu filme?
Konuşmak istemiyor musun?
Não queres falar com ela?
- Kimlik falan görmek istemiyor musun?
Não queres ver identidade?
Onun nasıl olduğunu öğrenmek istemiyor musun?
Não queres saber como está ele?
Haydi ama, Soy Soy, büyükbabanı görmek istemiyor musun?
Vamos lá Soy-Soy, não queres visitar o avô?
- İşini geri istiyor musun istemiyor musun?
- Queres o trabalho de volta ou não?
- Yardımımı istiyor musun, istemiyor musun?
Queres a minha ajuda ou não?
Seth ile çıkmasını istemiyor musun?
Ah, tu não queres que ela saia com o Seth?
Hâlâ yardımımı istemiyor musun?
Não queres ajuda? Não, não quero.
- Ne yani, babanı görmek istemiyor musun?
Não queres ir ver o teu pai?
Senin Succubus'u bulmak istiyor musun istemiyor musun?
Queres encontrar a tua Súcubo ou não?
Kalenin yerini öğrenmek istiyor musun istemiyor musun?
Quer a localização do covil ou não?
İstiyor musun, istemiyor musun?
Bem, quer isso ou não?
Kutlamaya katılmak istemiyor musun Henry?
Não queres juntar-te à celebração, Henry?
- Bahsetmek istemiyor musun?
- Queres falar sobre isso?
Satmak istiyor musun, istemiyor musun?
Quer vendê-lo ou não?
Onu yakalamak istiyor musun istemiyor musun?
Que capturá-lo ou não?
Dostum olmak istemiyor musun?
Não queres ser meu amigo?
Lavinia'yı öldüreni bilmek istemiyor musun?
Não quer saber quem matou a Lavinia?
Nereye gittiklerini bilmek istemiyor musun?
Não queres saber para onde vão eles?
- Onunla konuşmak istemiyor musun?
- Não devias falar com ele?
- Gelmek istemiyor musun?
- Não queres entrar?
Eve gitmek istemiyor musun?
Preocupada em ires para casa?
- Sizinle gelmemi istemiyor musun?
- Achas que quero ir contigo?
Yoksa istemiyor musun?
- Não pode ou não vai?
Gitmek istiyor musun istemiyor musun?
Não és estúpida. - Não foi isso que aconteceu.
Bunu arkadaşlarımızla paylaşmak istemiyor musun, Booth?
Não queres discutir isso com os nossos amigos?
- Dinlemek istemiyor musun?
- Não queres ouvir?
- Atlamak istemiyor musun?
Não queres saltar? Sim.
- Bahse katılmak istemiyor musun?
Não queres entrar na aposta?
Dur. Nasıl çözdüğümü bilmek istemiyor musun?
Espera, não queres saber como descobri?
- Dönmeyi istemiyor musun?
Não queres voltar?
Benimle konuşmak istemiyor musun? Bana uyar.
Não queres falar comigo?
Nedenini bilmek istemiyor musun?
Não queres saber a razão?
- Jess, partide olmamı istemiyor musun?
- Nada disso. - Não queres que vá à festa?
Yardım etmek istiyor musun, istemiyor musun?
Quer ajudar-me ou não?
Yenilikçi ve uğranabilinecek bir yer istemiyor musun bildiğimiz bir Parisli moda editörünün kendini evinde hissedeceği gibi?
Não queres ser o local da moda para que uma certa rapariga parisiense se sinta em casa?
Bugün yemek, yemek istiyor musun yoksa istemiyor musun? Oh!
- Queres comer hoje ou não?
Başka bir bebek istemiyor musun şimdi?
Não queres mais outro filho?
Beni artık sevmek istemiyor musun?
Não queres amar-me mais?
Konuşmak istemiyor musun?
Não?
Gitmek istiyor musun istemiyor musun?
Queres o teu pacote de fuga ou não?
- Kutlamak istemiyor musun?
Não queres comemorar?
İstemiyor musun?
Não queres?
Peki sen gelmek istemiyor musun? Ben sana gelirim.
Vou ter contigo.
Ama 6 ay içerisinde birimiz farklı bir yerde olabilir ve o durumda bu şeyi istemiyor olabilir anlıyor musun?
Mas tu ou eu pode estar num sítio diferente daqui a seis meses e não quero seja o que for isso agora, então, sabes o que quero dizer?
Sen de bunu istemiyor musun?
Não é isso que queres?
Sen istemiyor musun?
Tu não queres?
İstemiyor musun?
Não queres falar?
- Partide olmamı istemiyor musun? - Hayır, hayır, hayır.
- Não queres que vá à festa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]