Iyi ama translate Portuguese
30,339 parallel translation
Yani tabii ki kariyerinde yükselene kadar sabit gelirimizin olması iyi ama...
É um rendimento estável até a sua carreira arrancar, mas...
İyi biriydi ama bir şey onu ele geçirmiş.
Era um bom homem, mas alguma coisa o possuiu.
Ama inan bana bu günün sonunda, sen ve ben en iyi arkadaşlar gibi olacağız.
No final do dia, tu e eu vamos ser as melhores amigas.
İyi para eder, ama sorun değil.
Vale dinheiro, mas tudo bem.
O iyi olacak ama yan etkileri olabilir.
Deverá ter poucos efeitos colaterais.
Evet, fena görünmüyordu ama bir performans, iyi olmaktan ibaret değildir.
Claro que pareceu bom, mas a atuação tem mais que se lhe diga do que quão bem o fazemos.
Ama çıksak iyi olur.
Devíamos sair.
Ama iyi taraflarıma bakabilir miyiz?
Podemos olhar para os meus pontos fortes?
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama babamın iyi olacağına inanmaya başladığım zaman, ben...
Não sei explicar, mas... Quando comecei a acreditar que o meu pai ia ficar bem, eu...
Jacob'ın kendi sorunları vardı ama iyi bir delikanlıydı.
Jacob, ele tinha os problemas dele, mas era bom rapaz.
Ama şu an iyi bir erkek arkadaş adayı olduğumu sanmıyorum.
Neste momento, não dou para namorado. Desculpa.
Niyetiniz iyiydi ama başarısız oldunuz. İyi bir kadınsınız, iyi bir polissiniz ama yanlış yaptınız.
É boa senhora, boa polícia, mas enganou-se.
İyi bir hikâye evlat ama gözümüz üzerinde.
É uma bela história, miúda, mas vamos ficar de olho em ti.
'Aşılı çocuk iyidir'dediniz. Ama iyi değil.
Disse :'Vacinar o miúdo é bom.'Mas isto não é nada bom.
Kızlar için iyi olabilir, ama oğlanlar ayakta işer.
Está bem para as raparigas, mas os rapazes deviam fazê-lo de pé.
Dindarsanız bazılarınız çok iyi insanlar olabilirsiniz, ama bizi yavaşlatıyorsunuz.
Se são religiosos... Decerto que alguns de vocês são muito simpáticos, mas abrandam-nos.
Depresyon çok bencilce bir şey. Hayatımın iyi olduğunu biliyorum ama beynim ikna olmuyor.
E a depressão é algo muito egoísta porque sei que a minha vida é boa.
Bazı günleri iyi, bazı günler zor. Ama sorun yok.
Alguns dias são ásperos e é aprovado, você sabe,
Teşekkürler ama başka iyi haberlerim de var.
Eu agradeço. Mas temos mais boas notícias.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez ve kimse araştırmada senden iyi olmayabilir ama kimse de benden iyi iş bitiremez.
Às vezes, as coisas não correm conforme planeamos. És a melhor em termos de pesquisa, mas ninguém é melhor do que eu a executar as coisas.
Ama iyi ki vermemiş çünkü o zaman iki yıl Gallo ile burada kalırdın.
Ainda bem que não o fez. Senão estarias aqui com o Gallo durante os próximos dois anos.
Ama ikimiz için de uzun bir gün oldu. İkimiz de biraz uyusak iyi olur.
Mas foi um longo dia para ambos e acho que precisamos de ir descansar.
Ama iyi olacağım.
Mas sim, vou ficar bem.
Sizinle hoşbeş etmeyi çok isterdim bir süredir üzerinde çalışıyorum epey iyi olmaya başladım ama şu an biraz acelem var.
Adoraria ficar na converseta, estou a ficar óptimo nisso, mas estou com pressa.
- Sesinizi duymuyorduk ama sözsüz iletişimde uzman olduğumdan aranızda bir sorun olduğunu gayet iyi anlayabiliyorum.
Não ouvimos, mas sou perito em comunicação corporal, e está claro... Estão em conflito.
Ama insanlar bunda iyi olduğumu bilseydi, benden daha fazla çalışmamı isterdiniz.
Mas se as pessoas soubessem que sou bom nisso, esperavam que fizesse mais coisas por aqui.
O zaman için iyi bir fikir gibi görünmüş olabilir, ama etkili olamadığı kesin.
Na altura deve ter parecido boa ideia, mas acabou por não ser eficaz.
Büyükanneleri, " Ama o iyi bir çocuk.
Quando aquelas avós dizem : " Mas ele é um bom rapaz.
Ama şık ve doğal olmalı yoksa hiç yapmayalım daha iyi.
Mas tem de ser elegante e orgânico, ou então não vale a pena fazê-lo.
Ama sen bunu yapmaya niyetli olmadığına göre iyi ki senin için bir şeyler düşünmüşüm.
Dado que não queres fazer isso tens sorte que eu tenha arranjado uma desculpa.
Ama ben iyiyim. - İyi mi? Mike seni parçalara ayırmadığı için şanslısın.
Tens sorte que ele não te tenha cortado em mil pedaços.
Ama Naomi şunu bilmen gerek eğer bir başka avukatın karakterine laf uzatırsan bu jüriye seninki hakkında iyi fikir vermez.
Mas, Naomi, se vai impugnar o carácter de outro advogado, deveria saber que, aos olhos de um júri, isso não abona muito a seu favor.
SPK sıkıntılarınla ilgili iyi şanslar dilerdim William, ama içimden gelmedi.
Desejava-lhe sorte com os problemas com a SEC, William, mas não seria verdade.
Ama Nathan yanına geldiğimde viskim hazır olsa iyi olur.
Mas, Nathan, quando lá chegar, é bom que tenha um uísque à minha espera.
- Haberlerim var ama iyi değil.
Eu tenho notícias, mas não são boas.
Ama bizim için hiç iyi olmaz.
Perder isto pode ser bom para o Mike, mas não vai ser bom para nós.
Ama bu it herifin ne yaptığını bilmek iyi olurdu. Mike'ı onunla aynı hücreye göndermeden önce.
Seria bom saber o que ele fez antes de o Mike voltar a partilhar a cela com ele.
Duydum ama Kevin'la aynı odada olmanın benim için iyi bir fikir olduğu kanısında değilim.
Eu ouvi, mas não é boa ideia estar na mesma sala que o Kevin.
Ama bunu sindirmek için biraz zaman ayırsan iyi olur Leonard.
Mas, Leonard, acho que é importante que tome o seu tempo para processar isto.
Geçen gece harika vakit geçirdim. Ama sana söylediğim şey konusunda iyi olup olmadığından emin olamadım.
Diverti-me imenso na outra noite, mas não tinha a certeza se estavas bem com o que te disse sobre ter...
Hayır iyi bir haber ama daha kutlanacak bir şey yok.
São boas notícias, mas não estou pronta para festejar.
Ama emin olun benim aciz ellerimde de iyi durumda.
Mas asseguro-lhes, o convite é válido vindo das minhas humildes mãos.
Çünkü iyi bir geleceği hal ediyor ama ben bunu sağlayamam.
Porque ele merece um futuro e isso é algo que não lhe posso dar.
Ama haftada 3 bine daha iyi bir arkadaş olabilirsin.
Com 3000 por semana, podias ser um amigo ainda melhor.
Hatalarından öğrendiğini duymam iyi oldu ama herkes eylemlerinin hesabını vermelidir.
Ainda bem que ele aprendeu com os seus erros. Mas todos os homens têm de assumir as responsabilidades dos seus atos.
İyi görünmüyor ama doğru da gelmiyor.
Não parece nada bom, mas... também há alguma coisa estranha.
Ne olduğunu bilmiyorum ama iyi bir şey değil.
Não sei o que diabo é, mas... não é bom.
Seni öldürmek bana huzur getirmeyebilir ama çok iyi hissedeceğime kesinlikle eminim.
Sabes, matar-te pode não me trazer paz... mas... com certeza me fará sentir bem.
Ama ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi.
Mas... quanto menos pessoas souberem disso, melhor.
Geçmişte bir sürü iyi şey yaptığını inkâr etmiyorum zaten ama gerçek bir kahraman zalim bir katili korumaz.
- Literalmente. - Não nego... que fez muito bem no passado, mas, um verdadeiro herói... - não protege um assassino brutal.
Efendim, iyi bir zaman olmadığını biliyorum ama düzenlenmiş SSR dosyalarına ulaşmak için erişim yetkisine ihtiyacım -
Senhor, sei que a altura não é a melhor, mas... preciso da sua autorização - para poder aceder a arquivos da RCE.
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32