English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Işimin bir parçası

Işimin bir parçası translate Portuguese

233 parallel translation
Bu da işimin bir parçası.
Isto ainda faz parte do serviço!
Evet. Makinelerden çıkan çamaşırları birbirinden ayırmak da işimin bir parçasıdır.
Parte do meu trabalho é separar várias peças de roupa, à medida que saem das máquinas.
Bayan Bergdorf işimin bir parçası olarak soruyorum :
Mrs. Bergdorf, posso...? Posso perguntar, Mrs. Bergdorf, por motivos profissionais...
Bu işimin bir parçası. Ve bunu gözardı edemeyiz.
É aí que se passa quase tudo e não o posso ignorar.
O da işimin bir parçasıydı. Neyse, şunu öğrendim : Bu Dutton İsviçre'ye sekizde kalkan uçağa bilet almış.
Seja como for, descobri que o coronel Dutton reservou passagem num voo para a Suíça às 20 horas.
Bilmiyorum, belki parasal sorunlar... Üzgünüm, ama sorulmayacak şeyleri sormak işimin bir parçası.
Não sei, problemas financeiros... desculpe, mas indiscrição faz parte do meu trabalho.
Ama bu işimin bir parçası.
- É normal, papá.
Ve bu, giderek işimin bir parçası olmaya başladı.
E isso começou a fazer parte do meu trabalho.
Ailen bana çok iyi davrandı Sharpay, ama seninle şarkı söylemek işimin bir parçası değil.
Os teus pais têm sido muito simpáticos, Sharpay, mas cantar contigo não faz parte do meu trabalho.
- Hepsi de aslında işimin bir parçası.
Faz parte do meu ramo.
- Bu da işimin bir parçası.
- Säo os ossos do ofício.
Evet, o işimin bir parçası tamam mı?
Vou estar fora por uns dias.
- Evet, bu benim işimin bir parçası.
- É parte do meu trabalho, sim.
Tehlike benim işimin bir parçası.
O perigo faz parte da minha profissão.
Evet. Utah işimin bir parçası.
O Utah fica no meu circuito.
Bu, işimin bir parçası.
Faz parte do meu trabalho.
Müşterileri özel insanlar olduklarına inandırmak işimin bir parçası.
Tenho de fazer com que os clientes se sintam especiais.
Bu, işimin bir parçası. Ama malı kaybettiği için kız kardeşimin kafasını kesti.
Mas a minha irmã, perdeu o material e ele matou-a à facada.
Kötü şöhret işimin bir parçası.
A publicidade rasca faz parte do negócio.
Bu işimin bir parçası.
Essa é uma das minhas funções.
- Bu da işimin bir parçası.
- Pareço-te bem? Claro!
Ona işimin bir parçası olarak davranmadım.
Ela tem alguma participação no negócio?
Bak, risk almak benim işimin bir parçası, ama senin değil.
É o meu trabalho estar em risco. Mas não o teu.
Bildiğin gibi, işim imaj satmaktır, ve işimin bir parçası bu imajla beraber yaşamaktır.
Que, como sabes, é vender uma imagem e como parte dele é viver essa imagem.
Şey evet.Beni işimin bir parçası
Claro, é o meu trabalho.
Bu da işimin bir parçası.
Faz parte do meu trabalho.
Sadece işimin bir parçası, seni hayatta tutuyorum ki sende işini yapabilesin.
Faz parte do meu trabalho, manter-te vivo para que cumpras o teu.
fakat, dürüst olmak gerekirse- - gerçek şu ki seni kısmen çekici buluyorum- - sadece bunu işimin bir parçası yapmak istiyorum.
Mas serei honesto. O fato de te achar moderadamente atraente, me facilita as coisas.
Artık işleri yürüttüğüm için işimin bir parçası da bu.
É parte do meu trabalho agora que estou no comando.
Evet, görüştüm. Ama bu işimin bir parçasıydı.
Independência de nosso estado.
Buradaki işimin bir parçası olacak.
Fará parte do meu trabalho aqui.
Bu, işimin bir parçası.
Ossos do ofício.
Bu ruhlar işimin bir parçasıydı.
Esses espíritos faziam parte do meu trabalho.
Bildiğin gibi, işim imaj satmaktır, ve işimin bir parçası bu imajla beraber yaşamaktır.
Como sabes, o meu negócio é vender uma imagem, e parte do meu trabalho é viver como essa imagem.
O zenci benim işimin bir parçasıydı.
O mano fazia parte do meu negócio.
Bunu da işimin bir parçası.
Eis a minha parte no negócio.
İşimin bir parçası da değildi.
E näo fazia parte do trabalho.
Bu benim işimin bir parçası.
- Faz parte do meu trabalho.
Mecburum. İşimin bir parçası.
Tem de ser, faz parte das minhas funções.
- İşimin bir parçası efendim.
Faz tudo parte do meu trabalho, senhor.
İşimin bir parçası.
Ele faz parte do meu trabalho.
İşimin bir parçası.
Faz parte do trabalho.
- İşimin bir parçası olduğunu söyledi.
- Disse que fazia parte do trabalho.
- İşimin bir parçası olduğunu söyledi.
- Não, voltou a dizer que fazia parte.
İşimin bir parçası.
Faz parte do meu trabalho.
İşimin bir parçası. Bir bürom var.
Também tenho um escritório.
- İşimin bir parçası.
- Faz parte do trabalho.
İşimin bir parçası bu.
Bem, é um risco ocupacional.
İşimin bir parçası.
Faz parte do ofício.
Biliyorsun, sen çok şanslısın, ben bir rahibim ve bağışlamak benim işimin en önemli parçası.
Tens a sorte de eu ser padre. Perdoar faz parte das nossas obrigações.
İşimin bir parçası.
Em parte, sim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]