Kacırdım translate Portuguese
8,003 parallel translation
Bunu nasıl gözden kaçırdım?
Nem acredito que me escaparam.
Ama bir şekilde iniş noktasını kaçırdım.
O que foi aquilo?
Neler oluyor? Bir şey kaçırdık mı?
Perdemos alguma coisa?
Hayır, o fırsatı kaçırdım.
Sim, não. Perdi esse barco.
Utanç verici şekilde işleri batırdın, şimdi ise seni bırakmamı istiyorsun böylece tekrar deli gibi kaçıp işimi bir daha berbat edebileceksin. - Hayır almayayım.
Estás a engraxar-me desavergonhadamente para eu te libertar, andares por aí à solta e estragares-me os planos outra vez.
Acaba başka neleri kaçırdım?
Agora, estou a imaginar o que mais me terá escapado.
- Tamam. - Burada ne kaçırdım?
O que foi que perdi?
Charlie'yi ben kaçırmadım, o kaçırdı.
Um rato. Foi ele que levou o Charlie, não eu.
Akılını mı kaçırdın, Joshua!
Perdeste a cabeça, Joshua!
- Sen aklını mı kaçırdın?
- Perdeste o juízo?
Hayatının altı ayını kaçırdım.
Perdi seis meses da vida dela.
Ama gidip karımı kaçırdı.
E sequestrou, a minha mulher.
Karımı kaçırdığında kızımı yapayalnız evde bırakmak plânının bir parçası mıydı?
O teu plano era raptares a Lyla e deixares a minha filha sozinha?
- Kızı korkutup kaçırdım galiba.
Parece que te assustei.
- Ne kaçırdım?
- O que perdi?
Birşey mi kaçırdım?
Está a escapar-me alguma coisa?
Doğum gününü kaçırdığım için kendimi kötü hissettim
Porque me senti mal em ter perdido o teu aniversário.
Yemeği kaçırdım gibi gözüküyor.
Parece que perdi o jantar.
Aklını mı kaçırdın sen?
- O quê, estás maluco?
Kaçırdığım bir nokta olabilir ama bütün oklar Trent'i gösteriyor gibi.
Talvez me esteja a escapar algo, mas parece-me que todos os indícios apontam para o Trent.
Gördüğün o Meksikalılar karımı kaçırdı.
Esses mexicanos que viu raptaram a minha mulher.
Ne kaçırdım?
O que perdi?
Carter'ın sorunları etrafında o kadar çok, o kadar uzun bulundum ki, gözden kaçırdığım şey onu "benim nedenim" diye çağırmaya başladım.
Tenho-me ocupado tanto com os problemas do Carter há tanto tempo que aquilo que tenho perdido é... Comecei a chamar-lhe "a minha causa", e ele não é, apenas, uma causa.
- Wesenrein bir arkadaşımızı kaçırdı.
Eles raptaram um amigo nosso.
Aklını mı kaçırdın?
Perdestes o juízo?
- Ne kaçırdım?
O que perdi?
Olan o zaten. Kaçırdığım bir ayrıntı mı var?
Foi o que aconteceu, estou a deixar passar algo?
Hâlâ Zalman'la ilgili bir şeyleri gözden kaçırdığımızı düşünüyorum.
Ainda acho que nos está a escapar qualquer coisa com o Zalman.
Aklınızı mı kaçırdınız?
Você está louca?
Konuşmanı kaçırdığım için kusura bakma.
Desculpa se perdi o teu grande momento.
Ajan Mackenzie'nin yaraları stabilize edildi. Ama bir kontrol edip gözden kaçırdığımız bir şey var mı diye bakmanı istiyorum.
O agente Mackenzie estabilizou, mas veja se nos escapou algo.
Gözden kaçırdığım buymuş demek.
Era isto que me faltava.
Yemeği kaçırdığım için üzgün olduğumu söyleyin.
Que sinto muito... por ter perdido o jantar.
On iki yıl Taco Bell'e gitmeyi kaçırdım ha?
Doze anos que passei sem ir ao raio, ao catano, à treta do Taco Bell?
Kaderimi kaçırdım.
Perdi o meu destino.
Aklını mı kaçırdın?
Enlouqueceste?
Yardım etkinliğini kaçırdığım için kusura bakma.
- Obrigado por teres vindo. - Desculpa não vos ter ajudado.
Aklını mı kaçırdın sen?
Perdeste completamente o juízo?
Beni kızdırmayı bıraktığın zaman Sandbrook'ta kaçırdığın her şeyi anlatacağım.
Eu digo-lhe o que lhe falhou em Sandbrook quando parar de me chatear.
Chloe ve Dan'in çocuklarını kaçırdım.
Não o fiz com a Chloe e o Dan, pois não?
Bir şeyler kaçırdığımızı bulmak için dosyanın üzerinden geçiyor.
Ela está a rever o caso, a ver se nos escapou algo.
Güçlü olmam gereken bir noktadaydım ama olamadım ve beraber olmam gereken insanı kaçırdım.
Tornei-as mais complicadas. Estava num ponto em que... Devia ter sido forte e não fui e perdi a pessoa com quem era suposto ficar.
Okuldan sonra girmem gereken sevgili vizelerimi kenara bırakırsak ne kaçırdım? - Çevrilmemiş altyazı -
Certo, então além dos adoráveis testes do meio semestre que terei que fazer após as aulas, o que perdi?
Gözden kaçırdığım bir şey var.
Está a escapar-me alguma coisa.
- Dansı kaçırdığım için kusura bakma.
Desculpa ter falhado o baile. Não te preocupes.
Sen Finch'i kaçırdığında makine seni bulmama yardım etmişti.
Quando raptaste o Finch, a Máquina ajudou-me a achar-te.
Onu kaçırdığımı düşündün.
E que eu o tinha raptado. Porque é que eu faria isso?
Düşme anını kaçırdın mı?
Perdemos o desmaio?
Otobüsümü kaçırdım da.
Perdi o meu autocarro.
Yardım etmek için şansını kaçırdın.
Eu só queria ajudar. Tiveste uma oportunidade para ajudar.
Gözden kaçırdığım bir şeyi.
Alguma coisa que tenha negligenciado.