English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kapı orada

Kapı orada translate Portuguese

537 parallel translation
Adam gibi durmayacaksan, kapı orada.
- Acalma-te ou vai-te embora.
- Defol kapı orada!
A porta é ali, minha senhora.
Kapı orada!
A porta é ali!
Eğer hoşlanmıyorsan, kapı orada.
Aqui quem manda sou eu. - Se não concordas, a porta está ali.
Kapı orada... Dışardaki Koridor Ieads.
Essa porta dá para o corredor exterior.
Orada çok güzel ağaçlar, sanki cennetin kapısına erişebilecek kadar yükselen çok uzun çamlar var.
As arvores são tão altas, subindo e subindo como se quisessem alcançar as portas do céu.
Ve soracaklar, kim bu kadar özel ki orada ve o gece bir çığlık duyulacak otel yakınında insanlar soracak bu otel neden korundu diye şafakta ben çıktığımda kapıdan diyecekler ki, demek o burada yaşadığından.
Apenas a estalagem decadente ficará inteira "Mas quem vive lá?", Há-de ouvir-se perguntar "Mas quem vive lá?".
Hiç yabancı bir yere gidip, daha önce de orada bulunduğun hissine kapıldığın oldu mu?
Alguma vez foste a um sítio desconhecido e tiveste a certeza de já lá ter estado?
Orada görülmek istemedim onun için kapıdan uzaklaştım.
Não queria que me vissem ali, por isso, afastei-me da porta.
Tam, yatakları hazırlamak için yukarı çıkmıştım ki orada, atölye kapısının yanında durmuş bana bakıyordu.
Simplesmente subi as escadas e dirigi-me para os quartos, e estava à porta do estúdio, a olhar para mim. - Era uma mulher.
Açman gereken kapı orada.
Ali está a porta.
Orada kilitli bir kapı...
Verás um parafuso que quando...
Orada olduğunu biliyorum, kapının altından ışığı gördüm.
Eu sei que estás aí. Vi a luz lá de baixo.
Madenin kapısına geldiler ve orada durup bana baktılar.
Vieram até à entrada da mina e ficaram ali olhando para mim.
Orada küçük bir kapı var.
Há uma pequena porta.
- Orada, kapıda!
- Ali está ele!
Fakat bu sabah saat 06 : 00'da kapıları açtığımda, onun bana söylediği gibi, orada, şu sandalyede oturuyordu.
Mas quando abri os portões às 6 da manhã, como ele me pediu, Lá estava ele, sentado nessa cadeira.
Pederson'lar orada olduğu için mi kapının yanındaydınız?
Estava junto à porta porque a mesa dos Pederson ficava ali?
Bu kapının orada duruyordum ve... ve güldüm.
E eu fiquei parado bem ali na porta e... e eu ri.
Şimdiye kadar hiç, orada olamayacağımız hissine kapıldın mı?
Frank, Já tiveste a sensação que não estamos sós?
Neden orada duruyorsun şimdi kapıdan soğuk giriyor gir içeri.
O que estás a fazer aí parado? Não sentes o ar frio? Entra!
Bu sabah kapıcı oradayken orada ilgini çeken birinin yaşadığını anlamıştım.
Esta manhã, quando a porteira abriu a janela da frente, vi que estavas interessado em alguém dali.
Kapıyı açtığım dakikada, sizi orada dikilirken gördüğümde uyanan.
Logo depois de abrir a porta... já sabia que nos daríamos bem.
O da ana kapının orada geceliyor. Bu niçin bana önceden söylenmedi!
Por que não fui avisado?
Pekala, orada dikilmeyin, Açın kapıları, kapıyı açın!
O que estão esperando? Abra! Abra!
Mutfak kapısının orada musluk var. Diğer ihtiyaçlarınız için yolu takip edin.
Podem lavar-se na sala perto da cozinha... e sigam o caminho lá para atrás para outras coisas.
- Çünkü gittiğin bir sonraki kapıdaydı. Evde değillerdi ve sen de buna kazara gittin. Sen de orada sadece kadına yüklendin.
- Foi quando você entrou no vizinho... e eles não estavam em casa, enganou-se e entrou em outra casa... e conseguiu fazer o pedido com a esposa do cara.
Bakın, orada, kapı önünde.
Olhe, ali, na entrada.
- Hemen şu kapıların orada.
- Do lado de fora daquelas portas.
Teğmene o vagona girmesini ben kapıyı çalana kadar orada kalmasını söyle.
Diga ao Tenente que se meta no comboio, e que não saia de lá até eu bater à porta.
Orada ne saklıyorsanız buna değmez, açın kapıyı.
Abra a porta.
Bir zamanlar firavunların yaşadığı dağların içinde kayalardan bir saray inşa ettim ve orada büyük gelgitin bulacağımız yeni hayata açacağı gizli kapıyı bekleyeceğiz.
Eu construí uma palácio sob a rocha... e, em seguida, aguarde... até que a maré grande escolha... revelar uma porta secreta... depois que encontrar um novo vida.
Benim yanıldığımı kanıtlamak için kapıyı kapatıp beni orada bir başıma bıraktınız.
Para provar que eu estava errado, fechou a porta e deixou-me lá sozinho.
Dairene git ve orada kal. Kapıyı kimseye açma.
Mete-te em casa e não abras a porta a ninguém!
Orada, o kapıdan sağa.
Entre por aquela porta.
Ön kapının orada sivri kazığa geçirildiğini?
Empalada nas lanças do portão?
Kapı tam orada.
É aquela porta.
Mutfak kapısının orada hep bir yirmilik bulundururum.
Costumo ter uma nota de 20 junto à porta da cozinha.
Yalnız kalmak istiyorum, orada kapı yok.
Gostaria de usar a casa de banho, e não há porta.
Kasıtlı olarak orada hiç kapı yok.
Não há portas de propósito.
Tamam, bodrumdasın ; asansör kapısını açıyorsun, ceset orada. Ve sıvışıyorsun.
Muito bem, tu estás na cave, a porta do elevador abre-se ali estava o corpo.
Orada grupların kapışması yaşanacak.
A Debbie disse-me agora...
Orada bir kapı var ve bahse girerim ardında bir şeyler vardır.
Há uma porta ali... E aposto que há algo atrás dela.
Lou aç şu kapıyı, orada saklandığını biliyorum!
Abra essa porta! Sei que está escondido aí.
tabii bizi güney kapısının orada görmedin.
Não nos viu sozinhos na entrada sul.
Kapının orada dur.
Fique ao pé da porta.
... benim bir... önsezim oldu ve ... param vardı ve... kiliseden fırladım, ve Üniversiteye gittim... ve kapıların kapalı olduğunu gördüm... orada bir sürü Alman askeri vardı... ve Profesörleri gördüm.
Eu tive um... pressentimento e eu... tive muito medo e eu... sai correndo da igreja e fui a universidade... e vi que o portao estava trancado e... havia muitos alemaes Ia... e eu vi os professores.
Baban orada cehennemin giriş kapısı olan bir kuyu olduğunu yazmıştı
O teu pai escreveu de que há um poço seco.
Adam içeride. Sarı gömlek, kapının orada.
Camisa amarela, na porta.
Kapı orada.
A porta é ali.
Onu seyretmek için mi? - Hayır. Orada kalmamın nedeni broomball oyuncularının ışıkları ve yan kapıyı açık bırakmam için bana 100 dolar vermesiydi.
Não, estava lá porque os jogadores de broomball pagaram para ligar as luzes e manter a porta lateral aberta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]